SON DAKİKA

Pandemi sürecinde AVM Sektörü

Soner Keleş 21 Mar 2021

Büyük alışveriş merkezleri (yaygın adıyla AVM) bir kavram olarak 5 bin metrekare üstünde kiralanabilir alan, en az 15 bağımsız bölüm, tek elden ve ortak yönetim anlayışı ile sinerji yaratan organize alışveriş alanları olarak tanımlanıyor.

Perakendeciliğin önemli çalışma alanlarından biri olan alışveriş merkezleri, birçok ürün ve markanın bir arada bulunduğu, sosyalleşme ve eğlence merkezleri olarak tüketicilere hizmet vermektedir. AVM pazarı Türkiye’de özellikle İstanbul ilinde 1988 yılında başlamış ve 2000’li yıllardan sonra hızla artarak devam etmiştir. Sadece alışveriş için gidilen yerler dışında ortak alanlar, çocuk oyun alanları, sinemalar gibi eklentileriyle insanların vakit geçirmek için yolunu düşürdükleri yerler haline geldiler. Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği’nin (GYODER) hazırladığı Gösterge Türkiye Gayrimenkul Sektörü 2020 dördüncü çeyrek raporundaki verilere göre, geçtiğimiz yıl sonu itibarıyla Türkiye’deki mevcut alışveriş merkezi sayısı 447 alışveriş merkezinde 13,6 milyon m2 seviyesine gelmiştir ve İstanbul %37’lik pay ile mevcut arzın çoğunluğuna ev sahipliği yapmaktadır. Diğer yandan, 29 alışveriş merkezinde yaklaşık 958 bin m2 inşaat halinde olan kiralanabilir alan bulunmaktadır. 2022 yıl sonu itibarıyla tamamlanması beklenen arz ile birlikte toplam alışveriş merkezi sayısının 476 adede ulaşması beklenmektedir. 

Türkiye’de son 10 yıllık süreçte en çok gelişim gösteren sahaların başında perakende sektörü geliyor. Pandemi öncesi 2019 yılı rakamlarında ciroları 160 milyar TL’yi aşan alışveriş merkezleri, 900 milyar TL’lik perakende eko sistemi içinde pazar payını %20’lere çıkardı. Özellikle 15 milyon metrekareye ulaşan kiralanabilir alanı ile organize perakendeye önemli arz ortamı sunuyor. Doğrudan 500 bin, dolaylı olarak da 1.5 milyon kişiye istihdam sağlayan AVM'ler, pandemi sürecine kadar 2019 sonu itibarıyla yaklaşık 2.4 milyar kişiye ev sahipliği yaptı. Ancak 2020 yılı itibariyle perakende sektöründe mağazaların kapanması, gıda sektöründe ise sosyal mesafe uygulamaları nedeniyle tüketiciler alışverişlerini ağırlıklı olarak e-ticaret kanallarına yöneltmiş durumda. Firmaların e-ticaret ciroları rekor seviyelere ulaşsa da bu kanalın normal dönemde fiziksel kanallardan elde edilen ciroya ulaşması çok mümkün görünmüyor. Dolayısıyla toplam ticarette önemli bir yere sahip olan AVM mağaza formatının gerekli önlemlerle bu dönemi geçirmesi krizi atlatma adına kritik önem taşıyor. Diğer yandan alışveriş merkezi yatırımlarının ekonomideki dalgalanmalar, yükselen döviz kuru ve kredi maliyetlerinin artmasıyla, son dönemlerde yavaşlama seyrine girdiği söylenebilir. KPMG Türkiye’nin Perakende – Sektörel Bakış 2020 raporunda, 2023’ten itibaren yeni AVM açılmayacağına dair güçlü bir kanı olduğu, birbirini tekrar eden yatırımların varlığının doygunluğa sebep olduğu tespiti yapılıyor. Bununla paralel olarak AVM sayısındaki artış, artık yatırımcıları farklı konseptler bulmaya da itiyor. Büyük konut projelerine eklemlenen ofis ve AVM projeleri, mobilya ve dekorasyon gibi belli bir ürün grubunu hedefleyen, oyun ve eğlence temasıyla alışverişi birleştiren farklı seçenekler sunuluyor. Korona virüsü salgınında üretim ve perakende ticarette yaşanan duraksama yaz aylarında mağazaların açılmasıyla yerini kademeli normalleşmeye bıraktı. Fakat açık alanlarda hızla başlayan kontrollü sosyal hayat kapalı alanlarda çok yoğun görülmedi. Dünyada da benzer bir durum söz konusu. Tahminlere göre ise perakende alışverişte e-ticaretin payı çok hızlı şekilde artmaya devam edecek ve perakende sektöründe en az yüzde 25 küçülme olacağı bekleniyor.