SON DAKİKA

Merhaba sevgili okuyucularım

Geçen hafta ele aldığımız korku pazarlamasına yönelik uygulamaların nasıl yapıldığına yönelik örnekleri sizlerle paylaşmanın, bu yöntem ile ne kadar sıklıkla karşılaştığımızı göstermek açısından kıymetli olacağını düşünmekteyim. Kim bilir belki manipüle olmadan karar vermek açısından bu paylaşımlarım kıymetli olabilir. İsterseniz belli başlı sektörler üzerinden başlayalım.

Bence uygulandığı en önemli alanlardan bir tanesi sağlık sektörü. Ancak her sektörde olduğu gibi ve geçen haftaki yazımda da ifade ettiğim gibi etik hassasiyetin en çok olduğu sektörlerden biridir sağlık sektörü. Sağlık sektöründe korku pazarlaması uygulamaları, insanların sağlıkla ilgili endişelerini kullanarak ürün veya hizmetlerin satışını artırmayı amaçlayan bir pazarlama stratejisidir. Bu tür uygulamalar, insanların sağlık hakkında endişe duydukları konuları abartarak veya korkutucu bir şekilde sunarak dikkat çekmeyi hedefler. Pandemi dönemi en yakın hatıralarımızı yoklarsak, o hassas dönemi kendi çıkarları için kullanmaya kalkan etik olmayan paylaşımlarla kendi ürünlerini satma derdinde olan işletmelerin kirli pazarlama uygulamalarına tanık olduk. Ancak önceden de ifade ettiğim gibi korku pazarlaması sağlık sektöründe etik bir yaklaşım olarak kabul edilmemektedir. Sağlıkla ilgili konular hassas ve önemlidir, bu nedenle tüketicilere yani potansiyel hastalara doğru ve güvenilir bilgiler sunmak önemlidir. Korku pazarlaması, insanların endişelerini istismar edebilir ve yanlış veya yanıltıcı bilgiler vererek insanların sağlık kararlarını olumsuz etkileyebilir. Sağlık sektöründe etik bir pazarlama stratejisi ancak insanların sağlıklarını korumak ve iyileştirmek için gerçekçi, bilimsel ve güvenilir bilgiler sunmaya odaklanma ile olabilir, olmalıdır. Tüketicilere sağlıkla ilgili doğru bilgileri vermek, onların bilinçli kararlar almalarına yardımcı olur ve güvenilir sağlık hizmetlerine yönlendirebilir.

Ürün veya hizmetin tanıtımında korku unsurlarını kullanarak tüketicilerin ilgisini çekmeyi hedefleyen bir pazarlama stratejisi olan korku pazarlamasının pazardaki ana sektörlerden olan inşaat sektöründeki uygulamalarını düşünecek olursak; belirli bir risk veya tehlike durumunu vurgulayarak potansiyel müşterilerin dikkatini çekmeyi amaçlar. Örneğin, inşaat şirketi, binaların güvenliğiyle ilgili bir konuyu vurgulayarak korku pazarlamasını kullanabilir. Reklamlarında deprem riskine karşı dayanıklı binalarını, güvenlik önlemlerini veya yangına karşı korumayı vurgulayabilirler. Bu şekilde, müşterilerin güvenlik endişelerini ön plana çıkararak ürün veya hizmetlerini satın almalarını teşvik etmeyi hedefleyebilirler. Elbette sağlık sektöründe olduğu gibi yine etik davranarak müşterilerin korku veya kaygılarını sömürmek yerine, gerçekçi ve dürüst bir şekilde bilgilendirme yapmak önemlidir. Ayrıca, korku pazarlamasının kullanıldığı reklamların toplumsal duyarlılığı gözetmesi ve tüketiciye değer katmayı hedeflemesi önemlidir.

Son olarak etik çerçevede ele almayı düşündüğüm bir diğer sektör ise sigortacılık sektörü. Korku pazarlaması, sigortacılık sektöründe de kullanılabilecek bir pazarlama stratejisidir. Sigorta şirketleri, müşterilerin riskler ve belirsizliklerle ilgili endişelerini vurgulayarak korku pazarlamasını kullanabilirler. Örneğin doğal afetler ile ilgili olarak sigorta şirketleri, sel, deprem, fırtına gibi doğal afetlerin potansiyel risklerini vurgulayarak müşterilerin dikkatini çekebilir. Reklamlarında, bu tür olayların olası mali etkilerini ve sigorta poliçelerinin sağlayabileceği korumayı vurgulayabilirler. Sağlık ya da hastalık söz konusu ise, sağlık sorunları ve beklenmedik hastalıkların mali açıdan zorlayıcı olabileceğini vurgulayarak korku pazarlamasını kullanabilirler. Örneğin, bir reklamda ani bir kaza sonucu yüksek maliyetli tedavilere ihtiyaç duyulabileceği veya beklenmedik bir hastalığın finansal olarak zor durumda bırakabileceği vurgulanabilir. Ya da ev ve mülkiyet konularında Sigorta şirketleri, ev yangınları, hırsızlıklar veya doğal felaketler gibi olayların mülkiyetinizi nasıl etkileyebileceğini vurgulayarak korku pazarlamasını kullanabilirler. Reklamlarda, bu tür risklerin mülkiyetinizi nasıl finansal olarak etkileyebileceği ve sigorta poliçelerinin sağlayabileceği korumayı öne çıkarabilirler. Yine de, sigorta şirketlerinin de korku pazarlamasını kullanırken etik çizgileri gözetmeleri ve müşterilerine gerçekçi ve dürüst bilgiler sunmaları önemlidir. Ayrıca, müşteriye değer katan çözümler sunmayı ve sigortanın temel amacını yani risklerin yönetimi ve koruma sağlamayı ön plana çıkarmayı unutmamaları gerekir. 

Bir sonraki yazımızda, bilginin ışığında güzel günlerde görüşmek üzere…