SON DAKİKA

Ruh Sağlığı Yasası gerekli midir?

Dünya Sağlık Örgütü; “Sağlık, sadece hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, bedence, ruhça ve sosyal yönden tam iyilik hali” olarak tanımlamıştır. Yani sadece beden ve ruh sağlığının iyilik halini ve bütüncül sağlığı karşılamadığına, sosyal sağlığın da iyilik hali kapsamında olduğuna tüzüğünde yer vermiştir. 

Ruh sağlığını tehdit eden unsurların başında; vücut bütünlüğünde doğuştan veya sonradan oluşan hasarlar gelmektedir. İkinci unsur olarak aile ve iş yaşamı olarak özetleyebileceğimiz sosyal yaşamı ile iç dünyası arasındaki dengenin bozulması gelmektedir. Bireyin stres oluşturan etkenlerle baş edebilmesi, kişisel ve toplumsal üretkenliği ve verimliliğini geliştirmesine yönelik sorunların bilimsel metodlarla tespit edilerek çözüm önerilerinin dile getirilmesi yönünde çalışmalar yapılmaktadır. 

Devletin anayasamız ile yüklendiği pozitif yükümlülüklerinin başında, kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığının korunması gelmektedir. Bu bağlamda devletin bütüncül sağlık anlayışını kavramsallaştırarak beden, ruh ve sosyal sağlığın korunmasına yönelik farkındalık oluşturması ihtiyaç olarak karşımıza çıkmaktadır.  

Ruh sağlığının korunmasına ilişkin yasal düzenlemenin dayanağı anayasamızda mevcut olmakla, bu yöndeki ihtiyacın karşılanması mümkün görünmektedir. Toplumsal ve bireysel beden, ruh ve sosyal sağlığın korunması ve iyileştirilmesi için politikalar ve stratejilerin “Toplumsal ve Bireysel İyi Olma Hali Yasası” başlığında yasal zeminde yapılanması, denetime açık, şeffaf ve kapsayıcılık ilkelerinin uygulanabilmesine katkı sunacaktır.

Beden sağlığına yönelik olumsuzlukların sağaltılması konusunda bireylerin yaklaşımlar bireyden kaynaklanan bariyerlere takılmamaktadır. Aynı cümleyi ruh sağlığının sağlatılması konusunda kurmak ne yazık ki mümkün değildir. Ruh sağlığını olumsuz etkilen unsurları dile getirme konusunda bireyden, aileden, çevreden, eğitim ve iş çevresinden kaynaklanan olumsuz algılar ve bariyerler bulunmaktadır. Birey ve yakınları yaftalanmaktan korkmaktadır. Bu yaftaların resmi kayıtlara geçtiğinde, gelecekteki eğitim, iş ve kariyer basamaklarında kendisine zarar vereceğini, çeşitli sosyal zorbalıklara maruz kalacağını düşünerek hekime başvurmaktan kaçınmaktadırlar. İyi olma halinin bütüncül niteliği, iyi olma haline katkı sunacak sağlık hizmetleri ve devletin pozitif yükümlülüklerini talep etme hakkının yaşam hakkını korumak kapsamında olduğunun farkındalığının oluşması da kolaylaşacaktır. Yasal düzenlemenin gerçekleşmemesi, alternatif ve merdiven altı sağaltım yaptığı iddiasındaki kişilerin olumsuz ekosistemini oluşturmasına sebebiyet vermektedir. 

Sosyal iyilik hali; ekonomik koşullar, toplumsal ve bireysel refah, suç ve şiddet, madde kullanımı, gıda, sağlık, eğitim ve hukuki güvencenin sağlanmasıyla mümkündür. Bunların da hem önlemler hem çözümler yönünden adil ve eşit dağılımı, erişimin şeffaf ve denetlenebilir olması, evrensel ilkeler ve prensipler çerçevesinde devlet eliyle sağlanmasını kolaylaştıracaktır. Son tahlilde “sosyal iyi olma halini” destekleyecektir. 

Beden sağlığı ve ruh sağlığı konularında bireyin ilk teması doktorlar ve sağlık personeli üzerinden gerçekleşmektedir. Bu ilk temasta birey kadar bireyin sağlığına katkı sunan doktor ve sağlık personelinin de bütüncül iyi olma hali hakkı olduğu ve bu haklarının yaşam hakkı kapsamında yer aldığının farkındalığı da geliştirilmelidir. 

Türk acil hekimleri ve cerrahlarının ve bütün branş hekimlerinin mesleki yetkinliği, üstün fedakarlıkları, insancıl yaklaşımları bütün dünyada “mucize”, “insan üstü”, “olağan üstü” gibi kavramlarla, uluslararası mesleki konferanslarda dile getirilmektir. Gurur verici bir husus da; Dünyada organ nakli konusunda birçok derneğe başkanlık yapmış olan, önde gelen isimlerden Prof. Dr. Jan Lerut’un sözleriydi. Türk cerrahların hem teoride hem pratikteki etkileyici performansları, Dünya lideri nitelikleri, bilgi ve deneyimlerinin saçtığı ışığı,  yol göstericilikleri, hem sayısal hem sonuç açısından önder olduklarını belirtti. Türk hekimlerinin mesleki paylaşım, bilgi ve deneyim aktarımı, insancıl yaklaşımlarının Dünya’ya örnek olduğunu bilmek mutluluk verici. Ruh sağlığını ve sosyal sağlığı korumakla ve sağaltmakla görevli hekimlerimiz ve kamu görevlilerimizin gurur verici benzer haberlerini de sizlerle paylaşmaktan gurur duyuyoruz.