SON DAKİKA

Vatandaş ne zaman rahat edecek?

Son günlerde her kaleme zam üstüne zam geliyor, kurların yükselişi durmuyor, marketlerdeki ürünlerin fiyatlarında nerdeyse her gün değişiklik oluyor ve vatandaşın geçim sıkıntısı çığ gibi büyüyor.

Tüm bu zamlara rağmen ekonominin iyi olduğu yönünde konuşmalar yapanlar, telefonunu göster sorularıyla saçma sapan savunmalar yapan insanlar ve fakirliği över tarzda haber yapan gazeteciler ise daha ayın başında ay sonunu nasıl getireceğini düşünen, borçlarıyla cebelleşen ve gelecek kaygısı yaşayan gençlerin sinirini daha da bozmaya devam ediyor. Bunlar yetmezmiş gibi gözle görülür rakamlara rağmen yanlış olduğu belli rakamlar veren TÜİK vatandaşı şaşırtıyor. 

Daha yeni yıla girmeden gelen zamlar şunu düşündürüyor: Yeni yıldan sonra geleceği söylenen zamlarla birlikte temel ihtiyaçlar nasıl giderilecek? Özel tüketim sayılıp KDV’si yüzde on sekiz olan çoğu ürün de aslında özel tüketim değil ama zamlara rağmen KDV oranlarında da herhangi bir düşüşe yönelik karar alınmıyor. Zamlar dışında KDV düzenlemesi yapılması gerekliliği ise çok sık tartışılan bir konu değil. Örneğin; kedi-köpek mamalarındaki yüzde on sekiz KDV, temizlik ürünlerindeki yüzde on sekiz KDV, bakım ürünlerinin nerdeyse tamamındaki yüzde on sekiz KDV, damacana sulardaki ve tüpteki yüzde sekiz KDV neden düşürülmüyor? Özellikle Dünya çapında yaşanan bir pandemi varken temizliğin temel ihtiyaç olduğunun kabul edilmesi gerekmez mi? Ayrıca damacana suyun KDV’sinin ekmek gibi yüzde bir olması, tüpün ise yemek pişirmek için gerektiği düşünülerek yüzde sıfır veya yüzde bir olması gerekirken neden vatandaş vergi yükünün altında eziliyor? Bir tüp 225 lira olmuşken, 20’li yumurta 35 lirayken, kıymanın kilosu 90 lirayı, tavuğun kilosu 80 lirayı görmüşken insanların nasıl beslenmesi bekleniyor? Sadece evin ihtiyaçlarını karşılamak, kira ve faturaları ödemek bile başlı başına bir sorun haline geldi. 

Son günlerin başlıca gündemi asgari ücrete ve emekli maaşlarına gelecek zam ancak böyle bir zammı karşılayacak kaynak nereden bulunacak? Para basılarak karşılanacaksa bu da başka bir krize yol açmayacak mı? Söylenen rakamları işveren nasıl karşılayacak? İşverenin bu rakamı karşılayamaması durumunda kayıt dışı çalışanların ve işten çıkarılanların sayısında büyük bir artış olmayacak mı? 

Türkiye’de iş sorunu olmadığını, insanların iş beğenmediğini söyleyenler var ancak maalesef donanımlı insanlar okudukları bölümlerle alakası olmayan işler yapmaya mecbur hale geldi. Geçtiğimiz günlerde bir market kasiyerlik için verdiği iş ilanında en az dört yıllık üniversite mezunu aradığını belirtti. Bu bile insanların ne durumda olduğunun ve iş beğenmemek gibi bir durum olmadığının göstergesi. 

Sonuçta ardı arkası kesilmeyen zamlarla alım gücü her gün iyiden iyiye düşen insanlara yapılacak yüksek zam bile bir işe yaramaz, insanlar yine geçinemez. İstikrarlı bir ekonomi politikasına ve konusunda uzman ekonomistlere bu durumun düzeltilmesi için ne zaman şans verileceği ve geç kalınıp kalınmadığı ise ayrı bir merak konusu.