SON DAKİKA

Doğru beslenme

Doğru beslenmeyle hücrelerimizin onarıldığını, yanlış beslenmeyle hücrelerimizin yıkıldığını insan sağlığı ile uğraşanların temel söylemi olarak duyuyoruz ve okuyoruz.

Gerek beslenme uzmanları gerekse hekimlerimiz beslenme düzeni ve kalitesinin hücrelerimizin sağlığını doğrudan etkilediğini her söylemlerinde dile getiriyorlar.  

Kaliteli beslenme yöntemini uygulamanın yeterli olmadığını, vücudumuzun besinleri kullandıktan sonra besin atıklarının dışarı atılması sürecinin önemini de detaylarıyla anlatıyorlar. 

Kitle iletişim araçlarının hepsinde besin takviyesi ve detoks ürünlerinin önemini, yaşam kalitemize sunacağı katkıyı dile getiriyorlar.

Alternatif Tıp, Tamamlayıcı Tıp, Bütüncül Tıp adlarıyla yapılan bu uygulamalar yalnızca ülkemize özgü olmayıp, Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Sağlık Enstitüleri  Ulusal Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Merkezi  de faaliyet göstermektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 2019 yılında Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Küresel Raporu’nda Tamamlayıcı Tıp uygulamalarını “açıklanabilir olsun ya da olmasın, farklı kültürlere özgü teori, inanç ve deneyimlere dayanan, fiziksel ve ruhsal hastalıkların önlenmesi, teşhisi, iyileştirilmesi veya tedavisinde sağlık bakımında kullanılan bilgi, beceri ve uygulamaların toplamı" olarak tanımlamış ve “bilim öncesi uygulamalar” olarak çerçevesini çizmiştir.

Tamamlayıcı Tıp uygulayıcılarının iddiaları da oldukça çarpıcı. Bilimsel tıbbın yapay – kimyasal ilaçlar kullanarak kronik hastalıkları tedavi edemeyeceğini, semptom giderme ve geçici rahatlamadan öte gitmediğini söylemektedirler. Kronik hastalıklar bilimsel tıbbın ilaçlarıyla, teknolojik tıbbi gereçlerle iyileşmiyorsa bir yerde bir aksama var diyorlar. 

Konunun önemi gereği, ülkemizde geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları Sağlık Bakanlığı tarafından oluşturulan Bilim Komisyonu tarafından yönetmelik kapsamında çalışmalarını sürdürmektedir. Üniversitelerimizde geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları alanında açılan bölümlerde eğitimler verilmektedir. 

Bütünleyici Tıp ile ilgili yazılan onlarca kitaptan birisi de 10 Günde 40 Yıllık Temizlik. 

Bu kitabın yazarı hekimimiz özetle şunları söylemektedir. Vücudunuz kirliyse iyi beslemeden bağırsaklarınızı temizlemeden, karaciğerinizin yağlanmasına çözümler üretmeden damarlarınızdaki sertleşmelere çözüm üretmeden asla sağlığınıza kavuşamazsınız. Vücutta biriken atıklar temizlenmezse vücudunuz sağlıklı olamaz. Hücrelerimizin sağlıklı çalışmasının en büyük engeli vücudumuzda biriken atıklardır. Bu atıklar temizlenmeden sağlıklı olmak mümkün değildir. Vücudun atık yönetimini doğru anlamak çok önemlidir. Bağırsak geçirgenliğini artıracak, hücrelerin hasar almasını önleyecek tıbbi beslenme uygulanmalıdır demektedir. 

Kaliteli ve doğru beslenme ile sağlıklı yaşam arasındaki sıkı ilişkiyi anlamak için hekim olmaya bile gerek yok. Kaliteli ve doğru beslenme farkındalığına sahip olmak, kaliteli ve doğru beslenme okuryazarlığına sahip olmak yeterli. Her bir hücrenin varoluş amacına uygun çalışabileceği ortamı oluşturacak beslenme düzenini oluşturmak gerekli.  Doğru kaynaklardan doğru bilgileri alarak,  kaliteli ve doğru beslenmenin kurallarını yaşamımızın her anına uygulamak mümkün. Hücre ne kadar sağlıklı ise varoluş amacına uygun çalışabileceği ortama sahipse hastalıklara karşı mücadelesi o kadar güçlü olacaktır. 

Solunum veya gıdalar yoluyla vücudumuza giren veya vücutta işlenerek ortaya çıkan ve hücrelerimize hasar vermesi olası atıkların terleme, dışkı, idrar ile dışarı atılma sürecine katkı sunacak şekilde beslenme düzeni oluşturmak da sağlıklı yaşamın bir parçası.

Vücudun temizlenmesi ve arınması için yapılacak etkili ve doğru detoks uygulamalarının tıbbi protokol kapsamında kalması her hekimin sorumluluğundadır. Tüketicinin vücudunun mevcut durumunun ve hücrelerinin gereksinimlerinin neler olduğunun tahlilini yaptırması gerektiğinin ve tahliller sonrasında sağlıklı beslenme ve arınma yöntemlerini uygulaması gerektiğinin farkında olması gereklidir. 

Elbette vücudu en fazla kirleten unsurlardan birisi de sigara. Olabildiğince az kullanmak, mümkünse hiç kullanmamak en doğrusu. Çevre kirliliği ile zaten fazlasıyla kirli hava soluyorken vücudumuzu bu zarardan korumak da sağlıklı yaşamın ön koşullarından birisi. 

Beden ve ruh sağlığımızı, tıbbi protokollere uygun beslenme düzeni, beslenme okuryazarlığı, sağlıklı yaşam farkındalığı ve bilinci ile doğru kaynaktan alacağımız bilgiler ile koruyabiliriz.