SON DAKİKA

Sipariş almak kolay, ama ödeme beklemek zor!

Bu başlık size biraz enteresan gelmiş olabilir. Dün yatırımcı bir dostum ile ülke ekonomisini konuşurken çok şaşırdığım bir durum ile karşılaştım.

Biz ihracaatta pek başarılı değiliz diye yakınıp dururuz. Son yıllarda durum tekstil sektöründe biraz tersine dönmüş gibi. Ülkemizin tekstil alanında önde olan şirketlerinden binin sahibi olan dostum bana,  “ Sipariş Var , Peki ya Ödemesi ?” deyince şaşırdım. Başladı anlatmaya; Neredeyse dünyanın bir çok hazır giyim firması yani global markalar ve hatta isimleri çok bilinmeyen ancak kriz dönemini fırsata çevirmek isteyen tüm alıcılar özellikle Haziran ayı itibari ile rotalarını Türkiye’ye çevirmiş durumda, bunun bir çok sebebi var aslında ama özetle şu birkaç madde daha akılda kalıcı olacaktır:

1- Covid sonrası Uzakdoğu fobisi, 

2- Türkiye’nin jeopolitik konumu, yani çok kısa sürelerde Hava – Kara - Deniz yolu ile sevkiyatların gerçekleşebilmesi,

3-Açık hesap olarak tüm tedarik zincirin zorunlu bırakılmış olması. Riskler üretim firmalarının üzerinde kılıç gibi duruyor.

Mevcut pandemi koşulları Hazır giyimi oldukça olumsuz etkiledi ve elbette giyim eşyası almak öncelikli sıralarda yer almıyordu , ancak sıkılan ve bunalan bir toplum ve para biriktiren yine aynı toplum elbette soluğu tüketimde aradı ve tüketimde müthiş bir patlama var.

Markalar ise olabilecek en kısa sürede ürünleri tedarik etmenin yollarını arıyorlar ve tabiri caizse Türkiyemiz’e üs kurmuş durumdalar.  Bu anlatıklarımız kulağa çok hoş gelse de durum pek öyle değil.  Düşünürsek, acaba hangi riskleri göz ardı ediyoruz ?

Ödeme, vadeler, faktöring imkanları, limitler, ödeme düzeni & ahlakı ve en önemlisi henüz bir yıl öncesinde yaşanmış tüm kötü senaryoları acaba ne kadar çabuk unutmuş olabiliriz. 

Markaların ortalama ödeme vadeleri 75 -90 günleri bulmuşken, terminler yaklaşık olarak 6-9 haftalarda seyrediyorken, bugün alınan siparişin 8 hafta sonra yüklendiğiniz varsayarsak ( yani 6 Eylül dolaylarında ) ve yaklaşık 90 gün vade ilave edersek yani 6 Aralık gibi bugünün toz pembe ticaret dünyasında yaklaşık 5 ya da 5.5 ay sonrasını acaba hangi kriterlere dayandırarak ön görüyoruz ? Bence göremiyoruz çünkü herkes şu anda sipariş alabilmenin keyfini sürüyor.

Peki bu ödemeler tıpkı bir yıl önce, o devasa ve hatta örnek olarak gösterilen büyük markaların yaşattıkları acı kayıplar, hüsranlar ve aslında ahlaki olmayan tutumları tekerrür ederse ki tozlu raflarda dahi tarihin tekerrürden ibaret olduğunu ezberletirler insana, daha şiddetli yıkımlara maruz kalan bir üretim sektörü olursa ve en kötüsü bunun bir zincir olduğunu ve hasar gören en küçük işletmenin dahi en az 9 ayrı işletmeyi de etkileyeceğini düşünen kaç kişiyiz acaba? Hele ülkemize en fazla döviz kazandıran sektörlerin başında gelen tekstilde bu görülürse neler olur? Düşünmek bile istemiyorum. 

Ülkemizdeki her altı çalışandan birisinin tekstil sektöründe olduğunu da düşünürsek ve bu kayıplar genel ortalamada %10 luk kısmı etkilerse, acaba kaç yüz bin çalışanın geleceğine kast edilmiş olunacak?

Elbette istenen ve beklenen senaryolar bu değil, ancak işletmelerin her daim en kötü koşulları masaya yatıracağı ve yatırmak zorunda olduğu zamanlar vardır. Covid 19 tam anlamıyla dünyamızı terk etmemişken ve adı Delta olan başka bir virüs tıpkı 2019 Aralık ayında haberlerde ufak ufak yayılmaya başladığı dönem parallelik gösterirken insanın aklına bence en olası acımasız senaryolar gelmelidir.

Peki, çözüm nedir? Çözümü tek değildir ancak çok etkili bir çözüm yolu vardır, o da her daim tekstil ihracatçısının yanında olan ve katkılarını esirgemeyen değerli kurumumuz Exim bankın aslında ülke politikası olarak ihraç edilen her nevi hizmetin-ürünün ve tüm sektörleri kapsayacak genel bir ihracat sigortasını zorunlu tutması ve bunun maliyetleri çok zorlayamayacak oranlarda yaptırılması ve böylelikle aslında elinizde olmayan tüm olumsuz senaryolar Devlet desteği ve güvencesi ile hem işletmelerin zarar görmelerini engellemek, hem tüm çalışan personelin haklarının mağdur edilmemesini sağlamak, hem tedarik zincirinde herkesin kaldığı yerden devam edebilmesine hem de Devletimizin tüm dünyaya bir mesaj vermesi de söz konusu olacaktır. Cümle biraz uzun oldu ama Devletimizin bu konuda bir an önce destek olmayı ya da sorunları çözmeyi düşünmesi lazım. Testi kırılmadan uyarması sevgili dostumdan oldu bugün.