SON DAKİKA

İsrail Müslüman ülkelerde nasıl çalışıyor?

Avni ÖZGÜREL 07 Aðu 2024

Haniye suikastı çoğu kişinin aklına "Mossad nasıl oluyor da İran'da bu kadar rahat çalışabiliyor" sorusunu getirdi.

İlk bakışta Tahran’ın büyük bir istihbarat zafiyeti içinde olduğunu, İsrail’in kime iş teklif etse üzerine atlandığını akla getiriyor bu bakış... Ancak gerçek tam olarak böyle değil. Rejimin yapısından kaynaklanan ideolojik muhalefetin yaklaşımları, ekonomik zorlukların doğurduğu ortam var aradığımız cevabın içinde. Ama İran halkını Rejimi desteklesin ya da desteklemesin İsrail’e hizmete amade kişiliksiz kalabalık zannetmek akıl dışı bir düşüncenin ürünü... 

İsrail’in kullandığı ileri teknoloji, İsrail’e hizmeti görev bilen farklı ülke vatandaşlarının verdikleri karşılıksız destekler ve hepsinden öte Mossad’ın kullandığı profesyonel teknikleri görmezsek gerçeğin bir boyutunu kaçırırız…

Yaşanmış bir örnek olay anlatmak istiyorum… 

İstihbarat teşkilatlarının (Bu arada MOSSAD’ın) kimlere neleri nasıl yaptırabildiği daha kolay anlaşılabilir.

1992 senesinde İngiliz dışişlerinde siyasi analizler yazmakla görevli birimde çalışan, Anglosakson menşeiyle övünen bir kişiye Güney Afrika elçiliğinde görevli olduğunu söyleyen bir ziyaretçi gelir, kendisiyle tanışmak istediğini söyler. Elçilikte eline geçen bazı analizlerden muhatabını tanıdığını iddia etmektedir. İkili birçok kez buluşu, samimiyeti ilerletirler. Dostlukları cafe buluşmalarına taşınır; biraz daha ilerleyince adam diplomata alçak sesle “Ben baasskap (bayaz ırkın üstünlüğüne inanan) taraftarıyım” der. İngiliz diplomat gülümser. Bu onun için muteber kişi manasına gelmektedir. “Açık söylemem gerekirse ben de… Hem beyaz üstünlüğüne inandığımı hem de Rusya karşıtı olduğumu söylemeliyim” der. Güney Afrikalı, “Biliyorsunuz bizde bir iç savaş yaşanmaktayız. Siyahlar bize karşı mücadele veriyorlar. Komünistlerin desteğiyle… Üstelik dünyada pek çok ülkede taraftar da bulmuş durumdalar…” der ve önerisini açıklar: “Bu şartlarda bize yardım edebilirsen seviniriz.” Diplomat, “Sevinerek ama ne yapabilirim ki...” der. Muhatabı, “Dostum İngiltere çok önemli bir ülke; Londra’nın ne düşündüğü bizce önemli. Siyaset oluşturmakta zorlanıyoruz. İngiltere’nin dış politika yaklaşımlarını bilirsek ona göre hareket edebiliriz” der. 

Sonrası şöyle: İngiliz diplomat muhafazakar milliyetçi sağcı hatta ırkçı kaygılarla iki yıl İngiliz hariciyesinin ne kadar gizli evrakı, yazışması varsa beyazları destekleme gayretiyle tanıştığı kişiye verir. Ta ki bir akşam evine gelen MI-6 ajanları tarafından gözaltına alınana kadar… Şaşkındır… Sadık bir İngiliz vatandaşı olduğunu düşünmektedir. Sorguya alındığında en fazla “Beyaz ırkçılığını desteklemekle suçlanmayı” umarken SSCB adına casusluk yapma ithamıyla karşılaşınca ne diyeceğini bilemez. İnkar eder bir süre... Ama sorgucular diplomatın Güney Afrika elçilik personeli beyaz ırkçısı olduğu inancıyla İngiliz hariciyesinin en mahrem belgelerini ilettiği şahsın Mossad’tan devşirilmiş Rus Yahudisi KGB ajanı olduğunu kanıtlarıyla açıklayınca yıkılır. Mahkeme sürecinde derin bunalıma girer ve intihar eder.

SONUÇ: Mossad İran’da ve diğer Müslüman ülkelerde nasıl kolay eleman buluyor diye düşünüyorsanız bu örneği aklınızdan çıkarmayın. 2. Dünya Savaşı galipleri arasında “savaş kahramanı” mevkiinde itibar görüp fotoğrafı paralara basılan ama tesadüf sonucu vatanlarına ihanet ettikleri günışığına çıkarılanlar bile vardı.