SON DAKİKA

Türkiye Afgan mülteciler için doğru yer değil

Son aylarda ülke gündeminde her gün birbirinden önemli konular yer alıyor, bu kadar yoğun gündem değişikliği sebebiyle de hiçbir konu hakkında yeteri kadar konuşulmuyor, konuşulsa da gerekenler yapılmıyor ve sorun üstüne sorun yaşanması bizi gitgide daha da çıkmaza sürüklüyor.

Pandeminin etkileri, uzun süredir devam eden ve gitgide şiddetini artıran ekonomik sıkıntılar, buna bağlı olarak artan işsizlik, çevre sorunları ve bunlar da yetmezmiş gibi göçmen krizi çoğumuzu olumsuz yönde etkiliyor. 

Uzun süredir sürekli artan ve Merkez Bankasında yapılan değişikliklerle de bir gelişme kaydedilemeyen kur artışları sebebiyle Dışişleri Bakanlığı’nın yurtdışı temsilcileri için ödediği kira bedelleri toplamı beş yılda yaklaşık 3 kat arttı. Tabi bu sadece etkilerden bir tanesi, sürekli büyüyen dış borç artık müdahale edilmesi için vakit kalmadığını gösterse de gördüğümüz üzere kurlarda kayda değer bir düşüş sağlanamıyor. Geçtiğimiz günlerde Moody’s tarafından yayınlanan rapor da aslında ekonomik ortamın ne kadar sorunlu ilerlediğinin bir başka göstergesi oldu. Rapora göre Türkiye varlık risklerinin en çok artması beklenen ikinci ülke. Bunda pandeminin ve tedbirlerin gevşetilmesinin çok büyük bir rolü olsa da tedbirlerin geri getirilmesi halinde kısıtlamalarda bu sefer hiçbir şekilde ayakta kalamayacak belki de yüz binlerce insan var. 

Bu kadar sıkıntılı günlerden geçen vatandaşları bulunan bir ülkede mültecilerin bu denli fazla olması ve hala gelmeye devam ediyor oluşları büyük bir sorun.  AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki her ne kadar Gaziantep ve Kayseri sanayisini mültecilerin ayakta tuttuğunu söylese de, belirttiği zor şartlardaki çalışmalar karşılığında vatandaşlarının hak ettikleri maaşı alması sağlansa daha doğru olmaz mı? Bu konunun insani boyutuyla ilgili söyledikleri doğru da olsa önce vatandaşlarını düşünmesi gerekiyor. 

Avusturya Başkanı Kurz ise yaptığı açıklamada homofobik ve kadına değer vermeyen insanları Avrupa’da görmek istemediğini belirtti. Her iki konuda da hali hazırda bitmek tükenmek bilmeyen şiddet olaylarıyla karşılaşan bir ülkenin vatandaşları tabi ki Avrupa Devletlerinin sorunu değil. Yardım paketleriyle yeni anlaşmalar yapıp göçmenleri sınırları dışında tutmak gayesini Türkiye’nin de izin vermesiyle başarılı bir şekilde gerçekleştiriyorlar. 

Mülteci sorunu tabi ki bu kadar basite indirgenecek ve çözümü kolay bir konu değil ancak Avrupa vatandaşlarının refahı bozulmasın diye Türk vatandaşlarının sıkıntı çekmesine artık izin verilmemesi, yeni anlaşmalarla daha fazla mülteciye ev sahipliği yapılmaması gerektiğini düşünüyorum. Zor şartlarda kalan mültecilerin can güvenlikleri için artık başka ülkeler sorumluluk alıp maddi yardım paketleriyle “destek olmak” yerine ne bizim vatandaşımızı ne de mültecileri zora sokmayacak çözümler üretirse bu sorun ancak o zaman çözüme kavuşur.