SON DAKİKA

Savaşta sağlık

21'nci yüzyılın ilk çeyreğinde vatanımınız kuzeyinde Rusya-Ukrayna savaşı güneyinde İsrail-Filistin savaşı tam hızıyla sürmektedir. Türkiye; yakınımızdaki gelişmelerde taraf olmak yerine itidale davet eden taraflara eşit mesafede durma yaklaşımını korumaktadır.

Savaşın yıkıcı etkileri yalnızca siyaset alanında oluşmamaktadır. Hem sivil bireyler hem de savaşan bireyler vücut bütünlükleri ve özgürlüklerini kaybetmenin fiziki ve psikolojik sonuçlarından olumsuz etkilenmektedir. 

Tarafların bir an önce savaşı sona erdirme iradesi göstermeleri ve savaşın kısa sürmesi dileğimiz bakidir. Savaş yaralılarına ve sivil halka yönelik koruma ve yardım sağlama konusunda savaşa dahil olmayan ülkelerin ortak sorumluluk taşıması yönünde uluslararası anlaşmalar ve protokoller bulunmaktadır. Bu anlaşmalar ve protokoller savaşın yıkıcı etkilerini en aza indirmeyi, insan haklarını korumayı ve insancıl yardım sağlamayı amaçlamaktadır. 

Cenevre Sözleşmelerinin IV’ncüsü; sivillerin savaşın etkilerinden korunması ve savaş yaralılarının korunması kurallarını içermektedir.

Cenevre Sözleşmesi’ne ek Protokol I ve Protokol II; Savaşın yasadışı kullanımının önlenmesi ve Cenevre Sözleşmesindeki korumaların detaylandırılmasını kapsamaktadır. 

Roma Statüsü, Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC)’nde zavaş yaralıları ve sivil halka yönelik ihlallerin yargılanmasını teşvik eden kuralları teşvik etmektedir.

Cenevre Kızıl Haç ve Kızıl Yarım Ay Topluluğu Kuralları, savaş zamanında ve çatışma bölgelerinde bulunan insani yardım kuruluşlarının ve sağlık personelinin güvenliğini ve etkinliğini sağlayan kuralların uygulanmasını sağlamaktadır. 

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi; tüm insanların yaşama ve vücut bütünlüğünü koruma başta olmak üzere temel insan haklarının korunması ve bu yolla savaşın sivil halka yönelik etkilerini sınırlamayı amaçlamaktadır. 

Savaş yaralanmaları ortalama hayatta karşılaşılan yaralanmalardan olmadığı için tedavilerinin de ortalama tedavilerden farklı olması gerekmektedir. Savaş yaralanmaları karmaşık ve ciddi yaralanmalardır. Ateşli silahlar, patlayıcılar, şarapnel parçalarından kaynaklanan yaralanmalarda yanık, kesik, kırık gibi yaralanmaların hepsi bir arada görülebilmektedir. Savaş yaralanmaları ve tedavi politikaları her ülkenin savunma, sağlık ve hukuk sistemlerine bağlı olarak değişiklik gösterse dahi, taşıma ve bilgi paylaşımı ilkeleri tüm ülkelerde benzer özellikler göstermektedir. Savaş veya çatışma bölgelerinde sağlık hizmetlerinin sınırlı olması veya yerel tıbbi altyapının zayıf olması veya koşullar nedeniyle kullanımının sınırlı olması gibi birçok nedenle savaş yaralıları farklı ülke veya bölgelerde tedavi imkanlarından yararlanmak isteyebileceklerdir. Ülkemizin ekseninde yaşanan çatışma ve savaşlardaki tarafsız tutumumuz nedeniyle, savaşan ülkelerde yaşayan bireylerin sağlık hizmeti gereksinimlerinin ihtisaslaşmış hastanelerde yapılması mümkün görülmektedir. 

Özellikle sivil halkın, savaş sürerken, savaş ortamında, savaş psikolojisi altında geniş uzmanlık yelpazesine sahip hekim ve sağlık personeline çok ihtiyacı bulunduğu bir gerçektir. Savaş koşullarında, sahada o anda, yaralanmaya bağlı komplikasyonları en aza indirecek kritik acil müdahale ve acil ameliyatlara yetişilebilmesi mümkün olamayabilir. Ama yaralıların derhal nakli ile ülkemizdeki hastanelerde tedavi edilmeleri yönünde savaşan ülkelerin ilgili birimlerine hatırlatmalar insancıl yaklaşımın açık göstergesi olacaktır. Acil Hekimliğinde bütün Dünya’nın şaşkınlıkla izlediği ve takdir ettiği hekimlerimiz, cerrahi alandaki yetkinlikleri tartışılamaz hekimlerimiz ve cerrahi personelimiz, yanık tedavisinde uzmanlaşmış hekimlerimiz ve yanık personelimizin bu yetkinliklerini geliştirmenin önemi artmaktadır. Ayrıca; savaş sırası ve sonrasında travma ve stres kaynaklı psikolojik danışmanlık ve tedavi süreçleri de ülkemizde başarıyla gerçekleştirilebilir.

Türkiye, savaşın siviller üzerindeki yıkıcı etkilerini ve insani krizi dikkate alarak, evrensel insan hakları ve ilkeler kapsamında, etik ve sorumlu yaklaşımlar gösterme yetkinliğindedir. İnsani yardım önceliğini ortaya koyan, yerel işbirliği ve yerel izin onaylar alarak, yerel sağlık unsurlarını ve güvenliği güçlendirip, savaş yaralılarının ülkemizde fiziki ve psikolojik tedavilerine başlayabilecektir. 

Türkiye, hem coğrafyasındaki eksen olma sorumluluğu hem de insani değerlere sahip etik ve sorumlu bireyleriyle savaş yaralılarının yanında olma hakkı ve görevini başarıyla yerine getirecektir.