SON DAKİKA

Nerden nereye…

Bugün ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün 84. ölüm yıl dönümü… Kısa süren hayatına nice başarılar sığdıran, bir milletin geleceğini değiştirip milletini esaretten kurtaran, kadınların ve çocukların geleceği için devrinin ötesinde nice girişime ve başarıya imza atan, kişisel hırslar yerine milletinin refahını düşünen ve tüm dünyanın saygısını kazanan en büyük şansımız Mustafa Kemal Atatürk hayata gözlerini yumalı tam 84 yıl oldu.

Unutulmasını isteyenler, hayata geçirdiklerinden rahatsız olanlar ve onu anmaktan bile imtina edenler olsa da o olmasaydı olmayacaktık. Hayata geçirdiği projelerin ve aldığı kararların önemini hala anlamamakta ısrarcı olan insanlar varken ileri görüşlülüğüyle nelerin önüne geçtiğini görmekte fayda var.

Zaman zaman bazı kesimlerce eleştirilen Lozan Barış Antlaşması ile kapitülasyonlara son verip, Boğazlarımızın egemenliğini korudu ve bunun önemi Ukrayna-Rusya arasındaki savaşta yine anlaşıldı.

Halifeliği kaldırdı, laikliği anayasal güvence altına aldı ve çağının çok ötesinde bir kararla kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesini sağladı. İran’da son aylarda yaşanan olaylara bakıldığında bu adımların ne kadar önemli olduğunun anlaşılması gerekiyor.

Tekke ve zaviyelerin kapatılması konusunda hala şuursuzca eleştiri yapanlar olmasına rağmen Türkiye’nin son on yılına bakıldığında bu adımın da ne kadar gerekli olduğu görülüyor. Çıkarlarına ters düştüğü için bu adımları onaylamayan ve hala ağır bir şekilde konuşanlar olsa da tarihe bakıldığında aslında neyin ne amaçla yapıldığı çok açık.

"Unutulmamalıdır ki milletin hâkimiyetini bir şahısta yâhut mahdut eşhâsın elinde bulundurmakta menfaat bekleyen câhil ve gâfil insanlar vardır. Hükümdarlar, kendilerini mevhum bir kuvvetin mümessili tanırlar ve bundan zevk alırlar. Fakat onların etrâfındaki menfaatperestler, bunu din kisvesine büründürerek bütün milleti iğfâle, idlâle çalışırlar. Nitekim şimdiye kadar çalışmışlardır. Nihâyet milletin kulağı bu terennümât ile dolar ve o telkînâtı îcâb-i din ve hakîkat-ı mahz telakkî eder. Bu gibilerine mürtecî ve hareketlerine de irticâ derler. Fetvâ ile veyahut şu ve bu gibi telkînâtla milleti irticâya sevk etmek isteyenlerin yeri zindan olacaktır. Kat'îyetle ve bilâpervâ söylerim ki, hâkimiyet-i milliyemizin bir zerresini şu veya bu sûretle takyit etmek isteyenler en koyu mürtecîdir. Öylelere karşı milletin yapacağı şey, onları parçalamaktır.” 

"İslâm dinini, yüzyıllardan beri alışageldiği üzere bir siyaset aracı durumundan uzaklaştırmak ve yüceltmek gerekli olduğu gerçeğini görüyoruz. Kutsal ve ilâhi inançlarımızı ve vicdani değerlerimizi, karanlık ve kararsız olan ve her türlü menfaat ve ihtiraslara görünüş sahnesi olan siyasetlerden ve siyasetin bütün kısımlarından bir an önce ve kesin olarak kurtarmak milletin dünyevi ve zührevi mutluluğunun emrettiği bir zarurettir. Ancak bu suretle islâm dininin yüceliği belirir."

Atatürk’ü anlamak, bize neleri sağladığını görmek ve değerini bilmek için yukarıdaki alıntılar ve saydığım birkaç adımı yetmez. O, bir milletin özgürlüğü ve geleceği için kendisini feda etmiş büyük bir lider. Yaptıklarının önemi ve amacı çok açık olsa da onu anlamamakta ısrarcı olanlar her zaman olacaktır ancak değerini bilip onun yol gösterdiği şekilde yaşayanlar da her zaman onu yaşatacaktır. 

Huzur içinde uyu Ulu önder Atatürk!