2022 yılında kayıtlara göre en az 387 kadın cinayete kurban gitti, 2023 yılının ilk iki ayında ise 31 kadın cinayeti 25 şüpheli kadın ölümü kayıtlara geçti. Birkaç gün önce İzmir’de çocuklarını görmek için polis refakatinde eski eşinin evine giden bir kadın bıçaklanarak yaşamını yitirdi, üç gün önce ise Ordu’da Muhammer Gültaş boşanma aşamasında olduğu eşini defalarca bıçaklayarak Yeliz Gültaş’ın yaşamına son verdi. 14 sene önce Münevver Karabulut canice hayattan koparıldığında herkes dehşete düşmüş, günlerce bu konu gündemde kalmıştı. Aslında olması gereken de buydu ancak artık cinayetler o kadar olağan bir durum haline geldi ki üzerinde bile durulmuyor. 

Polis denetiminde eski eşinin evine giden bir kadın öldürülebiliyorken kadınların korkmaması mümkün mü? Katiller doğru düzgün ceza bile almıyorken kadınların can güvenliğinden bahsedilebilir mi? Ülkemizin önemli konumlarında bulunan veya bulunmuş yetkililerin bazı açıklamalarından güç alan ve şiddet eğilimli olan erkeklerin hem caydırıcılıktan uzak sistem karşısında hem de destekler nitelikteki sözler karşısında normal bir insan gibi davranması beklenebilir mi? 

Kadın yüksek sesle gülmemeli, kadın tecavüze uğrar ve hamile kalırsa bebeğini aldırmamalı, kadın ölsün neden bebek ölsün ki gibi açıklamaların yapılabildiği bir ülkede kadın erkek eşitliğinden söz edilebilir mi? Öyle ki bunları söylerken çekinilmemesi bile büyük bir gösterge. 

Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi; “Milletimiz güçlü bir millet olmaya azmetmiştir. Bunun gereklerinden biri de kadınlarımızın her konuda yükselmelerini sağlamaktır.”. Kadın hakları karşısında bu vizyonla hareket edilmesi, şiddet karşısındaki cezaların caydırıcı hale getirilmesi, konuyla ilgili tüm indirimlerin kaldırılması, iş hayatında kadın erkek eşitliğine göre hareket edilmesi, kadınların vasfının sadece annelik olarak görülmekten çıkması ve her alanda bunlara yönelik düzenleme yapılması gerekiyor. 

Hepimizin kahkahalarla gülebildiği, sesimizin daha gür çıkabileceği ve coşkuyla kadınlar gününü kutlayabileceğimiz günler yaşamak dileğiyle…