SON DAKİKA

Christie's Müzayede Evi'nde Türk Rüzgarı

Dünyanın en önemli müzayede evlerinden Christie's "İstanbul Calling" başlıklı seçkide, Türkiye'den ve dünyadan önemli sanatçılarımızın bağışladığı 23 eseri satışa sunuyor.

Buradan sağlanacak gelir İKSV’nin 50. Yıl Genç Sanatçı Fonu’nda değerlendirilecek. Eser bağışlayanlar arasında Refik Anadol, Alev Ebuziyya, Taner Ceylan gibi plastik sanatların en önde gelen isimleri bulunuyor.

“İstanbul Calling”in en dikkat çekici işleri arasında Amerikalı ressam Beaford Delaney’in 1960’larda çizdiği yazar James Baldwin ve tiyatro sanatçı Gülriz Sururi’nin daha önce hiç görülmemiş portreleri bulunuyor. Yıllarca Gülriz Sururi’nin evinde asılı olan resimler ilk kez ortaya çıkmış oldu. Bu resimler ve James Baldwin vesilesiyle “Ahmet Vefik Paşa Kütüphanesi” tekrar gündem oldu. Çünkü Amerikalı yazar bir süre Ahmet Vefik Paşa’nın konağında yaşamış ve “Ne Zaman Gitti Tren” romanını burada tamamlaşmıştır.

Kimdir Ahmet Vefik Paşa?

Ahmet Vefik Paşa Osmanlı devlet adamı, diplomat, 16 dil bilen bir çevirmen ve oyun yazarıdır. Hem Eğitim Bakanı hem de Bursa’da vali olarak görev yapmış, iki defada sadrazamlık mertebesine ulaşmış. Ahmet Vefik Paşa’nın Rumelihisarı’nda bir konakta oluşturduğu kütüphane ise “İstanbul’un en zengin kütüphanesi” olarak dillere destan olmuş. Vefatından sonra ise bu kütüphane parça parça satılmış. Bu satış 1891’den 1902’ye kadar sürmüş ve kütüphaneden kalan kitaplarla kütüphane binası Rıza Paşa adında birisi tarafından satın alınmış. Daha sonrada Rıza Paşa Koleksiyonu Maarif Nezareti tarafından satın alınıp Darülfünun’a verilmiş. Kütüphane binası ise 1927 yılında tekrar el değiştirmiş.

James Baldwin’in evi

Yıllar içinde bu evin konuklarından birisi de ünlü yazar James Baldwin olmuş. “Ne Zaman Gitti Tren” romanını tamamlamak için İstanbul’a geri dönen Baldwin’e bu ev bulunmuş. Akşam saatlerine kadar romanıyla uğraşan yazar daha sonra da Robert Kolej öğrencileri, Amerikalı öğretmenler, tiyatrocular, yazarlar oluşan bir grubu ağırlar yazdıklarını onlara okur, büyük partiler yaparlarmış. 

Gülriz Sururi’nin portresi

Baldwin için büyük bir değeri olan Amerikalı ressam (hatta babası olarak kabul ettiği) Beauford Delaney’i İstanbul’a getirir. Delaney’in sağlığı gittikçe bozulmuştur. Baldwin bir anlamda ona göz kulak olmak ister. Rumelihisarı’nda yeşille mavinin birbirinin içinde eridiği ortam Beauford Delaney’e iyi gelir ve iyileşip şövalesinin başına geçer. Modelleri ise yazar James Baldwin ve tiyatrocu Gülriz Suriri’dir.  Bu tablolar yıllar yılı Gülriz Suriri – Engin Cezzar çiftinin evlerinin en kıymetli eserleri oldu.

İşte bu eşi benzeri olmayan tablolar Londra’da Christie’s’te İKSV’nin 50.Yıl Genç Sanatçı Fonu yararına yapılacak olan müzayede ile satılacak. “İstanbul Calling” adlı bu seçki Londra’da fiziki olarak sergileniyor. Serginin tanıtımı da James Baldwin ve Gülriz Sururi’nin bu portreleriyle yapılıyor. 

Nerden nereye... Rumelihisarı’ndan Londreya... Osmanlı dönemindeki bir devlet admından Amerikalı yazara ve ressama, Türkiye’nin en önemli tiyatro sanatçılarından birine. Ruhları şad olsun.