SON DAKİKA

İstanbul Risk Azaltma Planı hakkında ne biliyorsunuz?

İl Risk Azaltma Planı (İRAP) toplantısı, 7 Mart 2023 tarihinde AFAD İstanbul il merkezi binasında sayın Vali Ali Yerlikaya, 62 üniversite rektörü ve 39 ilçe belediyesi kaymakamın katılımıyla gerçekleştirildi.

Okulumuzun rektörü ile birlikte AFAD Sivil Savunma Amiri olduğum için ben de toplantıya katıldım. 6 Şubat sonrası yaşadığımız felaketi sayın vali detaylandırırken salonda derin bir sessizlik oldu ve devamında İstanbul’da beklediğimiz depremi konuşmaya başladığında hissettiği endişeyi tüm salonun gözlerinden okudum. 

Herkes kendi karesinde, elini taşın altına koyarak gerekli gayreti göstermezse beklenen felaketin çok daha kötü sonuçlarını göreceğimizi samimi ifadelerle anlattı.

İRAP, 2021 yılında İstanbul’da 9 farklı konuda, deprem, sel-taşkın, yangın, endüstriyel kazalar, ulaşım kazaları, kütle hareketleri, iklim değişikliği, göç ve nüfus hareketliliği, bulaşıcı hastalıklar konularında çok detaylı olarak hazırlanmış bir rapor.

Bu rapor, 9 farklı riskin uzmanları ile yaklaşık 800’den fazla toplantı yapılarak hazırlanan 382 sayfalık bir kitap halinde tüm detayları içeriyor. Merak edenler internetten İRAP olarak aratıp, AFAD’ın sayfasından tüm iller için risk planlarına bakabilir.

Buraya kadar her şey gayet iyi ancak benim anlamadığım şey şu, bu çok detaylı planlardan neden vatandaşlarımızın haberi yok. Bu afetler gerçekleştiğinde, bu felaketlerden etkilenecek olanlar uzaylılar mı?

Ya da bizim insanımız çok mu ilgisiz?

Ya da sıradan insanlar bu planı anlamaz biz zaten uygulayacağız bir grup üst düzey yönetici ve AFAD çalışanının bu planları bilmesi kafi midir?

Eğer kimsenin bu planlardan haberi yoksa bu önemli kurumlar neden bu planları hazırlıyorlar?

İstanbul depremini ele alalım. İBB Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü’nde 15’in üzerinde tsunami eylem planı var. 

Bu planlardan 16 milyonluk şehirde kaç kişinin haberi vardır?

Hayati önem arz eden konularda neden bu kadar ilgisiz davranıyoruz?

İnanın anlamakta güçlük çekiyorum.

Herkes, depremin olacağı günü ve saati bilmek istiyor. Sanki bunu bilsek ve o an deprem olurken parkta otursak her şey harika olacak. Tamam da deprem evini yıktığında ve sende bunu uzaktan izlediğinde artık gidecek bir evin olmayacak, bu mudur herkesin beklentisi?

Yani çok önemli afetlere gösterdiğimiz reaksiyonlara bakın, koskoca kadim bir şehir defalarca yıkılmış depremlerde, 1509’da şehir yerle bir olmuş, 160 bin olan nüfusunun %10’u ölmüş. Bakın çok manidar şuan resmi İstanbul nüfusu 160 bin değil, 16 milyon, geçen 514 yılda 100 kat artmış ancak riskte değişen bir şey yok.

1766 depremi İzmit’ten Tekirdağ’a kadar etkili olmuş, tsunami dalgaları kayıtlara geçmiş, 4000 kişiden fazla insanımız hayatını kaybetmiş.

1894 depreminde kadim şehir yine yıkılmış deprem geniş bir alanda etkili olurken 1349 kişi hayatını kaybetmiş.

1912’de Tekirdağ Mürefte’de olan deprem, bölgeyi yerle bir ederken İstanbul’da yine etkili olmuş, 216 kişi hayatını kaybetmiş.

1967 Sakarya depreminde şehir yine sallanmış 89 kişi hayatını kaybederken 7116 bina ciddi hasar görmüş.

1999 Adapazarı-Gölcük depremi, 7,4 magnitüdünde meydana gelmiş ve İstanbul’da 981 kişi hayatını kaybederken 8 ilde deprem, yıkım ve ölüm yaratmış. 18.373 kişi meclis kayıtlarına göre hayatını kaybetmiştir. 45 saniye süren deprem bölgede 133 bin binayı yıkmıştır.

6 Şubat 2023’de DAF (Doğu Anadolu Fayı) 400 km. bir hatta kırılmış. 10 ilde 200 binden fazla bina yıkılmış, 50 binden fazla insanımız ölmüş, 80 milyar doların üzerinde maddi hasar oluşmuştur.

Ve biz hala İstanbul’da beyaz atlı bir prensin gelip evimizi yıkıp tekrar yaparak anahtarları bize teslim etmesini bekliyoruz. 

Maalesef böyle bir şey olmayacak üzülerek söylüyorum. Son yüz yılda depremler neticesinde hayatını kaybeden 131.750 kişiden biri olmak istemiyorsanız lütfen, hiçbir şey yapmadan depremin olmasını beklemeyin...