SON DAKİKA

Hayat bayram olsa…

'Üşengeç değilsin, sadece mutsuzsun ve mutsuz insanlar yorgun olur, hiçbir şey yapmak istemezler…'

Charles Bukowski’nin bu sözü, bayramdaki tuhaf diyaloglarına şahit olduğum insanların, düşünce balonlarında en çok okuduğum duygu durumu idi.

Yani, tüm ihtiyaçlarını aşırı sınırlayacak derecede yetersiz bir paraya sahip olan insanların toplumun %70’ini oluşturduğu bir ülke düşünün sonrada kurbanlık satın alacak insanların %70’inin neredeyse bir ay geçinmek için aldıkları parayı kurbana veremeyip, kesemedikleri kurbanın bayramını kutlayarak kendilerine nasıl bir manevi zulüm yaptıklarına şahit olun. 

Ne demek istediğimi anlayacaksınız…

Kurban kesmeyip tatile gitse hem kendini kötü hissedecek hem de parayı otobüse mi versin pansiyona mı? 

Tatile gidip gözünü karartsa ve parasını bitirse döndüğünde hiç parası kalmayacak o zaman ayın kalan 15 gününde ne yapsın? 

Yani insanlar depresyonda bu nedenle halsiz bir şey yapmak istemiyorlar ve mutsuzlar, bu psikolojiden yorgunlar ve ilk tepkileri öfke olarak karşımıza çıkıyor.

Bizden yaşlı amcaların teyzelerin nerede o eski bayramlar sözü bu nedenle irdelenmeye muhtaçtır. Eskiden kalabalık ailelerde 1 kişi çalışıp 6 kişilik aileye bakabiliyordu oysa şimdi nerdeee!

Bu nedenle, Polonya asıllı, Amerikalı şair, yazar ve filozof Bukowski’ye katılmamak hak vermemek elde değil.

Mutluluk bir ülkenin büyük bir kısmını teğet geçiyorsa orada durup bunun sebebine ciddi anlamda yoğunlaşmak gerekir bence. 

Bu hafta, eski Japonya başbakanı öldürüldü. İngiltere başbakanı istifa etmek zorunda kaldı. Yani bu ülkeler bizden çok daha iyi durumda olan halkın refah seviyesi çok daha fazla olan ülkeler. Dünyada pek çok tuhaf şey oluyor ancak Türkiye’de sanki her şey yolundaymış gibi enteresan bir algı oluşturulmuş. Haberlere bakıyorum, ağaca kedi çıkmış onu indirmeye çalışıyorlar. Bir kuş yerde hareketsiz kalmış diğer serçe onu ayıltmaya çalışıyor. Kanal değiştiriyorum abuk subuk yarışma programları başka kanala geçiyorum borç batağındaki futbol kulüplerinin saçma sapan transfer haberleri…

Tamamda o zaman insanlar neden bu kadar mutsuz ve öfkeli???

Burada sizce de bir tuhaflık yok mu?

O zaman bir yıl içinde paramız neden pul oldu?

İnsanların alım gücü neden 3.dünya ülkeleriyle aynı seviyede?

Dolar, benzin, mazot, doğalgaz, elektrik birim fiyatları neden uçuşa geçti?

Genç üniversite mezunlarımız, ülkenin en iyi okullarından derece ile mezun olan zeki gençler, doktorlarımız neden yurt dışına geri dönmemek üzere gidiyorlar?

İnsanlar bu ülkeden neden umutlarını bu derece kestiler?

Evet benim çocukluğumda ki kurban bayramları da böyle geçmezdi, ortalama geliri olan tüm  aileler mutlaka kurban alabilirdi, hatta kurban eti dağıtmak için kurban kesemeyen komşu bulamazdık mahallede…

Şimdi herkes kıytırık bir bağış yapayım kurbanı aradan çıkarayım ve en düşük maliyetle nasıl tatile giderim düşüncesinde ve telaşında.

Bayram ve anlamı maalesef kimsenin umurunda değildir. 

O zaman değişen bayramlar mı yoksa bizim hayata bakış açımızda ki daralma mı?

Oysa, 1972 yılında Şenay’ın seslendirdiği o şarkı ne kadar da anlamlıdır…

Şu dünyadaki en mutlu kişi mutluluk verendir.

Şu dünyadaki sevilen kişi sevmeyi bilendir.

Şu dünyadaki en güçlü kişi güçlükten gelendir.

Şu dünyadaki en bilgin kişi kendini bilendir.

Bütün dünya buna inansa.

Bir inansa, hayat bayram olsa.

İnsanlar el ele tutuşsa.

Birlik olsa.

Uzansak sonsuza…

Sanırım, bu mutluluk ve hayatın bayram olma ihtimali bir süre daha şarkılarda kalmaya devam edecek gibi gözüküyor…