Türkiye geçen yıl 76’ıncı olduğu Ekonomik Özgürlük Ligi’nde bu yıl 107’inci olarak “kısmen özgür” ülkeler arasından çıkarılıp “çoğunlukla özgür olmayan ülkeler” arasında kendisine yer bulabildi. Mevcut düzende sadece geçinmeye çalışıp sosyal aktivitelerden ve ekstra her türlü giderden kaçınmaya çalışan milyonlarca insan olduğu göz önünde bulundurulursa çok da yanlış bir tespit gibi gözükmüyor. 

En temel ihtiyaçlardan biri olan barınma ihtiyacı bile insanların üzerinde büyük bir külfet olmaya başladı. BETAM raporuna göre 2021 Ocak ile 2022 Ocak arasında evlerin metrekare fiyatlarında 2 kat artış yaşandı. Fiyatların bu denli hızlı ve fazla yükselmesi ise gıda temininde dahi zorluk çeken bir toplumun ev sahibi olmasını neredeyse imkânsız hale getiriyor. Ev sahibi olmak bir yana son zamanlarda ev sahipleri ve kiracılar arasında da birçok problem yaşanıyor. Bir anda iki üç katına çıkan kiralar sebebiyle birçok ev sahibi mevcut kiracılarını evden çıkarıp daha yüksek kiraya evlerini vermek istiyor. Ev sahibinin kendisinin veya bakmakla yükümlü olduğu kişilerden birinin kiraya verilen evde oturacak olması, kiracının binadakilere rahatsızlık vermesi veya kirasını düzenli ödemiyor oluşu gibi haklı nedenler olmadıktan sonra kira fiyatlarındaki artışa dayanarak kimseyi evden çıkarma hakkı olmadığı için son zamanlarda konuyla ilgili davalarda artış görülüyor. 

Gıda fiyatlarındaki artış ise öncelikli olarak çözülmesi gereken sorun ancak KDV indirimi ile değil çiftçinin maliyetini düşürerek, benzin fiyatlarını düzenleyip nakliyecinin artan giderini azaltarak, hali hazırda betonlaştırılmayan ve tarıma uygun arazileri koruyarak veya uygun hale getirip üretim yaparak… Tarıma gereken değer verilip maliyetlerin azaltılması için önlem alındığı takdirde bunun hem vatandaşın cebine hem de ihracat rakamlarına yansıyacağı ortada ancak gıda krizi yaşanma ihtimalinin konuşulduğu bu günlerde hala etkili adımlar atılmıyor oluşu depremlerden önce değil sonra gerekenleri konuşuyor oluşumuz gibi gelecekte çok büyük sorunlara yol açacak. 

Başka ülkelerde bizim hissettiğimiz kadar yüksek hissedilmeyen enflasyonu öyleymiş gibi lanse edip bunu savunmak yerine vatandaşın doyması için değil beslenmesi için gerekli adımları atanlar olursa belki biraz rahatlarız.