SON DAKİKA

Kovid-19'un bize öğrettikleri:

Hala değişik iş kollarında Cengaverce çalışanların dışında bir çok kişi arık eviyle barıştı. Herkes meğer ne ev sevgisiyle doluymuş. Meğerse yapamadıkları yarım kalmış ne çok iş varmış evlerinde. O parmaklar ne maharetliymiş. Güzel yemekler yapıp resimlerini sosyal medyada şeref ile paylaştı. Komik video yapan dostlarım ve altına yüzlerce yorum yazan diğer dostlar aynı tabaktaki aidiyet pastasında mutlu oldular.

Kesin bu Amerika'nın işidir dediğimiz bu virüs işinde Amerika Birleşik Devletlerinin foyası da ortaya çıktı. Her gün binlerce ölüm yaşanıyor oralarda. Anladık ki ABD artık dünyanın lideri değil. Başka bir güç var görüntülenemeyen. Bir de yapılan yardımların kimler tarafından paylaştırılabileceğini, zor günde elde kalan paranın zenginleri mi fakirleri mi desteklediğini hep beraber öğrendik. 

Bazı insanların ne fırsatçı ne kötü yürekli olduklarına tanık olduk. Bazıları fiyatları yükseltirken, insanların sosyoekonomik konumlarına bakılmaksızın ne kadar fırsatçı ve (söylemeye dilim varmıyor ama) çirkin olduklarını gördük. Çin'de olay başladığında paketini beş Türk lirasından alıp binlerce hibe yardım olarak Hong Konglu dostlarımıza yolladığımız maskelerin tanesini elli liradan almak zorunda kaldık. İki buçuk liralık sirke oldu 20 lira. 

Bu Virüs savaşında disiplinli bir şekilde çalışan ve önlemler alan Çin'in yanında Avrupalılar göründükleri kadar eğitimli, disiplinli değillermiş onu da öğrendik. "Yoksa Çin füze filan atmadan 3. Dünya Savaşı mı başlattı" dedik ama baktık ki bu savaşın galibi şu sıralarda yok. 

Dünyaya el yıkamayı öğrettik. Bizim vahşetimizden kaçan hayvanların tekrar şehirlere gelip dostlar aradıklarını gördük. Tabiatın onların olduğunu ormanların ne kadar işe yaradığını, çöplerimizle dünyayı kirletmememiz gerektiğini de öğrendik. Şimdi hayvanların hayvanat bahçelerinde nasıl hissettiklerini az çok biliyoruz. Çocukların doğada daha ayrıcalıklı bir yer işgal ettiğini de anladık. Hatta Dünyamız insanlar olmazsa daha hızlı bir şekilde yenileniyor ve ömrü uzuyor. Bunu gözümüz ile gördük. İstanbul'dan Bursa'daki Uludağ'ı görünce pek bir şaşırdık. Çin'deki fabrikaların çalışmadığı süre içinde Dünyamızın atmosferinde gözle görülür bir değişme televizyonda izleyip mutlu bile olduk. 

Milyarlarca para kazanan ve insanlığa hizmet etmeyenler ortaya çıktı. Bazı ülkeler bu durumdan nemalanmak istediler bunu da gördük. Politikacılar halkı, rakiplerine üstün görünmek ve olmak için kullandılar.

Herkesin takdirini kazanan cephede var güçleriyle korkusuzca çalışan, Sağlık çalışanlarının artık futbolculardan daha değerli olduğu anlaşıldı. Dayak yemek yerine onore edilmeleri gerekliliği de ortaya bu Korona virüsüyle çıktı. Ama sadece onlar değil, dışarı çıkmadığımız zamanlarda bize erzak taşıyan bakkalın çocukları, kuryeler, eczaneler, fırınlarda çalışanlardan da Allah razı olsun. 

Küresel kapitalizmin önüne çıkan bu virüs metanetinin, ağır can ve mal kayıplarına yol açması, bazı konularda farklı düşünmemizi de ortaya çıkardı. Acaba dükkanlarda perakende alış veriş devri bitiyor mu? Petrol fiyatları en düşük seviyelere indi. Acaba petrol değersizdir mi demek lazım. Bir de para da eski para olmaz dijitalleşir artık fikri yerleşmeye başladı. Artık herkesin post makinasına değmeden uzaktan ödemeli kredi kartı var. Eski kâr ve sermaye birikimi düzenine geri dönmek çok mu zor olacak. "Ayol biz nasıl gezeceğiz?" Umut yok mu var ama beklemek gerekiyor hem de özlemle. Bugün görülen bu büyük yıkıntıyı her ülkede devletin üstlenmesi ve enkazın, zararın toplumsallaştırması, yani faturanın belli bir vadede topluma paylaştırılması ne sonuç verecektir. Bizim gibi ülkeler "biz birbirimize yeteriz" deyip oturuyor. Ama buna alışmamış verdikleri her vergi kuruşunun hesabını sorabilecek halklar ne yapacak? 

Bu sorular zor sorular. Ama bir de halkın konuştuğu ve ağızdan ağza yayılan sorular var. Mesela; Tuvalet kağıdı yiyeceklerden daha mı önemlidir? Ya da Sosyal ağlar bizi yaklaştırıyor ama, aynı zamanda panik yaratmanın da en iyi yolu mu? Bugünün çocukları artık İnternet veya TV olmadan nasıl oynayacaklarını bilmiyorlar. Ses sek, uzun eşek, yılan, misket, yakan top ve en çok oynanan iki oyun, Ebelemece ve saklambaç... Sağlık çalışanları yalnız bırakılsa da, terk edilse de, unutulsa da yine asla vazgeçilmezler mi? Veeee bence en kötü konuşulan konu da "gezeğenimizdeki gerçek virüsler insanlardır." 

Hepinize sağlıklı, huzurlu, mutlu güzel günler diliyorum. Sevgiler.