SON DAKİKA

Dezenfermasyonun önüne böyle geçilmez

Türkiye Büyük Millet Meclisi yeni yasama yılının açılışını 1 Ekim'de yapacak. Gündeme alınacak ilk konular arasında dezenformasyon yasasının olacağı konuşuluyor. Uzun süredir konuyla ilgili düzenleme getirileceği söylense de geçen yasama yılında da düzenleme sonuca bağlanamadı.

Halkın her kesimin düşünce özgürlüğünü koruyacak ancak aynı zamanda hakaret ve iftiraya karşı da koruma sağlayacak bir düzenleme yapılmalı ancak bu düzenleme taraflı olmamalı. Maalesef şahit olduğumuz bazı olaylarda kanunlar yanlı bir şekilde uygulandığı için böyle bir düzenlemenin her kesim için faydalı olacağını düşünemiyorum. 

Geçtiğimiz günlerde İstanbul Avcılar’da bir metrobüs kazası yaşandı. Bu kazanın nedenine ve sonucuna odaklanmamız gerekirken çoğumuz bir partinin gençlik kolları üyesinin olay yerinde çektiği haber videosunu konuştu. Çekilen videoda, kaza sonucunda binlerce yaralı ve sayısı belli olmayacak kadar ölü olduğu söyleniyor. Aynı partiye üye çoğu kişi bu olayın büyütülmemesi gerektiğini ve 18 yaşındaki bir kız hakkında bu şekilde linç kampanyası başlatılmasının doğru olmadığını söylese de asıl konunun videoyu çeken kişinin kimliği veya yaşı olmadığı bilerek görmezden geliniyor. Kaza gibi bir olayı kendi yararına kullanmak için aşırı abartılı ifadeler kullanmak ve bu videoyu paylaşmak da dezenfermasyon değil mi? Kaldı ki burada verilen yanlış bilgi akla mantığa sığmayacak ölçüde abartılı. Eğer yasa yürürlükte olsaydı bu konuyla ilgili acaba ne gibi bir yaptırım uygulanacaktı? 

Sosyal medya kullanıcılarını ilgilendiren başka bir konu ise Twitter’da retweet yaparak bir tweeti yeniden paylaşmak. Yargıtay’ın hükmüne göre hakaret içerikli tweetleri retweet etmek de hakaret suçunu oluşturuyor. Bu durumun elbet istisnaları olmalı ancak bu karar gerçekten uygulanırsa caydırıcı olabilir.

Hukuk sistemimizin son yıllarda günden güne daha kötü bir hal olduğunu söylesem abartmış olmam. Bunun temel nedeninin kanunların istenildiği ölçüde, istenilen kişilere karşı kullanılması olduğunu düşünüyorum. Aynı şekilde dezenformasyon yasası gerekli olsa da bu yasa da çıktığı takdirde yine taraflı bir şekilde uygulanabilir. Eğer mevcut kanunlar gibi bir uygulama alanı bulacaksa kimsenin yorulmasına gerek yok. 

Anayasa’nın 10’uncu maddesinde de belirtildiği üzere, "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.”. Tüm kanunların buna göre uygulandığı adil günler görürüz umarım.