SON DAKİKA

Ormanları rahat bırakın

Her sene yaz aylarında olduğu gibi bu sene de ardı arkası kesilmeyen yangın haberleri duyuyoruz. Sadece yangın da değil, geçtiğimiz günlerde Rize'de yaşanan heyelan, ülkemizin dört bir yanından gelen şiddetli yağış ve sel haberleri…

İnsanlığın küresel ısınmaya sebep olması yetmezmiş gibi yanlış yapılan inşaatlar, yanlış tarım teknikleri ve bunun gibi daha birçok yanlış uygulamayla doğal afetlere davetiye çıkarıyoruz. TEMA Vakfı’nın birkaç gün önce yayınlanan araştırması da bunu gösteriyor.

Yayınlanan rapora göre kömür, altın, bakır gibi endüstriyel madenlerle ilgili on beş kentte ruhsatlı alan oranı yüzde altmış iki. Kaz Dağları’nın yüzde yetmiş dokuzu, Artvin, Zonguldak, Ordu, Bartın, Balıkesir ve Çanakkale gibi bize oksijen sağlayan şehirlerin yüzde yetmişten fazlası bu ruhsatlarla mahvoluyor. Burada en önemli sorun madencilik yapılan alanların geri kazanılma şansının bulunmaması yani bu durumda maden ticareti için geleceğimiz riske atılmış oluyor. 

Bu oranlarda ruhsat verilmesinin yolunu açan en önemli düzenleme ise 2004’te orman, muhafaza ormanı, ağaçlandırma alanları, özel koruma bölgeleri, milli parklar, tabiat parkları, sit alanları, tarım alanları ve su havzalarının madenciliğe açılması. Yani bu düzenleme yer ayrımı yapılmadan madencilik izni sağlamış oldu ki Dünya’nın çoğu ülkesinde madencilik alanları belirli kurallara göre sınırlandırılmış. Böyle bir sınırlamaya tabi olmayan çok az ülkeden biri konumunda oluşumuz da doğal güzellikleri bu denli fazla olan bir ülke için üzücü.

Doğal güzelliklerimize, tarihi alanlarımıza, ormanımıza bu kadar az değer vermemizin bedelini belki şimdi değil ama çok yakın bir gelecekte ödeyeceğiz. Kaz Dağları, Artvin ve birçok bölgede bu tarz ruhsatlandırmaların yapılmasına ellerinden geldiğince karşı çıkan vatandaşlar oldu, protestolar düzenlendi ancak bunlar hiçbir işe yaramadı. Son yıllarda afetler ve çevre kirliliği bu kadar artmışken ormanlarımıza sahip çıkılmasını isteyen insanların dinlenmemesi akla ve mantığa yatkın değil. 

Tarım ve Ormancılık Bakanlığı keşke bu tarz araştırmaları ciddiye alıp buna göre çalışmalar yapsa, önlemler alınsa. Verilen ruhsatlardaki bölgeleri kurtarmak artık zor olsa da bu saatten sonra daha fazla ruhsat verilmese ve nefesimiz daha da kesilmese. 

Dünya çapında doğaya dönüşün yaşandığı ve doğanın ne kadar önemli olduğunun anlaşıldığı son yıllara uygun önlemlerle yol almamız gerekiyor ki bir geleceğimiz olsun.