SON DAKİKA

Erken Uyarı Sistemi Şart

Yaz mevsimi devam ederken hem Dünya'da hem de Türkiye'de çok sıcak günler yaşanıyor. ABD meteoroloji servisi Çevre Koruma Ulusal Merkezinin (NCEP) verilerine göre, 3 Temmuz'da sıcaklık, Ağustos 2016'da ölçülen 16,9 dereceyi aştı ve Dünyada tüm zamanların en sıcak günü yaşandı. İnsanların yol açtığı iklim krizi her geçen gün durumun daha da kötüye gitmesine sebep olurken bizim gündemimizde Çeşme ve Bodrum'daki lahmacun fiyatları vardı. Oysa konuşulması ve önlem alınması gereken en önemli konulardan biri Küresel Isınma…

ABD, Çin, Hindistan ve daha birçok ülke yoğun sıcaklıklarla mücadele ediyor. Hindistan’da 150’yi aşkın kişi yaşanan yoğun sıcaklıklar nedeniyle hayatını kaybetti. Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), El Nino koşullarının başladığını ve bu durumun küresel sıcaklık artışını hızlandıracağını bildirdi. WMO'nun açıklamasında, dünyanın farklı bölgelerinde hava koşullarının etkileneceği, can güvenliği için erken uyarı sistemlerinin kritik olduğu ifade edildi. Ülkemizde erken uyarı sistemi var mı, varsa nerelerde ve gerektiği kadar etkin mi? Yoksa ne bekleniyor? 

Orman yangınları, seller, kuraklık gibi birçok sorunla ülkemizde de karşı karşıya kalıyoruz. Özellikle son senelerde iyice artış gösteren bu tip felaketleri önlemek belki mümkün değil ancak zararı minimum ölçüde tutabilecek önlemler almak mümkün. Bu konunun uzmanlarıyla yapılacak bir çalışma ve önerilerin kayda alınarak hayata geçirilmesiyle daha da geç kalınmadan hareket edilmesi, mevcut düzenin bu önerilere göre düzenlenmesi, yanlış yapılaşmaların düzeltilmesi, toplumun iklim krizine karşı daha bilinçli hale getirilmesiyle fark yaratılabilir.

Özellikle İstanbul ve İzmir başta olmak üzere birçok şehrimizde barajların doluluk oranlarında ciddi düşüşler var. İstanbul’un doluluk oranı elbette ki yüksek nüfus sebebiyle diğer şehirlere oranla daha çabuk düşüyor, İzmir ise yaz sezonu olması sebebiyle kış aylarına göre daha hızlı bir düşüş yaşıyor ancak nüfusun başka bölgelere yönlendirilmesi sağlanamıyorsa etkili kamu spotları ve eğitimlerle su tasarrufuna ilişkin bilgilendirme yapılması ve gereksiz su tüketiminin geleceğimiz için ne kadar tehlikeli olduğunun insanlara öğretilmesi gerekiyor. Su kaynaklarının sınırsız olmadığının ve bu şekilde devam ederse belki de birkaç sene sonra ciddi bir su sıkıntısıyla karşı karşıya olacağımızın üstüne basa basa anlatılması gerekiyor. 

6 Şubatta yaşanan deprem felaketi sonrasında bölgede hala su sıkıntısı çekiliyor. Deprem bölgesinde sıcakların yaz aylarında yüksek oluşunun bu druumda etkisi olsa da önceden önlem alınmaması veya sonrasında gereken düzenlemelerin yapılmayışı da bu duruma sebebiyet verdi. Sadece o bölgedeki insanların sorunlarının görülmesi bile su tasarrufunun önemini göstermeli.

İklim krizine karşı mücadelede etkin ve hızlı adımlar atılmalı ki gelecek günlerde daha çok sorunla karşılaşmayalım ve bu durumların önlenmesi için gereken erken uyarı sistemleri ve düzenlemeler yapılsın ki zararı elimizden geldiği kadar minimuma indirelim aksi takdirde kimsenin birbirine yararı olmayabilir.