SON DAKİKA

Evdeki hesap

Bu hafta uzun bir aradan sonra yurt dışına çıkmayı planlamıştım. Arkadaşlarıma da, "savaş çıksa da giderim öylesine sıkıldım" demiştim. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Savaş çıktı.

Bu satırları yazarken dahi bu seyahate çıkıp çıkmayacağımı bilmiyorum. Bu iş için yatırdığım para konusunda içim yanıyor ama hayatın senaryosunu biz yazmıyoruz sonunda. 

Bu dönem benim gibi çökenlerden biri de kripto para piyasası oldu. Rusya'nın Ukrayna'ya karşı askeri operasyonları başlatmasının hemen ardından düşüş çok büyük oldu. CoinMarketCap'e göre, önde gelen kripto para birimi Bitcoin, Asya ticaret seansı sırasında yaklaşık 34,7 bin dolardan işlem görerek %7,8'in üzerine düştü 

Bitcoin'in düşüş eğilimi, Ethereum (ETH), Binance madeni para (BNB), dalgalanma (XRP) ve Cardano (ADA) gibi önde gelen diğer kripto para birimlerini benzer şekilde etkiledi.

Piyasa değerine göre ikinci en büyük kripto para birimi olan Ethereum da savaş ilan edildikten sonra 24 saat içinde %9,5'in üzerine düştü ve şu anda 2376 dolardan işlem görüyor.

Bitbns CEO'su ve kurucusu Gaurav Dahake'ye “jeopolitik baskı ve bir savaşın patlak vermesi piyasalardaki oynaklık seviyelerini yükseltti.” 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 24 Şubat Perşembe günü Ukrayna'nın Donbas bölgesini hedef alan ve Kiev güçlerinin teslim olmasını isteyen bir "askeri operasyon" duyurdu. Ukrayna'nın başkenti Kiev'de de patlamaların yanı sıra tank sesleri de var. Herkes sığınakta. ABD Başkanı Joe Biden, Rus saldırılarını kınadı ve "Rusya'yı sorumlu tutacağını" iddia etti. Bence hep boş laflar bunlar. Orada ölen gençlere yazık. Bir ülke göz göre göre yok oluyor. 

İşte bu tam ölçekli işgalden önce, Ukrayna  yakın zamanda Bitcoin'i yurt içinde yasallaştırmayı onayladı.  Bazı kuruluşların askeri desteğe  yardımcı olmak için kripto bağışları aldığı bildiriliyordu. Analistler, Rusya'nın ABD'den gelen son yaptırımlara yanıt olarak kriptoya dönebileceğini söylüyor. Kripto para savaş çıkarmaz tabii ki de, tam da burada bir savaşın çıkması kimin yararına olacak. 

Bu savaş ile yine dünya piyasası ve bize etkisiyle pazar karıştı. Bizi de çok fazlasıyla ilgilendiren yaşadığımız bölgenin, zengin enerji, buğday, nikel ve diğer temel gıda kaynaklarına bağımlı olan ülkeler, bu savaş nedeniyle oluşan fiyat artışlarının acısını yakın zamanda hissedebilir. 

Pandemi tarafından hırpalandıktan, tedarik zinciri tıkanıp fiyatlardaki sıçramalardan sonra, bir de küresel ekonominin baskısı, Avrupa sınırında silahlı bir çatışma bizi başka bir öngörülemeyen rotaya yönlendiriliyor. Bu sefer yine biz işin içine istemeden giriyoruz. Bu çatışmada çok dikkatli olmalıyız. Mesela, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi “bizi Avrupa’dan koparmak isteyenler var.” Sözü çok kritik mali sallanmalara neden olabilir. Biz Uluslararası Hukuka bağlı kalalım diyerek doğruyu yapıyoruz. Ama çok dikkatli olmalıyız.  

Rus birliklerinin açık bir saldırısı, enerji ve gıda fiyatlarında baş döndürücü artışlara neden olabilir, enflasyon korkularını körükleyebilir ve yatırımcıları korkutabilir, bu kombinasyon dünya genelindeki ekonomilerde yatırım ve büyümeyi tehdit edebilir. Etkileri ne kadar sert olursa olsun, karşılaştığımız bu sefer ki ani etki hiçbir yerde 2020'de koronavirüsün neden olduğu ani ekonomik kesintiler kadar yıkıcı olmayacak. Ben böyle düşünüyorum. Bu bulaşıcı hastalık nedeniyle büyük şok yaşadık. 

Rusya, 146 milyon nüfusu ve devasa bir nükleer cephaneliği ile kıtalararası bir dev. Aynı zamanda nükleer enerjinin önemli bir tedarikçisi. Dünyanın fabrikalarını çalışır durumda tutan petrol, gaz ve hammaddeler de Rusya’dan çıkıyor. Ancak, üretimde bir güç merkezi olan ve karmaşık tedarik zincirleriyle yakından örülmüş Çin'in aksine, Rusya küresel ekonomide nasıl bir oyuncu onu göreceğiz.  

Ama ne olursa olsun, olan bize oluyor. Döviz yine yükseldi. Turizmde 2022 sezonuna dönük olarak beklediğimiz yüksek umut, Rusya’nın Ukrayna’ya dönük askeri operasyonu nedeniyle yerini tedirginliğe bıraktı. İhracatımızın da durumu belli değil. Belki siz bu satırları okurken dünya bir değişime daha merhaba demiş olacak. Benim her zaman söylediğim gibi, biz çocukken övünerek dillendirdiğimiz “Kendi kendine yeten 7 ülkeden biriyiz” sözü keşke ülkemiz için tekrar gerçek olsa.