SON DAKİKA

Göçmen sanatçılardan İstanbul'a bakış

Günümüzde çatışma, şiddet ve zulüm sebebiyle zorla yerinden edilen kişilerin sayısı küresel çapta rekor düzeylere ulaştı.Türkiye'de en fazla sayıda mülteciye ev sahipliği yapan ülke olmayı halihazırda sürdürüyor.

Ülkemize gelen göçmenlerin kimisi Avrupa’ya gitmenin yollarını ararken kimisi de yerleşik düzene geçip bizden biri oldular bile.Ülkemize misafir olarak gelen ve burada kendilerine bir hayat kuran göçmenler doğal olarak kendi kültürlerini de buraya taşıdılar. 

“Diyalog Projesi – İstanbul”

Pera Müzesi, İstanbul ekseninde ele aldığı göç teması çerçevesinde “Zamane İstanbulluları” sergisi kapsamında belgesel, tiyatro, ses enstalasyonu, görsel sanatlar ve canlı müziği bir araya getiren displinlerarası bir performans olarak “Diyalog Projesi – İstanbul”un prömiyerine geçen akşam ev sahipliğini yaptı. Diyalog Projesi göç yoğunluğu yaşanan kozmopolit kentlerdeki yaratıcı endüstrilerin parçası olmaya gayret eden göçmen profesyonel sanatçıları bir araya getiriyor. Göçmen sanatçıların dahil olduğu topluluk fikrini yayan projenin durakları arasında Berlin, Amsterdam, Brüksel ve Viyana gibi Avrupa'daki önemli kentler yer alıyor. 

Yedi dilde gösteri

Göçmen ve mülteci grupların toplumla diyaloğunu güçlendirmeyi hedefleyen projede sanatçılar Enzo İkah (Demokratik Kongo Cumhuriyeti), Marina Nazarova  (Ukrayna), Saghar Daeri ve Ali Bonyadi (İran), Pera Müzesi’nde gerçekleşecen performansta, İstanbul'da yaşadıkları süre içerisinde şehre dair gözlem ve tecrübelerini aktardılar. “Tanışma”, “Yol”, “Ev ya da Başka Dünya” başlıklı bölümlerden oluşan performansta sanatçılar, 7 farklı dilde (Türkçe, İngilizce, Farsça, Ukraynaca, Rusça, Lingala, Fransızca) otobiyografik anlatılar sahnelediler. Ses enstalasyonlarının, görsel sanatların ve canlı müziğin kullanıldığı disiplinlerarası bir çalışma niteliği taşıyan proje; birleştirici, kapsayıcı ve çeşitliliğe yönelik söylemiyle göçmen ve mülteci grupların toplumla bağını güçlendirme yönünde katkı sunmayı hedefliyor. Diyalog projesine ev sahipliği yapan İstanbul , estetik ve kurgusal yapısıyla baş rolde yer alıyor.

Ukraynalı kadınlar

Seyirciler arasında yer alan bir grup genç kadın hemen dikkatimi çekti.

Her birinin omzunda Ukrayna bayrağı sarılıydı. Belli ki Ukraynalı sanatçı Marina Nazarova destek için gelmişlerdi. Hiç kuşkusuz Nazarova’nın performansı Rusya-Ukrayna savaşı üzerineydi. Oğlu ve eşi Ukrayna’da kalmıştı. Savaş başlar başlamaz kendisi İstanbul’a gelmiş fakat ailesini buraya getirememiş. Parçalanan aileler savaşları maalesef karanlık taraflarından bir tanesi. Ukraynalı Kadınlar ile bir sure sohbet ettim. Haftanın belli günlerinde Pera Müzesi’nin karşısında buluşup savaşı kınıyorlardı. Onları gördüğümü söyleyince mutlu oldular ve göğsüme Ukrayna bayrağının olduğu bir rozet taktılar.

Dünyanın daha iyi bir yer olması için “sanat” ve “sanatçılar” kuşkusuz en önemli şeylerden bir tanesi. Göçmen sanatçıların gözünden İstanbul’daki hayatlarını anlatmaları tanıklık etmek isteyeceğin bir performanstı. Tekrarı olursa kaçırmamanızı öneririm.  Zamane İstanbulluları” projesi çerçevesinde Pera Müzesi’nin sinema salonunda da etkilyeci bir seçkiden oluşan filmler sanatseverleri beklediğinin belirtmek isterim. Pera Müzesi’ndeki etkinlikleri yakın takibinize alın bence.