SON DAKİKA

Tarımda arabuluculuk

Gıda güvencesi, Dünya'nın yakın geleceğinin en temel sorunudur. Gıda güvencesi beka, gıda güvenliği halk sağlığı meselesidir. Türkiye, gıdaya erişimin varoluş ve beka meselesi olduğunu kavramış, toplumsal ve sektörel barış çözümlerinin gerçekleşebileceği hukuki iklimi oluşturmuştur.

Tarafsız ve bağımsız uzman arabulucular vasıtasıyla en kısa zamanda, en az maliyetle, tarafların kendi çözümlerini oluşturma veya sektörel çözümleri teamül haline getirmek için adım atmış, tarımın temel öznelerini heyecanlandırmıştır. 

Sözleşmeli Tarımsal Üretimden Kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümde arabuluculuğun zorunlu hale gelmesi ve çözümlerin uzmanlık gerektiren arabulucular nezdinde geliştirilmesi, sektörel barış iklimine katkı sunan ve gıda güvencesinin korunmasını sağlayan bir uygulama olduğu tartışmasızdır. 

Tarımsal Üretimden Kaynaklanan Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk zorunlu hale gelmiştir.  Tarım Kanunu, toprak, su ve biyolojik kaynaklar ile birlikte tarımsal girdiler kullanılarak yapılan bitkisel, hayvansal, su ürünleri, mikroorganizma ve enerji üretimi tarımsal üretim olarak tanımlanmaktadır.

Çiftçiler, arıcılar, hayvan yetiştiricileri (Üretici), kooperatifler, birlikler (Üretici Teşkilatları), Özel Hukuk Tüzel Kişileri ve Gerçek Kişiler (Tarımsal İşletme-Özel Sektör), Sigorta şirketleri (Ürün Değer Garantörü) Tarım ve Orman Bakanlığı (Kamu Sektörü) ve vakıflar, dernekler (Sivil Toplum Kuruluşları) tarımın temel özneleridir. 

Sözleşmeli bitki yetiştiriciliği, sözleşmeli arıcılık, sözleşmeli hayvancılık modelleri çiftçiler ve hayvan yetiştiricileri ile özel hukuk gerçek ve tüzel kişileri arasında yürütülmektedir. Özellikle tarım ihtisas organize sanayi bölgelerinin kurulması ve tarım ürünlerinin endüstriyelleşmesi bitki üretimi, hayvan yetiştiriciliği ve arıcılığın içerik, nitelik ve kapsamını genişletme yeteneğindedir. Üretici ve yetiştiriciler ile diğer gerçek ve tüzel kişilerin karşılıklı menfaat esaslarına dayalı bu üretim modelinden kaynaklanan uyuşmazlıklar da zorunlu arabuluculuk kapsamındadır.  

Bitki yetiştiriciliği, hayvancılık ve arıcılık olarak tanımlanabilecek tarım bileşenlerinin, üretici, ticari işletme, özel sektör, sigorta sektörü ve kamu sektörü olarak tanımlanabilecek tarım özneleri ile tarımsal üretimler ilişkilerinden kaynaklanacak uyuşmazlıklara barış iklimi hakim olacak, çözüm çeşitliliği göz kamaştırıcı olacaktır kanaatindeyim. 

Ürün (Hasılat) Kira Sözleşmesi’nde kiracı kiralananı işleterek, kullanım ve yararlanma amaçlarını gerçekleştirir, semereleri devşirerek kazanç elde etmeyi hedefler. Bu sözleşme Borçlar Kanunu’nda düzenlendiğinden kira hukuku zorunlu arabuluculuğuna tabidir. 

Hangi uyuşmazlığın tarımsal üretim niteliğinde olduğu Tarım Kanunu ile açıklığa kavuşmuştur. Barış kültürü ulusal ve uluslararası hukuk metinlerinin barışa hizmet eden ve barışı teşvik eden niteliğe kavuşmasıyla mümkündür.  

Barış kültürü eşitlik, adalet, insan hakları, hoşgörü ve dayanışma ilkelerine dayanır. Barış durağan değil süreğen ve yaşayan süreçtir. Bireylerin barış yapma becerilerinin gelişmesi, içsel öfkelerini yönetebilmeleri, aktif dinlemeyi öğrenmeleri, iletişimi güçlendirmeleri, yaratıcı çözümler üretmeleri öğrenilebilir bir şeydir.  Bireylerin kendi haklarından faydalandığı ve başkalarının haklarına saygı gösterdiği, kaynakların eşit dağılmasına katkı sunduğu koşulların oluşması devletin görevidir. 

Barış kültürü, barış içinde yaşama, uyuşmazlıkları barışçıl yöntemlerle çözüme ulaştırma her yaşta öğrenilebilir. Ekonomik, politik, sosyal, kültürel ve hukuki konularında aralarında uyuşmazlık olan kişi ve kurumlar arasında çözüm yönetiminin barışçıl yöntemler olması, barış kültürünün teşvik edilmesiyle mümkün olabilmektedir. Hukuki uyuşmazlıklarda arabuluculuk diğer uyuşmazlık alanlarına sirayet edebilecek ve güçlü toplum ilkelerinin yerleşmesine katkı sunacaktır. 

Arıcılarımız, hayvan yetiştiricilerimiz ve çiftçilerimizin uzman tarım arabulucularıyla geliştireceği barış, toplumsal barışın anahtarı olacaktır. Gıda güvencesiyle gıdaya erişim, güvenli gıda ile halk sağlığının korunması mümkün olabilecektir. 

Arabulucu olarak gıda ve sağlık hukuku alanında yaptığım çalışmalarda, ihtisaslaşmaya her zaman önem vermişimdir. İhtisaslaşmayı sağlayan zorunlu tarım arabuluculuğu, toplumsal barış ve sektörel barışa katkı sorumluluğumuzu yerine getirmemize vesile olacaktır. 

Gandhi’nin ifade ettiği gibi, “Barışa giden yol yoktur, barışın kendisi bir yoldur.”