SON DAKİKA

Halkın enflasyonu

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, yaptığı enflasyon araştırmasının kasım verilerini açıkladı. Araştırmaya göre temel gıda fiyatları yılın ilk 11 aylık döneminde yüzde 46,2 artarken, son bir yıllık dönemdeki gıda zamları ise yüzde 51'i buldu. TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) tarafından yapılan açıklamaya göre ise TÜFE'de 2021 yılı ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 2,39, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 15,75, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 19,89 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 17,09 artış gerçekleşti.

KAMUAR'ın, fiyatlarını Ankara'daki pazar ve marketlerden düzenli olarak derlediği ve halkın en fazla tükettiği 76 gıda maddesinden oluşan bir sepeti esas alarak yaptığı araştırmaya göre 12 aylık ortalamaya bakıldığında ekmek-un-bulgur-makarnaya yüzde yirmi 28, et ve balığa yüzde 19, süt ve süt ürünlerine yüzde 31, yağa yüzde 44, meyveye yüzde 54, sebzeye yüzde 71, bakliyata yüzde 26 ve diğer ürünlere yüzde 16 zam geldi yani ortalamaya göre yüzde 35 civarında bir zam var.

Çoğu ürün için daha fazla zammın yolda olduğu da konuşuluyor. Şeker, yağ, kahve gibi çok tüketilen ürünlere yüksek zamlar gelmesi bekleniyor. Tabi bu ürünlerle ilgili maliyet dışında, tüm dünyada yaşanan üretim sıkıntısı da mevcut. İklim krizi nedeniyle üretiminde sorun yaşanan ürünler olduğu gibi, artan kurlar nedeniyle masraflarını karşılamakta zorlanan ve hatta kar elde etmesi bile zorlaştığı için üretimini azaltan veya durduran çiftçiler olması da bu artışta etkili. Un fiyatlarında da aynı şekilde hızlı bir yükseliş olması nedeniyle ekmek için de zam bekleniyor. Her ne kadar halkı zorlamayacak bir zam yapılmaya çalışılacağı söylense de her kalemde arka arkaya gelen zamlar yapılması nedeniyle bütçeler fazlasıyla zorlanıyor.

İki kurum arasındaki bu bariz farkın neden kaynaklandığı ise aslında ekonomik sorunların çözülememesindeki en önemli faktör. Çünkü bir sorunu çözebilmek için öncelikle sorunun doğru bir şekilde analiz edilip, şeffaf ve objektif bir şekilde tarif edilmesi gerekir. Ancak bunlar yapılamadığı için halkın çarşı ve pazarda yaşadığı ekonomik sorunlar göz ardı ediliyor. TÜİK tarafından açıklanan rakamların artık halk tarafında bir karşılığının olmaması da halkta bir güven problemi yaratıyor. 

Gelelim bu rakamların neden bu kadar farklı seyrettiğine... Aslında burada hedeflenen temel amaç sanki ekonomik krizin abartıldığı algısı yaratmak. TÜİK’in açıkladığı rakamlarla da bu düşünce desteklenmeye çalışılıyor. Bir anlığına şunu düşünelim; halk gerçekten de TÜİK’in bu verilerine inanıp ekonomik krizin abartıldığı kadar olmadığını düşünerek alışverişe gidip gerçeklerle karşılaşsa yaşadığı şoku nasıl engelleyeceksiniz?