SON DAKİKA

Mescid-i Aksa sessizce yıkıma doğru gidiyor…

Osmanlı topraklarının hâkimiyetinde olan Filistin yüz yıl boyunca Siyonist İsrail'in askeri işgal altında sömürgesine sürgün edilmeye kayıplarına ve acılarına sebep olan ulusla bir arada yaşamak zorunda bırakılıyor.

Peki, Filistin’e Yahudi göçü nerden çıktı? Avrupa'daki Yahudi düşmanlığına karşı yurt arayışına girdiler. Birinci dünya savaşından sonra 1917’de, İngiltere Dışişleri Bakanı Arthur Balfour Yahudilere vermiş olduğu söz üzerine Filistin topraklarına göç dalgası başladı.  Balfour Deklarasyonu olarak da biliniyor. Dünya Siyonist Örgütü’nün başlatmış olduğu kongre ile Filistin topraklarını işgal edip Yahudiler için devlet kurma planlarını uygulamaya koydular. İngiltere mandası altındaki Filistin'e Siyonist proje kapsamında yüzbinlerce Yahudi göç etti. İngiltere’nin desteği ile İsraillilerin insanlık dışı uygulamaları başladı. Tabi rahat durmayıp mısır ve Suriyelilerle girmiş olduğu savaşlarda askeri ve ekonomik anlamda zayıflayan İsrail ABD’nin boyunduruğu altına girip maşası oldu. Ekonomik ve askeri teçhizat anlamında her türlü desteği sağladı.

Filistinliler dört ayrı bölgede yaşam mücadelesi veriyorlar. Kudüs’te bundan 10 yıl önce 700 binden fazla Filistinli vardı. Şu an bu sayı 300 bine indi. Yaptıkları soykırımı gözler önüne seriyor. Mallarına, canlarına, hayatlarına el koyuyorlar. Altı binden fazla Filistinli, İsrail cezaevlerinde esir tutuluyor. Bu esirlerin çoğu yargı önüne çıkarılmadan, sürekli uzatılan idari gözaltı kararlarıyla yıllarca hapiste tutuluyor. Öldürdükleri Filistinlilerin cenazelerine el koyuyorlar. Cuma namazlarında lağım sularını püskürterek abdestlerini bozmak istemeleri… Mazlumların kanında boğulan İsrail bu seferde başaramayacaksınız. Umarım bu zulümler Müslümanlarda bir tokat etkisi yapar da uyanmalarına neden olur.

Filistinlilerin sabah namazı için bir araya geldikleri sırada İsrail polisinin cemaati iterek zorla dışarı çıkarmaya çalıştıkları sırada buna tepki gösteren Filistinlilerin üzerlerine plastik mermilerle ateş açarak on Filistinliyi yaraladı ve 3 kişiyi de gözaltına aldı. Gerekçeleri ise “Tapınak Tepesi” dedikleri (Yahudiler Mescid-i Aksa’ya verdikleri isim )slogan attıkları için asayişi sağlamak adına yaptıklarını söylemeleri oldu. İlk defa defa yaptıkları bir durum olmayan özellikle Cuma günleri sabah namazlarının arkasında cemaate saldırdıkları belirtilmektedir. 

İsrail’in Mescid-i Aksa’daki saldırılarına yine en büyük tepki Türkiye’den gösteriliyor. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr . Ali Erbaş da İsrail’ın saldırılarını kınadı ve dünya kamuoyuna çağrı yaptı, “Peygamberler diyarına, insanlığın ortak mirasına, mabetlere yapılan tecavüz karşısında dünya kamuoyunu ahlakın ve hukukun gereğini yerine getirmeye davet ediyorum” dedi. Başkan Erbaş, zalimler kendi yaktıkları ateşin kurbanı olacaklar dedi. Başta islam alemi olmak üzere tüm insanlığı,  bu inançlara saygısızlığa ve insanlık dışı zulme dur demeye çağırdı. 

İsrail sessiz sedasız Mescid-i Aksa’nın altını oymakla meşgul amacı Mescid-i Aksayı yıkıp yerine Süleyman mabedini inşa etmektir. Siyonist İsrail Mescid-i Aksanın altını oyarak kazdıkları tünellere turistik gezilere düzenleyerek kişi başı 50 dolar alarak dua seansları yapıyorlar. Bir taraftan Filistinlilere zulüm yapıyorlar bir taraftan kazı çalışmalarına devam ediyorlar. İlk kıblemiz ve Hz. Peygamber efendimizin (s.a.v) emaneti olan Mescid-i Aksanın altında 62 adet tünel bulunmakta bu köstebek tünellerin en büyüğü 483 metre uzunluğunda ve gayrimüslimlere 50 dolar karşılığında gezdiriliyor. Müslümanların ibadet etmesine engelliyor ve yaptıkları cinayetin karşılığında para kazanıyor. Planlı bir şekilde 1969 yılında çıkarılan yangında Müslümanların sessizliğini fırsat bilerek daha da ileri gitmek için bir engel görmüyorlar. Mescid-i Aksanın altı tamamen boşaltılmış durumda ve sinagoglar inşa edilmiş durumda ve burak duvarından girişler yapılmış. Müslümanlar ise İsrail baskısı altında girmekte zorlanıyorlar. İsrail askerlerinin kapıda silahlarla beklediği ve küstahça hareketler yaparak postallarla caminin içinde gezerek namaz kılmak isteyen Müslümanların başlarında ellerinde silahlarla bekliyorlar.  Sözde Süleyman mabedinin arama bahanesi ile yıkım çalışmaları İslam dünyasının tepkisizliği nedeni ile aralıksız devam ediyor. Kazı çalışmalarından dolayı her geçen gün yalnızlığa mahkûm edilen Mescid-i Aksa sessizce yıkıma doğru gidiyor.

Siyonist İsrail’in yapmış olduğu planları ellerinde patlayacak ve amaçlarına ulaşamayacaklar. Diğer İslam ülkelerinin sessiz kaldığı, sadece Türkiye’nin yardımı ile peygamberimizin emanetine sahip çıkacağız.