SON DAKİKA

New York'ta sonbahar

Bilenler bilir en sevdiğim yerdir New York. Bir şehir özlenir mi valla ben çok özlerim sene de bir kez en azından fırsatlar yaratıp, iş çıkartır giderim.

Sokakları, birbirinden farklı kültürlere ev sahipliği eden bu muhteşem şehir özellikle Sonbahar da büyüleyicidir ya da ben en çok o halini severim.

Sürekli hareketli olan şehir her sene eylülün bu dönemlerinde ayrı bir telaşa başlar.

BM Genel Kurulu. Öncesi çok konuşulur, sonrası çok konuşulur Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun.

Hep söylerim ülke olarak hem coğrafi konum hem birbirinden kıymetli sınır komşularımız hem de tarihsel geçmişi itibarıyla Türkiye, dünyanın gözünü ayıramadığı bir özelliğe sahip olması her atılan adımın düşünülerek atılmasının icap ettiği bambaşka bir ülkedir diye…

Bu hafta tüm dünyanın gözü kulağı New York’ta düzenlenen 78. BM Genel Kurulundaydı.

Her yıl 190’dan fazla ülke liderini New York da bir araya getiren BM Genel Kurulunda 1945’den günümüze uzanan süreçte bir çok önemli ve tarihi kararlar alınması ile beraber unutulmaz anılara da tanıklık etmesi de hep önem taşımakta.

BM Genel Kurulunun görünmeyenlerini araştırdığımız da ilginç bilgilere de rastlamadım değil.

Bir kere oturumların açılışı ve kapanışı İzlanda’nın 1952 de Genel Kurul başkanına hediye ettiği adı İzlanda tokmağı olarak anılmasına sebep olan tokmakla yapılıyor.

İzlanda’nın hediye ettiği tokmağın da başına gelenler önemli aslında.

1960’da İrlandalı diplomatın eski Sovyet Devlet Başkanı Kruşçev’i toplantıda sakinleştirmeye çalışırken yanlışlıkla kırılması ardından İzlanda’nın yeniden tokmak hediye etmesi. Ardından 2005’te tokmağın kaybolması, İzlanda’nın yeniden tokmak hediye etmesi…

Şimdilik tokmağın bilinen serüveni bu şekilde.

Bir diğer BM’nin görünmeyen özelliği de Brezilya’nın her toplantıda ilk konuşmayı yapan ülke konumunda olması.

Onun da nedenine baktığımızda eski dönemlerde ilk açılış konuşmasını kimsenin yapmak istememesi, Brezilya’nın konuşmayı ilk olarak tercih eden tek ülke olması nedeniyle geleneksel hale gelen açılış konuşmalarını her sene Brezilya’nın yapıyor olması.

Genel kurul da konuşma sırası da farklılıklar gösteren özelliğe sahip aslında.

Brezilya’nın açılış konuşmasının ardından söz ev sahibi Amerika’ya, ardından da karışık olarak üye devlet liderlerinin coğrafi konum özelliğine, temsil düzeyine, vs bakılarak yapılıyor.

Oturma düzeninin de farklılıkları var olduğunu da söyleyerek nokta koymak en iyisi zira BM Genel Kurulunun görünmeyen arka tarafı gerçekten birbirinden farklılıklara sahip durumda.

Gelelim bu seneki BM Genel Kuruluna.

Yazının başında da belirttiğim gibi gözler en çok yine Türkiye de ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kurulda 13. kez yapacağı konuşmasındaydı.

Erdoğan’ın BM’in yapısını da eleştirdiği konuşmasında mevcut güvenlik konseyinin dünya güvenliğinin teminatı olmaktan çıkmış, 5 ülkenin siyasi stratejilerinin çarpışma haline geldiğini vurgulaması, dünyadaki tüm küresel inançları, kültürleri temsil yeteneğine sahip bir küresel mimarisi inşa etmeliyiz açıklamaları, dünyanın beşten büyüktür mesajını yinelemesi Genel Kurula katılan ülkeleri, dinleyicileri vs bir kez daha dikkatle, aşırı ilgiyle takip etmesine de neden oldu.

Sadece Erdoğan değil Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek in de yatırımcılarla buluşması da ayrıca önem taşıyan bir diğer konuydu.

Elbette ki yine meraklı gözler ev sahibi Amerika’nın Başkanı Biden’ın konuşmasındaydı.

Biden’ın konuşmasında ki özete baktığımızda dünya barışına engel olan ülkenin Rusya ve savaş meraklısı Putin olduğunu açıklaması uzun tartışmaların da yeniden kıvılcımı olmuş durumda.

New York da sonbahar gerçekten çok güzeldir, bambaşkadır.

Dünyada en sevdiğim yer olduğunu vurgularken yazının başında belirttiğim gibi her şey hele de sonbahar çok ayrı yakışır New York’a.

İşte sonbaharın bugünlerinde New York birbirinden farklı, renkli hayatının içinde bir kez daha BM Genel kuruluna ev sahipliği yaparak dünyaya çok önemli mesajların verilmesini bu sene de bir kez daha başarmış durumda.

BM genel kurulu bitimine yakın FED in faiz kararını açıklaması bir anda ekonomi çevrelerini de hareketlendirdi.

Faizi 5,50 de sabit bırakması bir diğer deyişle de politika faizini son 22 yılın en yüksek seviyesinde sabit tutmasına devam etmesi, ilgili çevrelerce yıl sonuna kadar bir faiz artışı sinyali vermesi olarak da algılandı.

Dünya böyle bir hareketli haftayı, birbirinden farklı verilen mesajlarla kapatırken ekonomi çevrelerinin de FED’in kararı ile hareketli günlerin devam edeceği sinyaliyle de kapatıyor da diyebiliriz.