Hocam, şu yılbaşı bir geçsin de ya da mart ayı vergi ayı olmadı şu ramazan bir gelsin de bu işin bir de uzun bayram tatili var onu da atlatalım. O sıralarda yaz gelir yazın da iler kesat yaprak oynamıyor. Ama yine bir havuç ve Kurban Bayramı piyasaya iyi gelecek beklentisi derken yıl biter. Bu son aylarda bir de seçim girdi işin içine. Yetmedi bir seçim daha oldu. Allah’tan arası pek uzun değildi. Şimdi artık o beklenilen gelen gün de geçti. İşte bizim için önemli günler başlıyor. Çünkü sadece ülkemizde değil bu seçimleri ve sonrasındaki günleri bekleyen dünya ülkeleri de var.  

Ülkemizi çok yakından takip eden yabancı uzmanların görüşleri ilk gün yayınlandı Derler ki: “Türkiye'de Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesi sonrası piyasa uzmanları Türkiye ekonomisinin geleceği ile ilgili çeşitli tahminlerde bulundu. Bu uzmanlar, ekonomide yön değişikliğine gidilmezse, Türkiye’yi zor günlerin beklediği görüşünde birleşti.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim zaferi sonrası Dolar / TL kuru 20,065 ile yeni bir rekor kırdı. TL bu yıl yüzde 7 değer kaybederken, son 10 yıldaki değer kaybı yüzde 90’ı aştı.

Türkiye’nin uluslararası borç tahvilleri istikrarlı giderken, beş yıllık kredi temerrüdüne dayalı swap sözleşmesinde ise pek bir oynama olmadı. Seçim öncesi hafta Cuma günkü kapanış seviyelerinde seyrediyor. Borsa’da ise Pazartesi günü yüzde 4,5’lik yükseliş oldu. Bankacılık hisselerinde ise yüzde 3,17’lik artış görüldü.

Seçimin ardından yeni ekonomi yönetimi de merakla bekleniyor. Yeni hükümetin nasıl bir politika izleyeceği bilinmiyor, bu da dövize talebi artırıyor. Bir de son günlerde piyasada döviz ve nakit sıkışıklığı yaşanıyor diye haberler yayılıyor. Bir an önce hükümetin biz buradayız diye halkın önüne çıkıp bu konulardaki politikayı anlatması gerekiyor. Diyeceksiniz ki, “hocam dur yahu dün bir bugün iki” ama halk sabırsız, hele dünya bu boşluk günlerini çok iyi provoke edebiliyor. Onların hayatı oyun Maşallah. Peki bu nakit sıkışıklığının nedeni nedir ve bu durum nelere yol açabilir? 

Erdoğan'ın zaferinin yansımaları sadece Türkiye ile sınırlı kalmayacak. Büyük uluslararası sonuçları olacaktır. Bu ekonomide olduğu kadar küresel dünyada yeni bir yapılanmaya da neden olabilir. En azından NATO için. İttifakın diğer üyelerinden farklı olarak Türkiye, hem kendi için hem de fakir ülkelerin menfaatleri doğrultusunda Rusya ile yakın ilişkiler kurmak için elinden geleni yaptı. Tahıl anlaşmaları dünyaya barışı getirme yolunda atılan bir adımdı. 

Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi “Yurtta Barış Dünyada Barış” ilkesiyle hareket ediyor. Savaş öncesi hem turizm alanında hem de İhracat- İthalat kardeşliğimiz olan Rusya ile aramızı bozmaya hiç gerek yok.  Turizm sektöründe 2023 hedefimiz 60 milyon turist. Bu rakamın 10 milyonu Rusya’dan bekleniyor. 2022'de Türkiye'ye gelen Rusların sayısı ise yüzde 11,4 artarak 7 milyona çıkabildi. Bu rakamda Rusça bilen ülkeler de var. Ama bu yıl beklenti gördüğünüz gibi büyük.

Tabii ki Türkiye’nin ekonomisini sadece Turizm sektörünün sırtına yüklemek saçma. Ama Tekstil başta olmak üzere birçok sektörde seçimlerin sonrasında beklenen hareketlenme kaçınılmaz olacaktır. 

Dünya Ticaret Örgütü’nün yayınladığı 2023 yılının ilk üç ay Dış Ticaret verilerine göre tahmini Küresel ihracat hacmi 1.4 düşüşle 1.75 trilyon dolar olarak gerçekleşmiş. Ama bu veriler Küresel Ticaretin yüzde atmışını gerçekleştiren 34 ülkeye ait. Demem o ki dünya bizim gibi bölgesindeki güçlü bir yapısı olan ülkenden yeni ekonomi bekliyor. Türk Cumhuriyetleriyle birlik beraberlik içinde olmamız durumunda hem Asya Pasifik hem de dünyanın diğer bölgeleriyle yapılacak ekonomik senaryolarla dünyaya yeni bir heyecan getirebiliriz. Ben ve dünya bu yeni hükümetten bu alanda başarılı çalışmalar bekliyoruz. Bakalım Cumhurbaşkanlığı seçim sonrası yolumuzu nasıl çizeceğiz. Önümüzde büyük fırsatlar var. Umarım halkımız artık refah içinde mutlu bir şekilde birlik beraberlik gücüyle yaşar ve tüm dünyaya örnek bir ülke olmanın gururunu yaşarız.