SON DAKİKA

Sıkılmadın mı?

Kaan Özbek 27 Tem 2024

​Yıl 1996… O zamanların meşhur bulvar gazetelerinden Gözcü'nün reklamında 'Bizimkiler' dizisiyle nam salmış nam-ı değer 'Katil Yavuz' usta tiyatro ve sinema oyuncusu Aykut Oray oynuyor. "Limonnnn gibi sıkılanların gazetesi" diye bir vurgu yapıyor ki sorma!

İktidarda REFAHYOL hükümeti var.

1994 ekonomik krizinin etkileri daha bitmemiş. Halk sıkım sıkım sıkılıyor…
Geldi geçti gitti.
Ama ekonomik krizin ötesinde bir de o dönem yaşanan sosyolojik çöküntüleri kimse dillendirmedi.
İntiharlar, cinayetler, kuyumcu soygunları, banka soygunları…
* * *
Velakin çok kriz gördü bu millet.
1946 krizi
1958 krizi
1974 ve 1980 petrol krizleri
1982 Bankerler Krizi
1990 Körfez Krizi
7 Nisan 1994 Çiller krizi
2000 krizi
2001 krizi
2008 küresel ekonomik krizi
2018-2023 döviz ve borç krizleri…
Ben 1976’dan itibaren bütün krizleri gördüm.
Benden öncesini de yaşayanlar var.
Benden sonrasını da yaşayacaklar da var ne yazık!
Çünkü krizleri alt edebilecek ekonomi-politikalarını üretecek; bir hükümet yok!..
Enerjiden tut da temel tüketim araçlarına kadar her şeyi dışarıdan ithal eden, üretmeden tüketen, dövize bağımlı, “dış mihraklara” göbekten bağımlı bir haldeyiz…
Ve ne yazık ki bağımlılıktan kurtulmayı bırakın; daha da bağımlı olma heveslileri var siyaseten.
Kimi AB’ye boncuk dağıtıyor, kimi ABD’ye!
Bir de başımızda hem doğuya hem batıya güya herkese eşit mesafede durarak “Denge politikası” adı altında siyaset izleyenler var ki; bu bizi her iki kulvarda da sözü geçmez, itibarsız, herkesin dediğine eyvallah çeken bir hale getiriyor.
* * *
Halk bundan sıkıldı.
Hem ekonomik açıdan hem siyasi açıdan sıkıldı.
Ama ortaya bir alternatif koyabilen de yok.
Komşularla sıfır sorun politikasından başlayıp denge politikasına kadar gelinen nokta ortada.
Bunlar sağlam bir siyasi akılla üretilebilecek, iyi ve sağlam bir programla yönetilecek hükümetlerin işi.
Zira devlet aygıtı elbette sadece bürokrasi ile dönmez.
Ancak liyakatsiz insanların kritik görevlerde bulunduğu devlet aygıtı da işlemez!
Ben oldukça sıkıldım.
Şu dünyaya gözümü açtığımdan beri ülkem kriz sarmalının içerisinde.
Bu kısır döndü bitmiyor. Biteceğine dair umudum da git gide azalıyor.
Bir yazarın görevi umut aşılamaksa ben artık onu yapamıyorum.
Şiire, sanata veriyorum kendimi. Umut aşılayan şiirler okuyorum.
Dört yanımız savaş; her yanımız kriz.
Ortalama 60-70 yıl yaşayıp gideceğiz şu dünyadan; bu yağmalanmış haliyle bile tüm dünya halklarına yetebilecekken kaynaklar, saçma sapan siyasi hırslarla heba ediyoruz.