SON DAKİKA

Kemeri sıkacak yer kalmadı

Zam yağmuru sağanağı geçti bizlere fırtına şekilde geliyor. Katma değer vergisi (KDV) başta olmak üzere birçok vergi ve harçlar artırıldı. İki gün önce kurumlar vergisi artmıştı şimdi ise tüm araçlara yıllık vergi tutarını tek seferlik iki katına çıkaran ve ÖTV oranları arttıran kanun tasarısı açıklandı.

Akabinde motorlu taşıtlar vergisi arttı. Yani bu ay iki katı ödeme yapacaklar. İlk defa araç sahiplerini kapsamıyor eski araç sahipleri ağustos ve kasım ayında kanunun çıkması ile 2023 de ödediklerini bir daha ödeyecekler. %18 olan KDV ürünler artık % 20 oldu.% 8 KDV ürünler %10 yükseltilmiş oldu. 

Market ve gıda ürünlerinin yüksek olması ve fiyatlarının artmasından şikâyetçi iken bu vergilerin yansıması nasıl olacak daha ne kadar artabilir. Özellikle temizlik ürünleri şampuan bebek bezi tuvalet kâğıtları gibi ürünler kanunu tasarısı yürürlüğe girmesi ile  % 8 den % 20 olmuş olacaklar. Temel gıda ürünlerinde %8 den %1 düşürülmüştü yine aynı şekilde artırılmayacak. Buna sevinmeli miyiz bilemedim. Yurt dışından alınan cep telefonu kayıt harcı 20 bin TL oldu. Pasaport, noter ve vize harçlarına yüzde 50 zam geldi. Yurt dışına çıkmak gibi bir lüksümüz yoktu ama bundan sonra hayal dahi edemeyeceğiz.

“Bütçe açığını kapatmak için yapıldı.”

Bu KDV fiyatların artırılması her şeyin fiyatlarda çıkartılacaktır. Türkiye’de bunları artık normal karşılar olduk. Pazartesiden itibaren hayat daha pahalı olacağı bir döneme gireceğiz. Deprem için vergi artırıldı diye bahane edilemez çünkü depremle ilgili yapılan bir şey yok. Bütçe açığını kapatmak için yapıldığını düşünüyorum. Kemer sıkma politikası devam edecek deniyor ama kemerde sıkacak yer kalmadı. İnsanlarında tahammül edecek hali kalmadı. Vergiler belimizi büktü. 

“Türkiye’nin de başına gelme olasılığı yüksek orandadır.”

Fransa’da trafik polisi dur ihtarını uymayan 17 yaşındaki bir genci hiç acımadan öldürdü. Akabinde yaşananlar halkın ayaklanması ve daha şiddetli devam etmesi oldu. Gerçekten bütün bunların altında bir gencin öldürülmesi mi geliyor yoksa bu bir bahane mi oldu. Burada yaşanan sorun aslında ülkenin çok fazla göç alması ve demografik yapının değişmesi olmasıdır. Avrupalılarında en çok korktuğu bu aslında fazla göçle birlikte demografik yapının değişmiş olmasıdır. Savaşalar, afetler, sömürgeci ülkeler olduğu sürece göç olayları daha çok olacak ilerleyen yıllarda bundan en çok etkilenecek olan Türkiye olacaktır. 

Bugün Fransa’nın başına gelenler Türkiye’nin de başına gelme olasılığı yüksek orandadır. Ülkemizde de sığınmacılar ve mülteciler var. Bunlara gerekli şefkati gösterdik ve çok da güzel baktık ama artık bunları yavaş yavaş yerlerine gönderme vakti geldi. Aksi takdirde bazı bölgelerde gruplaşmaya başlarlarsa Fransa’da yaşananlar bizim ülkemizde de yaşanabilir. Bunu yaparken de tatbikî Suriye, İran Rusya, ABD ile anlaşarak içimizdeki sığınmacıları acilen güvenli bir şekilde işbirliği yapılarak yerleştirmek gerekir. Sınırlarımızı sıkı bir şekilde korumak ve tekrardan yeni göçmen ve sığınmacılara müsaade edilmemelidir. Bu ne bir siyasi ne bir ırkçılık değil toplumunda da istediği bu dur. Bu sorunu masaya yatırıp çözüm üretilmesi gerekiyor.

“Uyarıyı almış oldu Fransa”  

Fransa’da bir yoksulluk boyutu var birde ırkçılık boyutu var. Fransa’da dış güçlerin müdahalesi oldu ise Makronun 23 yıl sonra üç günlüğüne Almanya’ya gitmek istemesi, Almanya ile Fransa’nın birlikte hareket etmeye yönelik yol haritası görüşeceklerdi. Uyarıyı almış oldu Fransa…   

Fransa’da yaşanan ayaklanmanın arkasında aslında dünyadaki hesaplaşmayı gösteriyor. Bu yaşananlar yeni bir dünyaya hazırlık, dijital dünyaya başlangıç olarak adımlar. Burada yaşananlar diğer ülkelere sıçrama olasılığı var. Almanya bunun tedirginliğini yaşıyor aynı şekilde İtalya da ve çevre ülkelerde de aynı durumların yaşanma olasılığı var. Rusya da gördüğüm kadarıyla hala bitmedi ve tedirgin kendi içinde sorunlarını hala çözmüş değil.