Türkiye'nin en önemli kurumlarından biri olan AFAD'da Başkan olsaydım neler yapardım ya da yapmaya çalışırdım?
Sevdiğim yazarlarda hep kendimden bir parça ararım . Sebahattin Alinin büyük babasınında tıpkı benim gibi çocuk yaşta Trabzon'dan İstanbul'a geldiğini okuduğumda içimde ona karşı olan ilginin daha da arttığını hatırlıyorum.
Milenyumdan sonra insanların globalleşen dünya içinde kendilerini nasılda cep telefonu ekranlarına mahkum ederek yalnızlaştıklarını hepimiz maalesef yaşıyoruz. Oysa üstadın yalnızlaşmak için 79 yıllık bir ömre sığdırdığı kendince haklı çok önemli nedenleri vardı…
Bazen her şeyi yaparsın, çalışırsın dürüstçe, sabır sınavlarından ve hayatın önüne koyduğu diğer rutin engellerden geçersin ancak yine de istediğin, hayal ettiğin gibi olmaz…
Bugün, Friedrich Nietzsche'nin bana göre en önemli kitabı olan 'Böyle buyurdu Zerdüşt'de aslında ne anlatmak istediğini sorgulamak istedim ancak öncelikle onu biraz tanımamız gerekiyor sanırım.
Kıymetli meslektaşım, Prof. Dr. Ahmet Ercan'ın katkılarıyla 32 aydın ve akademisyenin kendi bakış açılarından cevaplamaya çalıştıkları 'Türkiye için ne yapmalı?' genel olarak hükümete muhalif görüşlerin ağırlıkta olduğu ancak önemli fikirlerin gündeme getirildiği farklı bir kitap.
Hayat umduğumuz gibi gitmediğinde yaşadığımız hayal kırıklığı için bir yedek güç ünitemiz var mı?
Martin Heidegger felsefede varoluşçuluk akımının en önemli figür filozoflarından biri olup hayatı tartışmalarla doludur. Ancak bugün, Heidegger'in en önemli eseri Varlık ve Zaman kitabını yazarken aslında dünyaya ne anlatmak istediğini merak ediyorum. Bu nedenle bir zaman yolculu yapıp kulübesinde kendisiyle bu önemli konuyu konuşmam gerekiyor… Ancak öncelikle Heidegger'i biraz tanımamız gerekiyor sanırım.