SON DAKİKA

Ofiste işler nasıl?

Bazı şirketler, personelini ofislere yeni çağırmaya başladı. Bazıları ise hibrit dedikleri sitemle 2 gün orada 3 gün burada kim nerede o orada tadında çalıştırıyor.

Pandemi'de eve tıkılan kişiler için evden kaçış planları yapılmıştı. Ama bir de benim gibi dışarıya çıkmaktan korkanlar ortaya çıktı. Bu aşıdan mıdır nedendir, Artık işleri yapınca koşa kaşa eve dönüyorum. Oysa maziye bak bir gecede 3 değişik yerde gezer feneri sabaha karşı söndürürdük. İşin şakasını burada sonlandırıp dönelim hibrit çalışma işine. Bu arada aklıma geldi Denizbank çalışanların yol paralarını vermeye başlamış diye bir haber vardı bizim gazetede. Daha önce servisler vardı. Pandemi nedeniyle kalkınca çalışanlar başının çaresine mi bakıyordu? Haber olduğuna göre ulaşım pahalanınca kazan da kaynamış. Gelemedik şu hibrit çalışma düzeni işine. 

Hibrit çalışmaya geçişin tüm şirketler için sorunsuz olmadığını zaten biliyoruz. Bazı firmalar kırılma noktasında ve bu tip kurulumdan kalıcı olarak vazgeçiyorlar. Bu işletmeler uzaktan çalışmaya, ofisleri kapatmaya ve işçileri evde çalışma düzenlemelerine geçirmeye çalışıyor. Hatta zorluyor.

Bazı uzmanlar, hibrit çalışmayı “biraz dağınık” olarak adlandırsalar bile şaşırmıyor ve daha fazla şirketin de aynı şeyi yapabileceğini söylüyor. Bence bizim gibi ülkelerde müdürler el sahipler personeli sabahın köründe iş yerinde görmek ister.  Bu durum da bazı çalışanları hayatlarından bezdirip şirketten kaçırıyor. Zaten alışmışlar evden çalışmaya... Değiştir işi gitsin. Her yıl iş değiştirmek mi? diye sorup ayıplayabilirsiniz. Ama o zaman sizin yaşınızı ben hemen 40 üstü diye tahmin ederim. İstihdama yönelik geleneksel olarak kötülenmiş, hatta tabu bir yaklaşım bu bence. Ne de olsa geleneksel düşünce, çalışanların sıraları tırmanmak için bir şirkette kariyer sermayesi oluşturması gerektiğidir. Ancak giderek artan sayıda işçi, özellikle de genç olanlar, işe atlamanın işe yaradığını görüyor. Her yeni iş yeni maaş artışı olarak görülüyor. Gençler, “İş değiştirmeye devam etmeseydim, şu an bulunduğum konumda olmazdım hep aynı yerde köhne bir insan olurdum” diyor. Haksız mı? Buna siz karar verin. Küçük bir start-up'ta başlayıp birazdan çalışıp hızla yükselebilirsiniz. Her bir rol, bir öncekinin üzerinde bir yükseltme olur. Terfi bekleyerek aldığım maaşı alamazdım diye düşünen sıfır kırk yaş arası bir sürü kişi var. Ben biliyorum. 100 tanesini hemen sayarım. 

Ben İngilizlerin BBC kanalından öğrendim. Onlarda yani Birleşik Krallık 'ta enflasyon % 9 civarında seyrediyor. Bu oran, fiyatların son 40 yılın en hızlı oranında arttığı yıl olmuş. Dertlenip ağlayıp duruyorlar. Oysa biz bu konuda ustayız. Ülkemizdeki enflasyonun kaç olduğunu burada yazmak istemiyorum bile...

Ama sonuçta, İngiltere de olsa ABD de olsa Türkiye de olsa enflasyon ve ekonomik kaygılar çalışanları strese sokuyor. Evden çıkmanın maliyeti o kadar çok arttı ki şaştık kaldık. Örneğin benzin ve gıdadaki artışı bir düşünün. Yani kısaca demem o ki biz pandemide uzaktan çalıştık, uzun bir tatil yaptık geldik yine başladık çalışmaya. Ama bu git geller artık bazı kişileri yormaya başladı. 

Çalışma hayatı birçok değişim yaşadı. Kısa çalışma ödeneği, uzaktan çalışma, toplu sözleşmelerde yüksek zamlar, 3.600 ek gösterge ve asgari ücrette olumlu gelişmeler meydana geldi. 2022 yılına da çalışma hayatında yepyeni umutlarla girilmişti. Geçen 7 ay bize tam bir durum değerlendirme şansı vermiyor ne yazık ki. Döviz fiyatları aldı başını gitti. Enflasyon dersen başka bir dert. Bir de BDDK tarafından geçen gün yayımlanan kurul kararına göre 15 milyon lira karşılığı, yani yaklaşık 908 bin dolar yabancı para nakit varlığı bulunan şirketler, aktifleri veya yıllık satış gelirlerinin yüzde 10'undan fazla yabancı para nakit varlığı tutuyorlarsa TL cinsi nakdi ticari kredi kullanamayacak.  Gibi kararlar halkı şaşırtıp duruyor. Eskiden ekonomist olmayıp da meraklı olanların bir görüşü olabilirdi. Ama artık iş ekonomistlerde bile değil neredeyse. Tahmin edilen ile uygulama hep farklı. Hoca ne demiş. Benim dediğimi yap ama gittiğim yoldan gitme. Yazımı sayın Cumhurbaşkanımızın İbni Haldun Üniversitesindeki sözü ile bitireyim. “Ey Bizi kur, faiz, enflasyon şeytan üçgeninden sıkıştırıldıklarını sananlar. Ekonomik istikrar mücadelesini zaferle neticelendireceğiz.”