SON DAKİKA

Pazarda ne var ne yok...

Pazar deyince hemen semt pazarını anlamayın. Dünya pazarında neler oluyor. Ülkemizde ne gibi güzel işler oluyor, ya da hangi işlerde durum iyi değil. Hani bir söz vardır. "Kırk yılda bir Pazar, onu da yağmur bozar". Bizim de ülke olarak, işler iyiye doğru gittiğinde mutlaka bir yerden bir bulut yağmur getiriyor. Allahtan güçlü bir ülkeyiz de öyle ya da böyle dimdik ayakta duruyoruz. İşte size pazardan bir kaç haber.

Mesela bana çok ilginç gelen övünebileceğimiz bir haber ile başlayalım. Başlık şöyle;  Çipli betona yurt dışından talep yağıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından kullanılan Elektronik Beton İzleme Sistemi ile hangi inşaatta hangi sınıf betonun kullanıldığı gibi durumların denetlendiği çipli beton dünyada adından olumlu şekilde söz ettiriyor. Çok sayıda ülke sistem için başvuruda bulundu. Azerbaycan, Özbekistan, Arnavutluk, Kazakistan, Kırgızistan, Rusya ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden gelen yetkililer, bakanlıkla görüşmelere başladılar bile...

10 Ağustos 2022'ye kadar 279 bin 651 inşaattan 22 milyon 41 bin 317 adet taze beton numunesi alındı ve incelemeye tabi tutuldu. Sistem de şöyle çalışıyor. Hangi inşaatta hangi sınıf betonun kullanıldığı, bu betonun hangi beton mikserinden, hangi gün ve saatte alındığı, deneyler için kaç adet numune hazırlandığı, deneylerin hangi laboratuvarda kim tarafından gerçekleştirildiği gibi durumlar denetleniyor. Elektronik beton izleme sisteminde uygulanan testlerde beton yeterli seviyede çıkmaz ise ek analizler yapılıyor ve ona göre inşaata izin veriliyor.

Güzel bir haberdi değil mi? Bu piyasalarda çekişmeler ve rekabet de son sürat gidiyor. Kimsenin ekmeğinde gözümüz olmaz ama diğer haber başka bir ülkedeki sorunun bizim lehimize sonuç verebileceğini anlatıyor. İşte haberin başlığı; “İspanya'daki kuraklık Türk zeytinyağı için fırsat mı?”

Dünya çapındaki yaşanan iklim krizinin etkileri Avrupa'da da etkisini hissettiriyor. Bu krizin ekonomik etkilerini hisseden ülkelerin içinde olan İspanya, yaşanan kuraklık ve aşırı sıcak neticesinde zeytinyağı ticaretinde sıkıntıya girebilir. Batı Avrupa’da aşırı sıcaklar ve kuraklığın üretimi vurması nedeniyle zeytinyağı fiyatlarının artacağı uyarısı yapıldı. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) Türkiye Temsilci Yardımcısı Ayşegül Selışık, Türkiye’nin kuraklıktan etkilenmediğini, İspanya ve İtalya’da rekoltenin düşmesinin Türkiye’nin ihracatı için avantaj yaratabileceğini söyledi.  Bu konuda İspanya olmazsa ne olur demeyin. Onlar, dünya zeytinyağının yaklaşık yarısını üretiyor. Diğer büyük zeytinyağı üreticileri İtalya ve Portekiz’in de bulunduğu bazı Batı Avrupa ülkeleri gibi aşırı sıcakların etkisi altında ve yağış alamıyor. Hadi bakalım şimdi zeytinyağı üreticilerimiz işlerini layığı ile yapıp ülkemize döviz kazandırma zamanı. Türkiye zeytinyağı ihracatında miktar açısından dünya 12’ncisi, ihracattan elde edilen gelir açısından da 20’nci sırada yer alıyor. Türkiye’nin zeytinyağı ihracatı geçen yılın verilerine göre yaklaşık 71 milyon dolar. Sen 12. Üretici ülke ol ama 20 sırada para kazan. Olur mu hiç? Ben bu sene 100 milyon dolar gelir bekliyorum. Bu da en az. Şaka bir yana zeytinyağı üreticilerine başarılar diliyorum. Bu arada evde zeytinyağı azaldıysa bir an önce alın fiyatlar artabilir. 

Fırsatları iyi değerlendirmek yerinde ve zamanında orada olmak çok önemli. Yoksa bizim kahvehanelerde konuşulan “ben dediydim” konulu sohbetlerden farklı olmaz. Neyse ben haberlerime yine döneyim. Başlık şöyle; Rusya’dan ayrılan şirketlerin boşluğunu Türk firmaları dolduruyor. Zaten birbirini pek seven iki ülke halkı, ticaret alanında da mutlu beraberlik yapmaya özen gösteriyor. Rusya'ya yönelik yaptırımlar sonucunda ülkeden ayrılan Batılı şirketlerin bıraktığı boşluk, Türk şirketlerin Rusya’daki varlığını artırmasına yol açtı. Rusya ve Türkiye arasındaki ticarette yaşanan artış dikkat çekici seviyeye ulaştı. Türk firmaları ambargo nedeniyle Rusya'yı terk etmiyor. Zaten Türkiye de Rusya'ya ambargo uygulamıyor. Bu da pazardaki bazı sektörlerde Türk firmalarının çıkan şirketleri devralması veya satın alması gibi bir olanak yarattı. Ayrıca Türkiye'de üretilen yabancı markaların Türk firmaları aracılığı ile Rusya'ya girmesinin önü açıldı. Bu arada şunu da ifade edeyim ki, Türkiye'nin Rusya'ya dış satımı temmuz ayında geçen yılın aynı dönemine göre 236 milyon 932 bin dolar artarak 609 milyon 68 bin dolara çıktı. Hadi bakalım hayırlı pazarlar diliyorum.