Sanırım 1984 yılıydı henüz 9 yaşındaydım. Babam, Capablanca'nın satrancın esasları kitabı ile satranç tahtasını masanın üzerine özenle bırakmıştı. Taşları dizerken dikkatlice kitaba baktığımızı hatırlıyorum kardeşimle.
Bu kitabı her elime aldığımda aklıma hep yaramazlık yaparken hayatını daha dolu yaşayan ancak sonraları yaşama sevinci ölen Zeze'nin üzüntü ve kaygıdan hasta oluşu gelir. Şeker Portakalı, Brezilyalı yazar José Mauro de Vasconcelos'un tüm dünyayı etkisi altına almayı başaran 1968 tarihli dram ve çocukluk romanıdır.
Orwell'in yazım tarzındaki farlılık Dünya tarafından kabul görürken, 70-80 yıl öncesinden bize yazarken yol gösterdiği pek çok gelişmeyi şuan maalesef yaşayarak tecrübe ediyoruz. Dünya teknolojik olarak değişse de aslında insanların olaylara gösterdiği tepkilerde değişen fazla bir şey yok.
Tüm bu yaşadıklarımız aslında ne anlama geliyor? Etrafımızdaki her şey gerçekten var mı yoksa biz tüm bu olup biteni beynimizin içinde kurgulayıp yaşıyor muyuz?
Charles Darwin bir dahi miydi yoksa ateist bir şarlatan mı? Bilim dünyası 162 yıldır bu soruyu cevaplamaya çalışıyor… Darwin, İngiliz biyolog ve doğa tarihçisidir. Doğal seçilim yoluyla evrim kuramının kurucusudur.
Büyük Prensesim eğer yaşasaydı, bu gün 17 yaşında olacaktı…
Öncelikle asıl merak ettiğim şeyin Avrupa'da halen uygulanan Erasmus öğrenci değişim programına, neden Roterdamlı Erasmus'un isminin konulmasıydı?
Mevlana 2021'de Türkiye'de yaşasaydı, İnsanların umutsuzca verdiği bu tuhaf hayat mücadelesi içinde pandemik bir ortamda yine mesneviden beyitler okuyarak ney eşliğinde nasihat edebilir miydi bilemiyorum?