SON DAKİKA

Kanayan yara: Gelir eşitsizliği

Gelir eşitsizliği yeryüzünde birçok ülkede olduğu gibi bizde de toplumu derinden etkileyen bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır. Öyle ki bu durum toplumsal gelir dengesizliklerini arttırarak ve ekonomik fırsat eşitliğini körüklendirerek sosyal dokumuzu etkiliyor.

Tüm bunların yanında büyükşehirlerimizin küçük şehirlerimize oranla gelir anlamında ciddi bir şekilde fırsat eşitsizliği aşikârdır. Bölgesel geçim endeksinin bir an önce getirilmesi gerekiyor. Zira Anadolu şehirleri ve büyükşehirlerde ciddi anlamda alım gücü farkı vardır. Özellikle İstanbul, Antalya ve Muğla gibi şehirlerimiz alım gücü yönünden Anadolu şehirlerine nazaran çok dezavantajlı durumdadır.

Bu günlerde sıklıkla karşılaştığımız konulardan birisi de vergi kaçırma olayı. Kamuoyuna yansıyan haberlere göre bazı isimlerin vergi kaçırdığı iddia edilmektedir. Özellikle son yaşananlardan sonra Türkiye’de vergi sisteminin gözden geçirilmesini önemle öneriyorum. Avrupa’daki vergi oranları gelir dengesizliğini ortadan kaldırırken hazineye giren hasılatı da yükseltmiş oluyor. Dolayısıyla Türkiye’de de vergi oranları gelire oranla güncellenmelidir.

Özellikle asgari ücretli ve emekli kesimin durumu ortadadır. Emekli oldukları halde çalışan, asgari ücretli olduğu halde ek iş yaparak geçinmeye çalışan kesimler var dolayısıyla toplumsal refah için yetkililerin bir an önce çözüm bulması elzemdir. Kiralar, tüketim ürünlerinin pahalılığı derken geçim ciddi anlamda sorunlar oluşturur vaziyete geldi.

Toplumsal yardım programları konusunda Türkiye’de özellikle son yıllarda ilerleme olduğu bir gerçek fakat bu konuda da ciddi anlamda atılımlar yapılarak alt gelirli kesim için daha kapsayıcı ve daha tatminkâr düzeyde destekler yapılmalıdır.

Türkiye, özellikle son yıllarda ciddi anlamda gelir adaletsizliği ile karşı karşıyadır. Verilere göre, ülkemizdeki %1’lik kesim toplam gelirin çok çok büyük oranını elinde bulunduruyor. Bu da alt gelir gruplarının yaşam standartlarını düşürüyor ve toplumsal huzursuzluğa sebebiyet verebiliyor.

Türkiye’de asgari ücretlilere yönelik asgari geçim desteği sağlansa da şahsen yeterli bulmuyorum asgari ücretli kesim mevcut rakamla enflasyona karşı ciddi anlamda zorlandığı hepimizce kabul edilen bir gerçek. Dolayısıyla bir an önce enflasyonu dizgine getirerek alım gücünü arttırmalıyız yoksa alt gelirli kesimler geçim konusunda ciddi anlamda sorunlar yaşamaktadır ve ne üzücü ki haberlerde de görüldüğü üzere aile içi sorunlara bile sebebiyet verebiliyor. Yetkililerin bir an önce harekete geçmesi ve sağ sol ayrımcılığı olmayacak şekilde bir an önce pandemi dönemindeki gibi bir kurul oluşturulmalıdır ve bu kurulda önemli adımlar atılmalıdır.  

İşsizlik oranlarının düştüğüne yönelik veriler açıklansa da işsizlik konusunda da kapsamlı bir seferberlik gerekiyor. Zira işsizlik sorunu da toplumun bir kısmının kanayan yarası durumdadır.

Gelir eşitsizliği, ekonomik ve toplumsal kalkınma için büyük bir engeldir; toplumun her kesimini etkileyen bir sorun olduğu için bu sorunun çözümüne odaklanmak ve daha adil bir toplumun inşasına katkıda bulunmak amacıyla çalışanlar, işverenler, yetkililer, sendikalar olarak kısacası bu güzel ülkenin vatandaşı olarak hepimizin sorumluluğudur. Unutmayalım ki birlikte çalışarak daha adil bir geleceği inşa edebiliriz.