SON DAKİKA

Güvenilir gıda ama nasıl?

Gıda güvenliğini bir kaç kelime ile özetlememiz gerekirse ilk üretim aşamasından ki bunlar hasat, bakım, sulama, bitkisel üretim, tüketilen yem, hayvan sağlığı vs kapsayan, tüketici kada giden yol zincirlemesini kapsamları ile çıkar karşımıza.

Birleşmiş milletler gıda ve tarım örgütü FAO’ya göre de gıdalarda tüketicilerin sağlığına zarar verebilecek bulunmaması veya kabul edilebilir düzeyde olması olarak açıklıyor gıda güvenliğini.

Türkiye de TSE’nin 1954’te kurulması ile Gıda güvenliğinde belirli standartlar içerisinde güvenilirlik de tescillenmiş oldu.

Teknolojik gelişmeler ve artan tüketici talebine paralel gıda ürünlerindeki çeşitliliğin artması ile de gıdanın tarladan sofraya uzanan süreçteki uygulanacak olan aşamalar vs gıda güvenliği ve üretime dair tüketicinin bilinçlenmesi, gıdaların sağlıklı olup olmamasında aşınan tedbirlerin çok daha sıkı olduğu anlamına gelmekte aslında.

Ama tüm bu tedbirler, standartlara göre üretimde ki kontrollük vs yine de gıdada hile ile gün geçmiyor ki karşılaşmamıza engel olamıyor.

Bir kaç gün önce haber olan bir konu vardı iyi bir markaın cipsini alan bir tüketici paketi açtığında karşılaştığı berbat manzara karşısında tamam haber oldu ama o markaya ne gibi bir yaptırım yapıldı, geride neler oldu sorularını henüz cevaplamadı bizim zihnimizde. Cips paketini içinde ne yazık ki bir fare leşi bulunması vahim olan bu durumu açıklamalarını da aslında kabul edilmeyeceği yönünde.

Mesleğim gerekli bir çok önemli markanın üretim alanlarında çekimler yaptım yıllardır, programlar hazırladım.

Habersiz gittiğimiz son dakikalar oldu.

Hijyen acısında üretimde verilen, yapılan yatırımları yerinde görmek ve bunu ekranda dile getirmek doğru haberciliktir.

Üretimde kalite kontrol, son kontroller sıralaması ile ürün çıkar üretim bandından tüketici ulaşacağı serüvende kalite kontrolü yazılmıştır mührü ile de paketlemeye gider. 

Riskli olan gıda üretimleri mesela süt ürünleri gelir bana göre en başta. Gittiğim birçok fabrika, üretim alanı bu konuda standartları aşmış şekilde ki üretimleri çok sevindirici gelir bana.

Muratbey peynirleri mesela beni bu alanda üretimdeki son sistem ile güvenirlilik gıdadaki belli başlı markaların bana göre en başında gelir.

Uşak’taki fabrikasını defalarca program yayını için ziyaret ettim, sütün üreticiden alınıp fabrikaya girişi ve geçirdiği aşamalar ile peynire dönüşümüne tanıklık ettim, gördüğüm en temiz üretim alanlarından biridir bu konuda.

Firma sahipleri sürekli kendilerini üretimde kaliteyi artırıcı yatırımlar ile bu güvene ulaşmış iki değerli isim.

Muratbey peynirleri gibi bu ülkede çok önemli sanayiciler, üreticiler bulunuyor ve güvenir gıdada sertifika vs dışında insana değer veren üretimler yapıyorlar.

Gaziantep’teki ki 5 OSB de her gün aslında üretimde, ihracatta rekorlar kırıyor.

Tamamı neredeyse yurtdışına yönelik üreticiler çok fazladır Gaziantep’te.

Hepsi teknolojiye yatırım yapmış ve her geçen gün de bu yatırımı devam ettiren Antepli gıda üretecekleri bu doğru yoldaki işin meyvesini hem iç pazarda hem de ihracat başarısı ile duş pazarda fazlasıyla alabilmekte.

Tüm bunlar çok güzel de neden peki koca bir markanın cipsinin için de fare leşinin işi ne?

Nasıl girdi oraya koca cihazlar hatalı ürünü banttan aran o cihazlar uyarı vermedi mi? Gözü görmedi mi kalite kontrol üretim sorumlusun, son kontrolcü vs.nin?

Geçtiğimiz yıl yine bilinen bir meyve suyu üreticisin kutusunun içinden hala gözümün önünden gitmeyen berbat görünümlü ne olduğunu anlayamadığımız bir şey çıkmıştı.

Firma hemen o ürünü incelemeye aldıklarını kalite kontrolün şöyle böyle iyi olduğunu belirten bir savunma yazısı yayınlamış çabuk unutan bir millet olduğumuz için de unutulmuş gitmişti.

Bu fareli cips durumu da konuşulur, cezalar kesilir ve yine unutulur öyle değil mi?

Sonra bir başka skandalın haberlerini okuruz vs…

Tüketici haklarını koruyan yasalara bence çok daha fazla koruyucu madde getirilmeli.

Hatalı üretim yapan firmalara emsal teşkil edecek cezalar uygulanmalı, üretimi belli bir süre engellenmeli vs bunlar bizlerin aklına gelen koruyucu tedbirlerden bir kaçı.

Gıdada ne yazık ki belli üretim kalite standardını henüz yakalayamadık bence.

Avrupa mesela ülkelere giren her ürün aynı standartta portallar aynı renk aynı boy, elmalar, akla gelen tüm gıda verilen standartlarda.

Gidin pazarlarına asla bulamazsınız çürük, farklı boylarda ürün. Hepsi aynıdır cam gibidir iştah kabartan görüntüsü ile tüketici gönül rahatlığı ile alır.

Peki, biz neden bu standardı iç pazarda yakalayamıyoruz? Neden gıdada sahtecilik haberleri gündemden düşmüyor, merdiven altı haberler sürekli neden gündemde insan sağlığına zararlı bu üreticilere kesilen para cezaları ile kaldıkları yerden isim değiştirip üretimi devam eden gıdanın sahtekarları neden gündemimizde?

İlgili bakanlık, gıda güvenirliği platformları, kanunlar bu sahteciliğin önünü kesecek sert yaptırımlar hala neden tam uygulanmıyor neyimiz eksik düş dünyadan da biz bu haberleri yaşıyoruz?

Cevaplar uzar gider ama çözüm odaklı yaptırımlar olmadığı müddetçe de insan sağlığına direkt zararlı bu üreticiler aramızda dolaşır ve bizler de ne yazık ki bu kötü haberleri veren gazeteciler olarak çaresizliğimizi kendi içimiz de yaşar gideriz.

Sağlıklı bir yaşam, kaliteli gıda, sağlıklı tüketim vs de bu sahtekar üreticiler yüzüne tam açılımını ne yazık ki tüketiciyi mutlu edemez.

Oysa ki kaliteli üretim kullanırlığı hepimizin hakkı değil mi?