SON DAKİKA

Daha fazla doğa katliamına hayır

Doğa koruma alanı doğal çevrenin korunduğu alanlara deniyor, bu alanların korunmasının nedeni ise bilim ve eğitim bakımından önem taşıyan, nadir bulunan, tehlikeye maruz kalan ve kaybolmaya yüz tutmuş ekosistemler, türler ve doğal olayların meydana getirdiği seçkin örnekleri içeren alanlar olması yani eşi benzeri olmaması.

Ülkemiz bu bakımdan çok şanslı bir ülke olmasına ve diğer ülkelerin sahip olmadığı çok fazla eşsiz alana sahip olmasına rağmen topraklarını korumakta yetersiz kalıyor ve sürekli topraklarına zarar verecek nitelikte kararlara imza atılıyor.

Zeytin ağacı kadar önemli bir ağaca uygun bir coğrafyası olan ve ağaçlarını korumak için her şeyi yapması gereken ülkemizde ağaçların bulunduğu alanlarda madencilik yapılmasının önü açıldı ki bilimsel olarak madene açılan bir bölgenin topraklarında tekrar ağaç yetişmesi çok düşük bir ihtimal, yetişse bile ne kadar sağlıklı olacağı da belirsiz. Kaldı ki son dönemlerde yaşananlar yine gösterdi ki ithalata bağımlı bir ülke haline gelmek çok riskli, hele ki çoğu ürünü yetiştirmeye uygun bir coğrafyada yaşanıyorsa bu şansı kullanmamak oldukça mantıksız.

Zeytinliklerle ilgili yaşanan can sıkıcı gelişmelerden sonra Resmi Gazete’de yayınlanan bir karara dayanılarak Patara, Kekova, Ihlara, Kelebekler Vadisi ve Salda Gölü gibi eşsiz ve çok sayıda turistin gelmesini sağlayan alanlarla ilgili ranta yol açacak bir adımın atıldığı iddiaları konuşulmaya başlandı. Resmi Gazete’de yayımlanan kararın her ne kadar doğru bir adım olmadığını ve doğamıza zararları olacağını düşünsem de bu alanlar bu karar kapsamına girmiyor. Özel Koruma Alanı olarak adlandırılan bu alanlarla ilgili bir değişiklik olmadığı Bakanlık tarafından açıklansa da gündemde buna da fazla yer verilmedi veya bu açıklama insanlara inandırıcı gelmedi. İnandırıcı gelmemesi de aslında garipsenemez çünkü sürekli doğamızı katleden nitelikte kararlar alınması insanlarda bir güvensizliğe yol açtı.

Bu kadar güzel bir coğrafyada bulunan ve tarıma elverişli toprakları bulunan bir ülkenin atılan yanlış adımlar sebebiyle geldiği nokta çok üzücü… Çoğu ülkenin sahip olmadığı elverişli şartlara sahip olmamıza rağmen toprağımızın, doğamızın kıymetini bilmiyor, ona zarar veriyor ve doğal güzelliklerimizin yok olmasına sebebiyet verecek adımlar atıyoruz. Doğanın ve tarımın ne kadar önemli olduğunun farkına hala varılmadıysa bir an önce bunun anlaşılıp yıkıcı değil yapıcı adımlar atılması ve bugüne kadar verilen zarar geri alınamasa bile daha fazla zarar verilmesinin önlenmesi şart aksi takdirde eşsiz güzelliklerimiz yok olacak ve gelecek nesillere üzerinde tarım yapılabilecek toprak kalmayacak…