SON DAKİKA

Son sayıyoruz

Günlerdir beklenen FED Faiz kararlarını açıkladı, piyasalar yine dalgalar arasında.

Altının önlenemeyen yükselişi ve piyasa da yaşanılan altın sıkıntı.

Neler de neler daha...

Ortalık piyasalar açısından da yangın yeri bugünlerde.

Ama herkesin, tüm sektörlerin gözü de 31 Mart seçimlerinde.

Bugün itibarıyla 9 gün kaldı.

Meydanlar hareketli, adaylar sahalarda seçmenlerine projeleri gelecek 5 yılı anlatmakla meşgul.

Hepsinin anlatacakları, anlattıkları kentsel dönüşümde, kreşte, enflasyonla mücadele, hayat pahalılığı, sosyal projelerde birleşiyor.

Genç adayların sayısı bu seçimde epey bir fazla aslında.

Ve kadın adayların...

Özellikle zor diyebileceğim illerde kadın adayların ön sıralarda olması sevindirici.

Mesela Erzurum Büyükşehir iyi parti Adayı bir kadın; Canan Uçar...

Mesela Edirne Belediye başkan adayı bir kadın; Belgin İba...

Mesela Samsun İyi Parti Büyükşehir adayı bir kadın İmren Nilay Tüfekçi...

Hepsi de aday oldukları günden beridir seçim bölgelerinde fazlasıyla çalışanlardan.

Rakipleri ile kıyasıya bir süreç yaşıyorlar.

Peki neden önemli yerel seçimler desek sayfalar dolusu yermez elbette anlatmaya.

Ama yerel ve mahalli seçimler yaşadıkları bölgelerin sorunlarını düzeltici projeler oluşturarak gidermeye çalışan adaylar açısından çok önemli.

Bölgelerindeki eksiklikleri aday oldukları takdirde fazlasıyla iyileştirici önemle yapacakları kuşkusuz.

Ama o koltuk sevdası yok mu o sihirli koltuğa oturduklarında şu an meydanlarda verdikleri kazanma savaşını unutmadan hareket etmeleri hepimizin ortak tutkusu...

Ve elbette güzelim İstanbul...

Herkesin sevdası hepimizin gözbebeği...

İstanbul özellikle son yıllarda inanılmaz bir Arap akını başta olmak üzere yabancı istilası altında kolayca satılan konutlar, bir şekil hızlıca verilen oturum izinleri vs ile İstanbul’daki kalabalığı, izdihamı anlatmak saatler sürer. Anlatmaya gerek de yok zaten yaşıyoruz evden dışarı çıktığımız andan beri.

İşte böyle mevcut durum üzerine yaşanılan yığılma elbette birçok sorunu da peşi sıra getirmekte... 

Konutlardaki aşırı artış, ulaşımda ki özellikle taksicilerin yabancıları görerek hızla değişmesi, sosyal alanlarda yaşanılan aşırı kalabalık vs…

Bir Galataport örneği mesela...

O kadar Ortadoğulu var ki sanırsın biz onların ülkesindeyiz.

Evet biz onların ülkesinde asla böyle rahat olamıyoruz, rahat oturum alamıyoruz, rahat konut sahibi olamıyoruz.

Ama onlar bizim yaşam alanlarımızda inanılmaz rahat hareket etmekte. Söylemişimdir diğer yazılarımda da…

Benim 14 senedir oturduğum evimi bina görevlisini ayarlayarak, görmeden satın aldılar ve beni evden çıkmam için rahatsız ettiler.

30 gün işinde zor bela uyduruk bir ev bularak çıktım.

Evet eski bir ev buldum mecbur çünkü kanların sayesinde ev de yok ortalıkta.

Olanlar da ateş pahası.

Dert çok fazla İstanbul’da.

Kontrolsüz yığılma, olası beklenen İstanbul depremi vs sorunlar çok fazla.

Ulaşım ağına özellikle Büyükşehir fazlasıyla el almış durumda.

Ulaştırma Bakanlığı da kendi projelerini ulaşıma dahil ediyor.

Malum seçim süreci eldeki projeler hızlıca bitirilerek hizmete dahil ediliyor.

İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır sözü ağır, baskıcı bir söz...

İstanbul’da 2 aday arası geçecek olan bir büyükşehir yarışı var.

Sokakla her gün konuşuyoruz, adaylarla zaten sürekli beraberiz ama sokak rengini seçime bir hafta kala oluşturmuş diyebilirim kendi adıma.

Renk oluşmuş evet ama şimdi demeyelim rengi önümüzde ki 1 haftalık kıyasıya yarışta yeni hamleler gelecek görüşündeyim adaylardan, gelecekte…

Klasik ama iyi olan kazansın demeyeceğim ben...

Vicdanı olan kazansın, hak eden kazansın ki vicdan hep onu yönlendirsin bu gelecek

5 yılda.

İyi şeyleri hak eden vatandaşına vicdanı ile yaklaşsın gelen.

İstanbul imdat sirenini çoktan çalmaya başladı...

Bu sinyali gerçekten yüreği ile duyan aday kazansın, kazanacak da…

Ben o vicdan sesi gerçekten olan adayın kazanacağına inanıyorum.

Son sayalım o vakit 31 Mart’a:

Son 9!..