SON DAKİKA

Kanunlar neden var?

17 Ağustosta Yalova'da bir tersanede çalışan 19 yaşındaki işçi Yasin Demirağ çalıştığı esnada yüksekten düşerek hayatını kaybetti. Görgü tanığı işçilerin iddialarına göre Demirağ'a çelik halat yerine ip halat verilmesi ve ipin kopması Demirağ'ın ölümüne sebep oldu.

Olayın ardından iş sağlığı güvenliği uzmanlarının gelerek halatı çıkarmaya, böylelikle işçinin ölümünden kendisinin sorumlu olduğu izlenimini yaratmaya çalıştıkları işçiler tarafından iddia edildi. Şirket tarafından yapılan açıklamaya göreyse Demirağ, emniyet kemerini kullanmaması ve çalışma bölgesinin dışında bulunması sebebiyle hayatını kaybetti. Ancak bahsi geçen tersanede güvenlik önlemlerine önem verilmediği işçilerin iddiaları arasında. Olayın ardından müdahil olan 35 işçinin işten çıkarıldığı iddiaları konuşulsa da şirketin ihmali olup olmadığının soruşturulacağıyla ilgili hiçbir haber gündeme gelmedi.

Düzgün ve dikkatli bir soruşturma yapılmadan ihmalin kimde olduğunu kesin olarak bilemesek de aslında bazı rakamlar İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda ihmalkâr davranıldığını kanıtlar nitelikte. İş Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) tarafından yayımlanan rapora göre, 2022 Ocak ayından beri 14 yaş ve altı 14 çocuk işçi, 15-17 yaş arası 25 çocuk/genç işçi, 18-27 yaş arası 148 işçi, 28-50 yaş arası 483 işçi, 51-64 yaş arası 217 işçi, 65 yaş ve üstü 69 işçi ve yaşı bilinmeyen 58 işçi hayatını kaybetti. 1014 işçinin ölümü söz konusuyken bu ölümlerin kaçı soruşturuldu? İhmali olanlar cezalandırıldı mı? Daha fazla ölüme yol açılmaması için ne gibi önlemler alındı? Esas konuşulması gereken konu bu. Kimin suçlu olduğundan ziyade bir iş yerinde sıkı bir denetim yapılması ve kurallara uygun bir şekilde çalışılması halinde bu kadar fazla ölüm olamaz. 

Aslında mevcut İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu olduğu gibi uygulansa ve denetlense bu kazaların büyük bir çoğunluğu meydana gelmez ve işçiler daha güvende olur ancak temel sorunlarımızdan biri denetimsizlik olduğu için maalesef uygulanmıyor. 

İnsanların can güvenliğini etkileyen konularda ihmalkâr davranıp daha keyfi sayılabilecek konularda kanunları olduğundan sert bir şekilde uyguluyoruz. Anayasa ile korunan can güvenliğimiz veya düşünce özgürlüğümüz neden kanunlarda belirtildiği şekilde güvence altına alınmıyor da benzer olaylarda husumetin taraflarına göre farklı kararlar veriliyor anlamak mümkün değil. 

Kanunların neden var olduğunun unutulmadığı ve herkesin eşit olduğunun hatırlandığı günler görürüz umarım.