SON DAKİKA

Ne haftaydı...

Uzun zamandır ülkemizin gündemi tüm kademelerde para. Zaten bu para denilen şey bulunduktan sonra insanları uğraştırıp durmuş. İşin şakası bir yana Mustafa bey "Hakan hocam, yazın nerede kaldı?" deyince utandım. Utandım ama da bu işte benim de çok kabahatim yok. İşler o kadar değişiyor ki. Bir gün diğerine uymuyor. Yazdığım yazıları gazeteye yollamadan eskiyor. Komik biliyorum ama böyle.

Bugün o zaman ne yazmalıyım ki sizin ilginizi çeksin. Okuduğunuza değsin. Ülkemizde cesaretle yapılan hamleler halkı biraz şaşırtsa da sonucunun hayırlı olacağı düşünülüyor. Öğrencilerimden birisi elindeki Türk lirasıyla bir hafta önce 260 Amerikan Doları almış. Coşkulu giden bu süreçte kazanacağını düşünmüş.  Beklediği zirve 1 USD 20 Türk Lirası olacağı gün. Bakmış dolar yürümüyor koşuyor. Biraz daha bekleyim demiş. Ama, “evdeki hesap çarşıya uymaz” diye boşuna dememişler. Son dakika... Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı sona ermesinin ardından kameraların karşısına çıkan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasında TL mevduatları için getirilen yeni düzenlemeyi açıklayıp, "Tasarruflarını değerlendirirken kurdaki yükselişten kaynaklanan kaygılarını gidermek isteyen vatandaşlarımıza yeni bir finansal alternatif sunmaz mı. İşte öğrencimin zenginlik hayalleri başka bir bahara kaldı böylece. 

200 yılı aşkın bir süredir ekonomistler bu tür argümanları büyük ölçüde kabul etseler de, bazı politikacılar koruma için, atalardan kalma bir sorumluluk göstermişlerdir. Ancak 1945'ten sonra, dünyadaki çoğu lider daha serbest ticaret için destek konusunda birleşti. Daha fazla açık pazarın yeniliği, rekabeti ve büyümeyi teşvik ettiği fikrinden hareketle, önce 1948'de kurulan Tarifeler ve Ticaret Genel Anlaşması'nda ( Gatt ) ve ardından Gatt'ın Dünya Ticaret Örgütü'ne ( WTO) dönüştürülmesine ön ayak oldular. Benim her daim dikkat ettiğim, Cumhurbaşkanı’mızın da Davos’ta dünyanın dikkatini çektiği siyaset ve paranın yönetim şekline itirazı ile dış mihraklar konusu ortaya atılmış da oldu. Nereden nereye geldin diyebilirsiniz ama, siz de dünyayı yöneten Birleşmiş Milletler bünyesindeki 27 örgütü biliyorsunuzdur. Para konusunda güçlük çekenlere hemen dünya para fonu kollarını açar ve “ gel bana gel” der. Çevre derseniz öyle. Sağlık derseniz başka türlü. Bir de Çevre var. 

Biliyorsunuz son yıllardaki en belirgin değişiklik, politikacıların ve seçmenlerin artık çevresel hedeflere verdiği öncelikte olmuştur. 2021'de Amerikalı yetişkinlerin %65'i çevreyi korumanın başkan ve Kongre için en önemli öncelik olması gerektiğini söylediği ortada.  Ancak, bu sayı 2022'de %84'e yükselebilir deniyor.  2021'de neredeyse dünyada yaşayanların üçte biri, iklim değişikliğinin dünyanın en ciddi sorunu olduğunu, hatta yoksulluk, açlık, içme suyu eksikliği ve bulaşıcı hastalıkların biraz önünde olduğunu düşünüyor.

Biz yine geçtiğimiz haftaya dönersek, ülkemizi ilgilendiren çok önemli bir toplantıdan da söz etmeliyiz. 3. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi yapıldı. Bu toplantı da öncekiler gibi başarılı ve verimli geçti. Afrikalı dost ülkelerle ikili ilişkilerimizi ve bölgesel meseleleri değerlendirme imkanı bulduk. Bazı dostlarımız Afrika’da ne var ki oraya bulaşıyoruz diye düşünüyor olabilirler. Ama Afrika önümüzdeki yıllar çok önemli olacak. Yıllardır Avrupalı ve Amerikalı ülkelerin sömüre sömüre  bitiremediği topraklarda Çin bile bir çok işbirliğine imza atmış. Ben bir yıl önce Tanzanya’ya gitmiştim. Yolları hep Çinli şirketler yapıyordu. Merak ettim sordum “paramız yok diyorsunuz. Bu yolların yapımı için parayı nereden buluyorsunuz?” dedim.  Kum veriyoruz dediler.  Hani bir hikaye vardır. Bir ayakkabı fabrikasının patronu iki pazarlama elemanını Afrika’ya yollamış. Dönüşlerinde çağırmış, “anlatın bakalım bana Afrika'da iş yapabilir miyiz?” demiş. Pazarlama elemanlarından biri “patron orada her kes fakir bir iş çıkmaz” demiş. Diğeri ise, “ Sevgili patronum kimsenin ayağında doğru dürüst ayakkabı yok. Acayip satış yaparız” demiş. Yani anlayacağınız gibi hayat bakışa bağlı. 

Yine yapılan toplantıya gelirsek, sonuç olarak,  Afrika'ya ile ticaretimizi 5.4 milyar dolardan 30 milyar dolara çıkardık. Şimdi hedefimiz önce 50 milyar dolara ardından da inşallah 75 milyar dolara taşımak. Bu cümleleri Cumhurbaşkanımız söylüyor. Ve ekliyor.  “Afrika'yı sorun ve tehditler yumağı olarak görmüyoruz. Tarihinde sömürgecilik ayıbı olmayan millet olarak kazan kazan, eşit ortaklık temelinde işbirliğimizi daha da güçlendirmeye çalışıyoruz.”

Geçtiğimiz hafta çok hareketliydi. “Film gibi” derler ya öyle.