SON DAKİKA

Sağlık turizminde güvenlik algısı ve deprem gerçeği

Türkiye'nin deprem ülkesi olduğu bütün bilim insanları tarafından tartışmasız kabul edilmektedir. Ülkemizin 7 bölgesi ve 81 ili 4 mevsim gerek yerli gerekse yabancı turistlerin ilgisini çeken doğal güzelliklere, kadim tarihe ve yüksek kültürel varlıklara sahiptir.

Turist, seyahatinin en başından sonuna kadar can ve mal güvenliğini, barınma ve beslenme güvenliğini güvenceye almak istemektedir. Can güvenliğine beden veya ruh sağlığına yönelik en küçük bir tehdit dahi turistin ülke, şehir, konaklama tesisi, sağlık kuruluşu ve beslenme alanı seçimlerini etkilemektedir. Türkiye’nin toplam turizm geliri 2019 yılında 35 milyar,  2022 yılında 14 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 2013 yılında 2,5 milyar dolar olan ve 2023 yılında 25 milyar dolar olarak hedeflenen “Sağlık Turizmi Geliri” ise 2022 yılında 2 milyar dolar olarak toplam turizm geliri içinde %14 olarak gerçekleşmiştir. 

Oysa gerek Sağlık Bakanlığı gerekse Turizm Bakanlığı büyük kararlar almış, sağlık turizmini geliştirecek bir dizi politikalar üretmiş ve uygulamalar gerçekleştirmiştir. “Sağlık Turizminde Sürdürülebilir Güvenlik Algısı” Türkiye ekonomisini ve ulusal çıkarlarımızı üst seviyede etkilemektedir. 

Sağlık turizmi salt sağlık merkezleriyle ilgili bir turizm alanı değildir. Sağlık turizmi için ülkemize gelen turist, ülkemizin dört mevsim ve yedi bölgesinde, kongre ve seminer, sergi ve fuarcılık, sempozyum ve festival, konser ve sanat, sağlık ve spor, inanç ve hac, botanik ve av, dağ ve deniz, eğlence ve alışveriş gibi bütün turizm alanlarında da etkinlik göstermektedir. Bu nedenle oluşturulan “Sağlık Turizminde Güvenlik Algısı Stratejileri” içinde “YER-YAPI GÜVENLİĞİ” konusunda daha hassas davranılması gerektiği kendiliğinden çıplak bir gerçek olarak karşımıza çıkmıştır. 

1962-1989 yılları arasında bakanlık teşvik belgesi ve Kaynak Kullanımı Destekleme Priminden yararlanılarak yapılan turizm tesisleri deprem riskine dayanıklı teknik özelliklere sahip inşa edilmiştir. Banka kredisi kullanılarak inşa edilen turizm tesislerinde de deprem sigortası koşulu getirilmiş olmakla, poliçe yapılırken deprem dayanıklılığı konusunda teknik kurallara uyulup uyulmadığı denetlemiştir. Yabancı otel grupları işletmelerine katacakları turizm tesislerinin depreme dayanıklılığı konusunu gündemde tutmuştur. Böylelikle Türkiye’deki turizm tesislerinin dönemsel olarak depreme dayanıklı olduğunu söylemek mümkün olabilir. Ancak bu bahsettiğimiz hususların tamamı turizm tesisi sahibi olan kişilerin farkındalık düzeylerinin yüksek olduğunu göstermemektedir. Tam tersine ekonomik sebeplerle kurallara uymak zorunda kalmaktan kaynaklanan zorunluluğu ortaya koymaktadır. Aradan geçen yıllar ve bu yıllar içinde turizm tesislerinin yapısal dayanıklılığını devam ettirdiğini söylemek de pek mümkün değildir. 

Turistin hizmet ve ürünlerin çeşitlendirilmesi ve kalitesinin artırılması taleplerinden de önce, can ve mal güvenliğinin sağlandığına emin olması gerekmektedir. Turist, seyahat edeceği ülkeye veya şehre adımını ilk attığı andan, kendi ülkesine veya şehrine döndüğü ana kadar geçen süreç boyunca hak ettiğini düşündüğü ve bedelini ödediği kaliteli hizmeti aldığına ikna olmak istemektedir. Memnuniyet ve tatmini de ziyaretini tekrarlama ve başkalarına önerme niyetini etkilemektedir. 

Güvenli Turizm Sertifikası ile birlikte Yer-Yapı Güvenliği Belgesi’nin Konaklama, Kongre, Gösteri, Sergi, Müze, Tiyatro, Sinema, Kültür ve Sanat Tesisi, Yeme İçme Tesisi, Temalı Park, Deniz Turizmi, Kış Turizmi tesislerinde bulundurulması gerekmektedir. Ayrıca “Acil Durum” ölçütleri içinde can güvenliğini tehlikeye sokacak doğal afetler (deprem, sel, yıldırım vs), kaza ve yangınlar, asayiş ve terör ile ilgili uyarılar ve belgelemelere acilen geçilmesinde yarar bulunmaktadır. Sağlık Turizminde Olumsuz Güvenlik Algısı, ülke, şehir, tesis seçimlerini doğrudan etkileyen tutumlara dönüşmektedir. Bu tutumları lehimize çevirmek ülkemizde Turizmde Olumlu Güvenlik Algısı oluşturulmasına yönelik önlemler ve uygulamaların büyük bir özenle düzenlenmesi ve denetlenmesi konusunda el birliğiyle çalışmak zorundayız.