SON DAKİKA

Kriz mi? Kriz…

Bacasız Sanayi, nam-ı diğer turizm… Çok değil birkaç sene geri gittiğimizde en çok olumsuzluklar yaşayan, darbe alan sektör hangisi desek maalesef turizm olarak gelir cevabı.

Dünyanın, insanlığın yüzyılın felaketi olarak geçen Kovid döneminde en çok darbe turizme geldi.

Zincir öylesine uzun ki yatırımcından, işletmecisine, tedarikçisinden, hizmet sektörünün tüm neferlerine uzanan ucu buçuk gözükmeyen bir zincir turizm sektörü.

Kovidde kapatılan işletmeler yasakların kalkması ile beraber hızla normalleşme sürecine girerek tesisleri açmaya başlarken yaşadıkları kabustan kurtulan tüketici tatil beldelerini doldurarak her taraf için keyifli bereketli bir sezon yaşanmasını sağladı.

Ülkemizin turizm değerlerine baktığımızda her bir noktasında tarihin, gastronominin, kültürün her aşamasını yaşamak doğru uygulamalar ile her daim mümkün.

Hele ki bu işe inanan insanlar var ise turizm sektöründe o zaman başarı her noktada kaçınılmaz oluyor işte.

İşim gereği dünyanın bir çok noktasına gittim halende gidiyorum. Ve gördüğüm küçücük bir şehrin bile, zor coğrafyalarda en ufak bir noktasını, değerinde bile turizm başa geçip ekonomisini canlandırdığını görebilmek dünya da ekonomik anlamda da en baş sektörün turizm olduğunu gösteriyor her seferinde.

2022 dünya turizm rakamları açıklandığında Türkiye’nin en çok turist alan dünyada ki 3’üncü ülke olması turizmin en doğru şekilde yapıldığının, doğru yolda ilerlediğimizin de göstergesi olsa da 2023 turizm sezonuna hazırlanan sektör oyuncuları olumsuzlukları öteleyecek anlayışla rekor beklentisi ile sezonu, misafirleri için heyecanını yaşıyor.

Ülkece 6 Şubat’ta yaşadığımız korkunç depremin izleri silinmesi elbette ki zor ama umut ile ilerleyerek yaralar elbette sarılarak depremde en ağır hasar alan Hatay başta olmak üzere 11 ilimizde en kısa yine turizm de oldukları yerlere gelebilmeleri tek umudumuz.

2022 de 51 milyon turist ağırlayan Türkiye; İtalya, Amerika gibi en büyük rakiplerini geçerek 3’üncü sıralamada yer alsa da 2023’te turizmcilerin hedefi kesinlikle dünyada turizmde 1 numara olabilmek.

Dünya turizm sıralaması neye göre belirleniyor derseniz de Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) ülkelerden gelen verileri toparlayarak ülkelerin bölgesel ve toplam uluslararası ziyaretçi sayılarını, uluslararası turizm gelirlerini, turistlerin gittikleri ülkelerde ki harcamalarını ve en çok ziyaret edilen şehirler listesini içerdiğini söyleyebiliriz.

Ekonomik beklentileri çok yüksek bir sektör turizm ve asla hata payı olmadan ilerletmesi gerekiyor ..

O zaman ne mi oluyor derseniz de işte böyle dünyada ki ülkelere başarı sıralaması hızla yer değişmesi yaşatılıyor diyebiliriz.

EMİTT dünyada ki önemli turizm buluşmalarından biri.

Kovid nedeni ile 2 senedir yapılamayan EMİTT 2023 Şubat’ına dünyadan yoğun bir katılımcı talepti alarak hazırlanmıştı ki açılıştan 3 gün önce yaşanılan 6 Şubat depremi ile bir kez daha ertelendi. Ziyaretçilerin sektör oyuncuları ile yeni buluşma tarihini 12 Nisan 2023 olarak belirleyip dünyanın en önemli turizm buluşmalarından birini gerçekleştirmek üzere hazırlıklarını tamamladı.

Turizm haftasına denk gelecek olan EMİTT de ziyaretçi rekoru kırılacağı beklentisi de çok fazla.

Yükselen ve gelişmekte olan ülkelerde turizm sektörünün ekonomik kalkınmaya doğrudan etkileri oldukça farklı dallarla beraber çok çok yüksek beklentili diyebiliriz.

Ülkemizde bir yandan depremle yaralar sarılmaya çalışılırken, bir yandan turizmciler yoğun bir şekilde sezona hazırlanırken 14 Mayıs’ta gerçekleştirilecek olan Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekilli seçimleri ile hareketli günlerimiz oldukça fazla bu günlerde.

Her şey istenilen gibi olduğunda peki ne oluyor?

Elbette o alanda kriz olmuyor ülkelerde.

En kısa anlatımı bu şekilde.

Krize karşı agresif büyüme her sektör için zorlu virajlarda olsa bitiş noktasında kendini görebilenler için kriz kelimesi fazla da anlamlı olmuyor.

Ekonomik kriz hep mi olumsuz gelir derseniz de değil, krizi fırsata çevirenler bence bir adım hep önde olan cesur adım atıcılar.

Elbette krizde kazananlar, kaybedenler ve çıkış yolu arayanlar olarak yol aralıkları oluşuyor ve bunu doğru görebilmekte tüm mesele aslında.

Yaşamın aslında genelinde de öyle değil mi?

Durma lüksüm yok derim hep ben. Durduğu an ilerleyemez insan  kötü psikoloji bir kenara koyarak hedefe odaklanmaktan öte lüksümüz, şansımız da yok.

Bizi çalışmak kurtarır.

Güzel söz söylemiş Anton Çehov öyle değil mi?