SON DAKİKA

İşte böyle bir şey

Yolda yürürken, bir yer de otururken bakarız hep değil mi etrafımıza insanları inceler, düşünürüz. Ekonomiyi ne dengeliyor, hızlı para akışını nasıl kimler yönlendiriyor, kaynakları nasıl güçlü tutuluyor diye.

Soru şu: Özellikle bu günlerde çiftçimiz de, esnafımızda, ihracatçımızda; bırakın hepsini sokağımızda ki bakkalımızın da aklında hep bu sorular var.

Herkes ekonomist, herkes ekonomiye yön veriyor demek daha doğru aslında.

Kalabalık ortamlarda, evlerde, her bir köşesinde birbirinden farklı yorumlar, yorumcular hep aramızda değil mi ki…

Özellikle sitelere karşı dimdik duran mahalleler de, eski semtler de Çocukluğumuzun bakkalları çoğu yerde hala duruyor. 

Hala sepetler sarkıtılıyor evlerden bakkallara, hatta sesleniliyor, siparişler çekiliyor sepetle evlere…

Küçük esnafın süpermarketlere karşı verdiği savaşta ayakta kalan bakkallar var hala mahalle aralarında.

Bir şey söyleyeyim mi? O bakkallara girdiğinizde ki o sıcaklık hala aynı şekilde hissettiriyor kendisini aslında, en azından ben yaşarım o duyguyu hala ayaklara duran bir bakkal gördüğüm de , içine girdiğimde… 

Küçücük arabasında evinde yaptığı ki genelde eşleri yapar veya fırından aldığı sıcacık poğaçaları sokak aralarında satan poğaçacı amcalar… Yine iner içinde para olan sepetler alınır kahvaltıya, çocuğun beslenme çantasına konulmak üzere, onlarda kayboldu yenildi pastanelere, marka cafelere…

Sayarsak çok fazla yok olup giden böylesi çocukluğumuzda güzel anılar bırakan gülümseten değerler, küçük esnaf.

Nereye gidiyoruz bilen yok aslında. Tüketim hızımız sonsuz, doyumsuzluk had safhada.

Eskiden falancalar araba almış diye camdan cama gıybet yapan teyzeler yok artık.

Herkes bir yarış halinde, bir sürü akrabam eşim dostumdan biliyorum ki evlerinde 3-4 araba olanlar inanın çok fazla ve bu normal karşılanıyor artık.

Ne var bunda imkanları var alıyorlar, almışlar diyeceksiniz evet alsınlar ama bu kontrolsüz ekonomi düzeni işte böyle aşırı tüketim hırsları yüzüne uzun yolda freni patlamış kamyon gibi süratini düşürmeden hızla gidiyor.

Ya direksiyonun basında ki o şoför tecrübesiyle son dakikaya kadar yön verecek araca, kontrollü, az hasarla atlatacak o kazayı ya da kaçınılmaz son ile daha büyük kayıplar yaşanacak vs tüm dünyaya baktığımızda ki gözlemler bunlar. 

…………

Komşumuz Rusya, yıllarca Sovyet rejimi altında dünyaya kapalı yaşayan Rusya, devrim sonrası kendine gelip dünyanın en güçlü ülkesi konumunda, gizli zenginlerinin, aşırı para ve lüks tüketiminin hızla artmasını sonuna kadar yaşayan bu ülke zihinlerin alamadığı kadar tüketimin en üst noktalarını yaşadı aslında.

Moskova, St Petersburg gibi ki dünyada en muhteşem ki en sevdiğim şehirlerin arasındadır St Petersburg, tarifsiz ihtişamı şehrin her noktasında, mağazaları ile tüketimin en üst sınırını yaşatan kentlerin başında gelirler Rusya’da. 

İktidar hırsının, gücünün, çılgınlığının verdiği şekilde kararlar alan ülke lideri, koca ülkeyi önce hala kendi vatandaşının bile anlamadığı şekilde yan komşusu ile savaşa sürüklemesi yetmiyormuş gibi, başka bir ülke ki yine muhteşem yerlerin başında gelen Finlandiya’ya karşı eski defterleri karıştırıp tacizler başlatması, son olarak yine bırakın bizleri, dünyayı, kendi vatandaşlarının bile anlamadığı şekilde başlattığı Seferberlik ile artık iyice daha da güç kazanıyorum derken iyice kaybetmeye başladı bile bence.

Önce kendi insanlarını, sonra müttefiklerini…

Elimdeki gücün her türlü hakkını kullanan Putin, yaklaşan kış mevsiminde koca bir Avrupa kıtasını zora sokacak eylemler uygulamasıyla sanmasın ki bu yaptıklarının takdirini, halkından gelecek olumlu duygular olarak görecek.

Bir insan yaşadığı ülkesini, işini, gücünü, düzenini bozup bir anda bırakıp neden ülkesini terk etme kararı alır değil mi artık yeter demektir bu?

İnanın ekonomiye yön verenler dediğimiz o kesim hırslarının, doyumsuzluklarının gücünü ellerine geçirdikleri vakit gözü kara alınabilecek tüm kararları vicdanlarının sesini içlerinde sonuna kadar keserek sonuçlarına bakmadan, düşünmeden uyguladıklarında yön verenden öte yoldan çıkaranlar olarak anılıyor, anılacak da ve ne yazık ki tüm duygu bırakan değerler işte böylesi hırsların sayesinde yok oluyor, yok olmuştur, yok olacaktır da…

Ne yazık ki…