SON DAKİKA

Ne de olsa…

1 ay oldu yüreğimize soğuk acının düşmesi üzerinden koca bir ay geçti. Depremin ağır izlerini taşıyan bölgelerde şehirlerde ki enkaz kaldırma çalışmaları hızla devam ederken bölgelerdeki ihtiyaçlar da temin etmeye çalışılıyor.

Arama kurtarma ekiplerinin, STK’ların bu alanda ne kadar önemli olduğunu başımıza gelen böylesi acı durumlarda bir kez daha anlayabiliyoruz.

İçişlerine bağlı AFAD’ın çalışmaları, AFAD mensuplarının bu konularda ki tecrübeleri ve zamanla verdikleri yarış elbette ki yadsınamaz şekilde.

Ama onunla beraber gönüllülük kelimesini her şekilde hak eden AHBAP da en az AFAD kadar özveri ile depremde sahada yer aldı ve halen de her iki kuruluş bölgelerde yaraları sarmada en önemli dost elleri.

Bununla beraber ülkemizin en önemli büyükşehir belediyeleri de deprem haberi geldiği andan itibaren bölgelere neredeyse tüm ekiplerini seferber etmiş durumdalar.

Tek yürek olunarak sarılmaya çalışılan yaralarımız var bizim…

Baktığımızda Doğu Akdeniz aynı zamanda bereketli toprakların üzerinde çalışkan üretken insanlarımızın da bulunduğu yerler.

Amik Ovası başta olmak üzere özellikle tarım ve sanayi alanında çok önemli şehirlerimiz var o bölgelerde...

Ülkemizin en büyük OSB’leri Kahramanmaraş-Antep Karayolu üzerinde Başpınar mevkisinde ve ihracatımızda rekorlar kırılan üretimler bu OSB’lerde gerçekleştiriliyor.

Aynı şekilde Kahramanmaraş da tekstil başta olmak üzere birçok alanda üretimde olan ihracatın fazla olduğu fabrikalar bulunuyor.

Biraz yukarı Malatya’ya baktığımızda çok değil Aralık 2022’de EXPO 2025 unvanını hak eden, bununla beraber ciddi çalışmalar için startı verilen Malatya’da şehrin merkezindeki kayısının her çeşidinin yer aldığı tarihi Şire Pazarı da birçok yer gibi depremde yok oldu.

Kayısı üretimi bölge insanları için de ülkemiz için de çok değerli.

Dünyada kayısının başkenti olan Malatya 2022’de 76 bin 355 ton rekor üretim ihracatına karşılık 402 milyon dolarlık bir gelir elde geçti geçen sene ve yeni rekor 2023’de beklenirken deprem ile beraber alt üst oldu beklentiler.

Bölgede yaklaşan baharla beraber kayısının çağla olma dönemleri yavaş yavaş başlarken üreticiler de belirsizlikten dolayı kayıpları ile beraber bir yandan nasıl üretim yapacakları düşüncesindeler.

İskenderun Limanı keza bölge için çok önemli aynı şekilde Hatay’da haddecilik başta olmak üzere birçok alanda dev sanayi kuruluşlarımız yer alıyor.

Depremle birlikte bu bölgelerde ki sanayi kuruluşları da ciddi hasar aldı, bir kısmı yıkıldı, büyük bölümü de ciddi revizyondan geçmesi gereken yaralar aldı.

Bahar erken yaşanır, erken gelir o bölgelere.

Şu anda öncelik yürekleri yaralı insanlarımızın barınma başta olmak üzere tüm ihtiyaçlarının acilen giderilmesini elbette ama bölge de üretime de bir an önce başlanması gerekiyor.

İşsizlik sıkıntısı en büyük sorun olacağı kesin.

Depremde yakınlarını kaybeden veya evleri hasar gören işçiler şimdide işsizlik riski ile karşı karşıya kaldılar.

Ekonomide her anlamda sancılı bir dönemdeyiz.

İşsizlik ile beraber artan enflasyon, yükselen kiralık ev ve gıda fiyatları kontrol edilemez boyutlarda.

Hızla artan cari açık ve bununla beraber bütçe de yine önlem paketleri ile ne derece durabilir bilinmez.

Üzerine de 14 Mayıs seçimlerinin sert rüzgarları ile soluksuz günler yaşamaya başladığımız bu süreçte düşünerek hareket edebilecek nadir insanlardan olmalıyız.

Zira son günlerde ülke gündemine baktığımızda bir çok ülkenin on yılda yaşayacağı tempoyu neredeyse soluksuz yaşarken siyasette hareketliliğin sürekli artacağı da görülüyor hale getirdi hepimizi.

Seçim sürecine resmen girdik diyebiliriz bugün itibarıyla...

Ne kadar hazırız, sektörler ne kadar hazır, piyasalar ne diyor bu tempoya? Tüm bunların cevabı da ilerleyen günlerde bizleri bekliyor olacak.

Türkiye seçime, yüzyılın depreminin ağır hasarları ile, yüksek enflasyon ve ekonomik gerileme ile giriyor.

Peki bu durumda ekonominin reçetesi ne olacak?

Şu anda ittifakların savaşları ana gündemde sıkça yer alıyor ve seçim sonrasında vatandaşı bekleyen ekonomik şartlar da asıl merak konusu.

Beklentilerin başında yeni kurulacak olan hükümetle beraber şu an olduğu gibi enflasyon ile herhangi bir mücadele planı uygulanmazsa ya da uygulamalarda aksaklıklar olabilirse, işte o zaman enflasyonun yol sonunda %65 bandını çoktan aştığını görmemiz içten bile olmaz.

Seçimle ilgili yıllardır sahalarda olan bir TV yapımcısı, ekonomi gazetecisi olarak elbette yine sağlam tahminlerim var hatta bu hafta itibarıyla yaşadıklarımızdan sonra oranları ile erken verebilecek durumdayım ama acele etmeyelim önümüzde ki günler sert geçmeye devam edecek nasılsa o zaman söylerim tahminlerimi ki bilen bilir benim seçim olasılıklarımın değerli ve de gerçeğe aşırı yakındır rakamlar, oranlar.

Onu bunu bilmem ama baharı bahar gibi yaşayamadan yaza hızlı ve sert bir giriş yapacağız gözüküyor ufukta.

Yine de biz iyimserliği elden bırakmayalım öyle değil mi?

Hem ne diyordu Sezen Aksu’nun efsane şarkılarından olan “Ne Ağlarsın”da, umudun her zaman bizimle olduğunu söyleyen, hissettiren o güzelim şarkının sözlerinden en önemlisi şöyle yüreklere dokunmuyor muydu?

“Ne de olsa kışın sonu bahardır…”