Küresel ısınmayı ciddiye alın
Son haftalarda ülkemizde ve dünyanın birçok ülkesinde rekor sıcaklıklar kaydediliyor. Birçok ülke orman yangınları, güneş çarpması, kuraklık, serinlemek isterken boğulanlar vb. sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Ülkemizde Doğu Karadeniz hariç bölgelerde barajların doluluk oranlarının alarm verdiği ve Karadeniz harici bölgelerin yağış oranında ciddi düşüş yaşandığı da ciddiyetle önlem alınmasını gerektiren bir gerçek.
Bir yandan da özellikle yerli turistlerin ve Rus turistlerin sıklıkla tatil için tercih ettiği Akdeniz Bölgesi başka bir tehlikeyle karşı karşıya… Akdeniz’de, Kızıldeniz’den gelen istilacı deniz canlıları her geçen gün artış gösteriyor. Akdeniz Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, istilacı türlerin sayısının 5 yıl içinde 90’a ulaşacağını söyledi. Özellikle balon balıkları ve aslan balıkları ile bu balık türlerinin zararlı etkilerine karşı mücadele çabası devam ediyor. Tarım ve Orman Bakanlığı da bu türlerin avcılığı için teşvik çalışmaları sürdürüyor ancak 2021 yılında 65 olan tür sayısının 70’e ulaşmış olması ve bu türlerin sayılarının artışı gösteriyor ki maalesef bu çalışmalar yeterli olmuyor.
Küresel ısınmanın etkisiyle suların giderek ısınması yeni türlerin girişine de sebebiyet veriyor, bu nedenle lokal çözümlerin çok fayda getirmeyeceği belirtiliyor. Uzmanlara göre Akdeniz’i besleyen akarsuların tüketiminin önüne geçilmesi, denize tatlı ve temiz su girişinin olması ve bir şekilde su sıcaklığının soğutulmaya çalışılması gerekiyor.
Özellikle yaz turizminden yüksek miktarda gelir elde eden bir ülke olarak sularımızda tehlikeli türlerin artmasının ekonomik açıdan da ülkemize olumsuz etkileri olacaktır. Bir yandan turistlerin gelmesini sağlamaya çalışırken bir yandan bilinçsizce hareket edilerek doğamıza, denizlerimize zarar verişimizin ve yeterli önlemleri almayışımızın bedelini hem maddi olarak ödeyeceğiz hem de geleceğimizi baltalamış olacağız.
Denizli’de Kleopatra Havuzu, Antalya’da Patara Plajı, Burdur’da Salda Gölü gibi birçok doğal ve tarihi güzelliği ya yanlış restorasyonlar ile ya da doğaya önem vermeyişimiz ve sonsuz bir kaynak varmış gibi davranışlarımızla yok etmeye devam ediyoruz. Kültürel ve turistik bilincin gelecek nesillerin eğitiminde yer alması, okullarda bu bilincin aşılanması gerekiyor ki en azından bundan sonra gelecek nesiller ellerinden gelen en iyi şekilde ülkemizi korusun ancak tabi ki o zamana kadar korunacak bir şey kalırsa…
Doğal güzelliklere, canlılara, tarihe önem vermiyorsanız en azından ülkenin ekonomik durumunu göz önünde bulundurarak turizmi gelecek seneler için baltalıyor olduğunuzu göz önüne alın ki kaynaklarımızı böyle hoyratça tüketmeyelim.
