SON DAKİKA

Tele-Tıp ve Tele-Sağlık

Tele-tıp uygulamaları tele-sağlık içinde yer alan, hastalığın bilgi teknolojileriyle tanılaması ve tedavisi için kullanılan teknolojidir. Tele-tıp, uzaktan erişim ile bireylerin ve toplumların iyi olma haline bilişim ve iletişim teknolojileri kullanılarak klinik destek verilmesidir.

Tele-sağlık uygulamaları ise; bireyin sağlık sorunları ve kampanyaları hakkında bilgilendirilmesi, yönetim ve sağlık eğitimi, gözetim ve izleme gibi klinik olmayan hizmetler ve klinik etkileşimleri de kapsamaktadır. Tele-tanılama, tele-mentorluk, tele-izlem başlıkları altında tele-radyoloji, tele-dermatoloji, tele-patoloji, tele-psikiyatri, tele-evde bakım ve tele-cerrahi gibi alanlarda kullanılabilmektedir. Bütüncül sağlık hizmetini uzaktan erişim ile sunmakta ve teknoloji odaklı sağlık hizmetlerini kapsamaktadır.  

Dünya’da Tele-Tıp ve Tele-Sağlık uygulamalarının ilk örneği 1960’lı yıllarda Nebraska Psikiyatri Enstitüsü ile State Mental Hastanesi arasında 180 km uzunluğunda kapalı devre televizyon sistemi kurulmasıyla başlamıştır. Günümüzde teknolojinin gelişmesi, uydu iletişim sistemleri ve bilişim sistemlerinin çeşitlenmesiyle, özellikle pandemi döneminde tıp ve sağlık hizmetlerine erişim ve hizmet kalitesini olumlu etkileyen uygulamaların hayata geçmesinde yükseliş gözlemlenmiştir. Tıp ve sağlık hizmetlerine erişim kolaylaşmış, hasta, hekim ve sağlık hizmeti arasındaki ilişki verimli, denetlenebilir, birbiriyle iletişimli ve uyumlulaştırılmış, zaman kaybı ve tanı gecikmeleri önlenebilmiştir. Sağlık hizmetine kolay ve hızlı erişim, düşük maliyetlerle etkili sonuçlar, hastanın yaşam kalitesi ve memnuniyetinin artırılması, doktor hasta iletişimi ve erişiminin hızlanması, dijital çözümlerle hasta uyumluluğunun artırılması, dijital belge ve bilgilere dijital platformlar yoluyla erişilebilmesi, dijital eğitim ve webinarlar ile hizmet kalitesini artıran uygulamalardır. Bu uygulamalar modern tıbbın gereklilikleri arasında görülmektedir. E-Nabız E-Tıp uygulamalarına önemli bir örnektir.

Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi ve Hekimlik Mesleği Etiği Kuralları ile hastaların uzaktan muayene, teşhis ve tedavisi yasaklanmışsa da; pandemiyle birlikte Uzaktan Sağlık Hizmetlerinin Sunumu Hakkında Yönetmelik ulusal ve uluslararası hizmetlere yer vererek 2022 yılında yayınlanmıştır. Uzaktan sağılık hizmeti sunmamın yararlılığı kanıta dayalı bilimsel çalışmalarla ortaya konulup, düzenleyici işlem etki analizler sonrasında, dünyada yapılan düzenlemeleri dikkate alınarak, sebep ve amaç unsurlarına uygunluğu dikkate alınarak uygulanması hekimlerin talepleri arasında yer almaktadır. 

Sağlık Bakanlığı, Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü Sistem Yönetimi ve Bilgi Güvenliği Daire Başkanlığı tarafından, radyologlar arasında tele-tanılama, tıbbi görüntü ve raporların kalite açısından değerlendirilmesi, Görüntü Arşivleme ve İletişim Sistemleri (PACS) üzerinden verilere 7x24 erişimin sağlanması için tele-tıp ve tele-radyoloji sistemini geliştirmiştir. Bu uygulama Bilişim Teknolojisi ve Radyoloji teknik çerçevelerinde, IHE (Integrating the Healthcare Enterprise) tarafından uyumluluk testleri tamamlanmış ve uluslararası yeterliliği tanımlanmıştır. Böylelikle mükerrer tetkiklerin oluşturduğu, zaman, emek, maliyet, işgücü ve iş yoğunluğu planlamaları yapılabilmiş, tele-tanılama ve kalite kontrol sağlanmış, hastaların radyolojik tetkikler nedeniyle zarar görmesinin önüne geçilmiştir. Akıllı telefon uygulamasıyla sağlık sistemine ya da hastanenin bilgi yönetim sistemine giden veriler aracılığıyla, sürekli tansiyon ve nabız ölçümlerinin raporlanması, uzaktan ve yerinde sunulan test hizmetlerinin sonuçlarının telefona yönlendirilmesi gibi pratik veri akışları ile hekimler, hastalarının mevcut sağlık durumları hakkında güncel, hızlı, sürekli ve sürdürülebilir etkileşim sağlanmıştır. 

Geleceğin hekimlerine, eğitim süreçlerinin klinik yıllarında ve akademik çalışmalarında; geleceğin tıp ve sağlık uygulamalarının felsefesine vakıf olmaları, geleneksel ve gelecekçi uygulamaların aralarındaki farklar, avantajlar ve dezavantajların farkındalığını geliştirmesi, uygulama örnekleriyle deneyimler edinmesini sağlayacak müfredata ve projeler geliştirilmesine ihtiyaç olduğu açıktır. Hekimler dışındaki diğer sağlık çalışanlarının da tele-tıp ve tele-sağlık hizmetlerine yönelik algılarının ve farkındalık düzeylerinin geliştirilmesi de ihtiyaç olarak karşımıza çıkmaktadır. 

Gelir düzeyi düşük ve yaşam şartları iyi olmayan, yaşlı ya da görme, işitme gibi engelleri bulunan vatandaşların teknolojik etkileşimi kendileri yapabilmeleri için eğitim katkısı sunulması kaçınılmazdır. Özel sağlık sigortalarının ödeme ölçüt ve süreçlerindeki belirsizlik, hasta mahremiyeti etiği, test veya görüntülere ulaşmadaki olası gecikmeler, yüz yüze muayenede tespit edilebilecek belirtilerin gözden kaçabilmesi gibi olumsuzlukları olsa daolumlu yönlerinin daha fazla olması nedeniyle geleceğin tıp ve sağlık uygulamaları bu yönde gelişmektedir.