Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi kapsamında Haziran 2004’de yayınlanan bir rapor ile kavramsallaştırılan ESG uygulaması, geleneksel finansal analizin yanı sıra finansal olmayan potansiyel risk ve fırsatları da inceleyerek yatırımcılara daha kapsamlı bir analiz yapma imkânı sunan bir uygulamadır. Bu uygulamanın yönetişimsel sonucu, kaynakların gelişigüzel ve sorumsuzca kullanılmaması, çevresel ve sosyal sonuçları ise, küresel ısınma ve iklim krizi, insan hak ve özgürlükleri, tüketici hakları ve sosyal farkındalıkların artmasıdır. Pandemi sonrası dönemde salgının etkileri nedeniyle, tüketiciler, sivil toplum kuruluşları ve işgücünün çevresel ve sosyal sorumluluğa yatırım yapan değerleri benimsemeleri yönünde kurumlara yönelik baskılarının giderek arttığı gözlemlenmektedir. 

ESG uygulamasının ilk basamağı olan tanımlama ve farkındalık, sorun ve sorunun kaynağının tespit edilmesi ve tanımlanmasıdır. İkinci basamak olan planlama ve uygulamadır. Planlama, çözüm ve uygulama arasında köprü görevini yerine getirir. İş geliştiriciler, sermayedarlar, sivil toplum kuruluşları ve bilim yuvalarının oluşturduğu işbirlikleri sistemin omurgasını ve uygulamanın standartlarını, mühendisler, mağdurlar, çalışanlar uygulama içinde yer alan grupları oluşturmaktadır. Devletin bu sistemdeki görevi ödül ve ceza mekanizmasını oluşturmaktır. 

ESG uygulamasında; siyasi organizmalar, bürokratlar ve sivil toplum kuruluşları sanayileşmenin ve çevresel bozulmanın önüne geçecek standartlar ve hedefler koyarak küresel dengeyi koruyacak önlemler önermektedirler. Küresel dengeyi bozan ısınma, hava, su ve toprak kirliliği, doğal kaynakların artan nüfus karşısında hızla tükenmesi gibi kötü sonuçların azaltılması veya ortadan kaldırılması ve sürdürülebilirliğin sağlanabilmesi için birçok uygulama geliştirmektedir. Özel sektör ve kurumlar geliştirilen bu standartların içeriğini kavramak, kendilerine uygun ulaşılabilir hedefi koymak ve amaçlarına belirledikleri vadede ulaşmak için sürdürülebilirlik bölümlerini açarak, kurum çalışanları için eğitimler düzenlemekte, toplumsal farkındalığı artıran reklam politikalarını internet ve klasik pazarlama yönetimlerini oluşturmaktadırlar. Bağımsız sürüdürülebilirlik güvence sağlayıcıları denetiminde de, şeffaf ve güvenilir denetimler ve raporlar oluşturulmaktadır. 

Sağlık Bakanlığı, operasyonel bakımdan mükemmel olan mega şehir hastanelerini finansal sürdürülebilirliği ve üst düzeyde kaliteyi güvenceye almak için ön plana çıkarmaktadır. Vakıf ve özel hastaneler ise, kendi belirlemiş olduğu sürdürülebilir hedeflere ulaşmak için hastane alım-satım, birleşme, devralma,  üniversite, SGK ile işbirlikleri oluşturmakta ve akreditasyonlara kayıt yapmaktadırlar.  Sağlık sektöründeki çeşitli veri toplama aşamalarından sonra çalışma ve boşluk analizleri doğrultusunda iş sağlığı ve güvenliği ile çevre politikalarında sürdürülebilirlik hedeflerini gerçekleştirecek yaklaşımlar geliştirmektedirler. Hastane çatısı altında yer alan makine ve cihazlar dahil maddi varlıkların çevre ve insan sağlığı üzerinde risk oluşturmayan teçhizatlardan oluşmasına özen göstermektedirler. Sağlık teknolojileri start up projelerine yatırım yapmakta ve maliyet tasarruflarından kaynakalanan gelirlerinin bir kısmını sürdürülebilir toplumsal yatırıma ve sponsorluk anlaşmalarında farkındalığı arttırmada kullanmaktadırlar. 

Sağlık sektöründeki sürdürülebilir kalkınmada kilit rol oynayan sağlık sigorta şirketleri tarafından ESG performansını iyileştirebilmek, sigortacılık faaliyetlerinin küresel sürdürülebilirlik sonuçlarından nasıl etkilendiğini anlamak üzere kurumsal sürdürülebilirlik adımları atılmaktadır.  2022 yılından itibaren sigorta şirketlerinin karbon yönetimi yaklaşımı ve performansı tüm paydaşlarına açık biçimde raporlanrak, kurumsal yönetim komitesi altında kurulan sürdürülebilirlik çalışma grubu Bakanlıkla ortaklaşa sıfır atık yönetimi girişiminde bulunması sağlanmaktadır. Kağıt tüketimini azaltmak, tek kullanımlık plastik araç ve gereçlerin kullanımını azaltmak, sera gazı emisyonunu azaltmak, orman yangınları için fidan bağış çalışmalarında bulunmak, doğada dönüştürülebilen tohumlu kalemler ve farkındalığı arttırmak için sivil toplum örgütleriyle beraber yürüyüş, koşu, maratonları organize etmek de sürdürülebilirlik hedefleri içindedir.