SON DAKİKA

Tarım arazileri değerleniyor

Soner Keleş 03 Oca 2021

Üzerinde yaşadığımız ve beslenmemizi sağlayan, tarım ürünlerinin üretildiği toprak, yaşamımızın teminatı olan doğal kaynakların başında gelmektedir.

İklim değişikliği, artan nüfus, değişen tüketim kalıpları ve yenilenebilir kaynaklardan üretilen enerji talebindeki yükseliş arazi talebini de etkiliyor. Ülke nüfusunun beslenmesini sağlaması, milli gelire ve istihdama katkı sağlaması, sanayi sektörünün hammadde ihtiyacını karşılaması, sanayiye sermaye aktarması, ihracata doğrudan ve dolaylı katkıda bulunması gibi nedenlerden dolayı, tarım ekonomimizde vazgeçilmez bir sektördür. Bu bakımdan toprak, eskiden olduğu gibi günümüzde de en az gelişmiş ülkelerden, gelişmiş toplumlara kadar tüm kesimler için ekonomik, sosyal ve politik açıdan önemini korumaktadır. Bunun en temel nedeni, toprağın çoğaltılma olanağı olmaması buna karşılık toprağı kullanan dünya nüfusunun hızla artmasından dolayı tarım arazileri gelecekte hızla değerlenmeye devam etmektedir. Gıda asla son bulmayacak bir ihtiyaç olduğundan verimli tarım arazisine sahip olmak da ülkeler için stratejik bir öneme sahip. Ülkemizde son yıllarda büyük holdingler Trakya, Akdeniz ve İç Anadolu bölgeleri başta olmak üzere tarım arazileri üzerinde çok büyük yatırımlara yöneldiler. Tarım yatırımı yapan holdingler arasında otomotivden tekstile, enerjiden inşaat ve turizme kadar farklı sektörlerden irili ufaklı birçok grup bulunuyor. Bu ilginin ve yatırımların arkasında ise geleceğe yönelik beklentiler var. Yatırımcıların kendi uzmanlığı olmamasına rağmen tarımı seçmesi, sektörü stratejik olarak görmesinden kaynaklanıyor. Özellikle tarıma ve alt dalı olan hayvancılığa geleceğin sektörü olarak bakılıyor.

Dünyada ve ülkemizde son yıllarda gözlenen gelişmeler, toprak yatırımının diğer yatırım araçlarına göre en avantajlı gayrimenkul yatırım tipi olduğunu gözler önüne seriyor. Dünyada 2007 yılında başlayan küresel kriz sonrası özellikle 2008 yılında ortaya çıkan gıda krizinin ve gıda fiyatlarındaki artışın bir sonucu olarak gıda üretimi ve ülkelerin kendine yeterlilik konusu tekrar gündeme geldi. Başta AB ülkeleri ile Çin, Hindistan, Japonya gibi ülkeler Afrika ve Asya ülkelerinden büyük yüzölçümüne sahip arazileri kiralamaya başladı. Gelişmiş ülkeler, tarım arazisinin değerini bilmekte ve diğer ülkelerden arazi satın alma ve uzun süreli kiralama çalışması yaparak geleceklerini sağlam temellere dayandırma eğiliminde. Gıda asla son bulmayacak bir ihtiyaç olduğuna göre verimli tarım arazisine sahip olmak bir ülkenin geleceğini şekillendiriyor. Özellikle pandemi döneminde İthalat-ihracatın azalması ve temel ihtiyaç olan gıda maddelerine erişimin öneminin artması, tarımcılık faaliyetlerini ve dolayısıyla arazi değerlerini olumlu yönde etkiliyor. 

Türkiye’de bu yılın başından itibaren artan arsa yatırımları, yönünü tarım arazilerine çevirdi. Yatırımcılar, araziyi kârla satmak için değil, çoğunlukta üretim için almaya başladılar. Küçük üreticiler ise 10 dönüme kadar tarlaları tercih ettiği görüldü. Tarım ülkesi olan ülkemizde etkili ve verimli tarım yapılması, boş kalan hazine arazilerinin değerlenmesi başta olmak üzere çiftçilerin tarımsal üretimini desteklemek için son dönemde yapılan düzenlemeler ile hazineye ait tarım arazilerinin 10 yıllık bir süre kapsamında toprağı olmayan ya da yeteri kadar toprağı bulunmayan çiftçilere kura ile dağıtılmasına karar verildi. Tarımsal üretimin değerinin bir kez daha anlaşıldığı şu günlerde, tarım arazilerinin gördüğü ilgi katlanarak artıyor. Yapılan son araştırmalar ve istatistiklere göre kırsal bölgelerdeki tarım arazilere ilginin artarak devam ettiği görülüyor.