SON DAKİKA

Büyümeyi engelleyen durgun bilimsel verimlilik

Başımıza gelen deprem felaketi sonucunda üniversitelerimiz kapandı. Zaten açık olsa da kimsede ders yapacak psikoloji, güç kalmadı. Bilim ve teknolojinin ilerlemesi, modern toplumun temel itici güçlerinden biridir.

İktisat politikalarının temel amacı ekonomik büyümenin sağlanması ve uzun vadeli sürdürülebilmesidir. Ekonomik büyümenin gerçekleşmesinin temelinde insan faktörünün olması ve insan faktörünün verimliliğinin yükselmesinde etkili olan eğitimin, ekonomik büyüme üzerindeki etkilerinin ele alınması önemlidir. Önemlidir de acaba yeni fikirler artık bir zamanlar olduğu gibi ekonomik büyümeyi hızlandırıyor mu? 

Bilimsel atılımlar birçok ülkede tıp, ulaşım, iletişim ve diğer birçok alanda inanılmaz ilerlemelere yol açmıştır. Bununla birlikte, son yıllarda, görünürdeki durgun bilimsel verimlilik konusunda artan bir endişe var. Bilimsel araştırmalara akıtılan muazzam miktarda kaynak ve finansmana rağmen, yeni keşiflerin ve teknolojik atılımların oranında önemli bir düşüş var gibi görünüyor. Bu durgunluk, toplumun birçok alanında büyüme ve ilerlemeyi engellemektedir. Üniversiteleri kapatırsak büyüme konusunda da yapılacakların ele alınması gerekmektedir.

Bilim adamları aynı zamanda yeni fikirler içeren kombinasyonları denemeye daha az istekli hale gelirse, durgunluk kombinatoryal patlama ile tutarlıdır. Keşif ve bilimsel oyunun, yeni fikirlerin bebekliklerinden atılımlara kadar kademeli olarak geliştirilmesinde sahip olduğu rol, tartışmamızın merkezi bir bölümünü oluşturur. 

Durgun bilimsel verimlilik sorunu, birkaç faktöre kadar izlenebilir. Birincil sorunlardan biri, araştırma sorularının artan karmaşıklığıdır. Bilimsel bilginin sınırlarını keşfetmeye devam ettikçe, genellikle altta yatan sistemlerin daha derin bir şekilde anlaşılmasını gerektiren daha karmaşık ve incelikli sorularla baş başa kalıyoruz. Bu karmaşıklık, araştırma projelerinin tamamlanmasının daha uzun sürdüğü ve başarılı olmak için daha fazla kaynak gerektirdiği anlamına gelir.

Diğer bir konu ise disiplinler arası iş birliğinin olmamasıdır. Bilimsel soruların artan karmaşıklığıyla birlikte, bireysel araştırmacıların veya araştırma gruplarının bunları tek başına yanıtlaması giderek daha zor hale geldi. Karmaşık problemlerin daha kapsamlı bir şekilde anlaşılmasını sağlamak için birden fazla alanın bilgi ve uzmanlığını birleştirmek için disiplinler arası iş birliği gereklidir. Bununla birlikte, birçok kurum ve finansman kuruluşu, iş birliğini engelleyen tek disiplinli araştırmayı tercih etme eğilimindedir.

Ayrıca, bilimsel yayın sistemi de durgun bilimsel verimliliğe katkıda bulunmaktadır. Bilimsel yayınlar için geleneksel hakemli değerlendirme sistemi, yavaş ve verimsiz olmakla eleştirildi ve eleştirmenler genellikle kendilerinden incelemeleri istenen çok sayıda makale karşısında bunaldı. Bu verimsizlik, sayıları artan bilimsel yayınlarla birleşerek, araştırmacıların kendi alanlarındaki en son gelişmeleri takip etmelerini giderek zorlaştırıyor.

Durgun bilimsel verimlilik konusu, insanlığın önümüzdeki on yıllarda karşılaşacağı zorlukları düşündüğümüzde özellikle endişe vericidir. İklim değişikliği, salgın hastalıklar ve diğer karmaşık sorunlar acil bilimsel çözümler gerektirir. Bu zorlukların üstesinden gelmek için, bilimsel keşiflerin ve teknolojik yeniliklerin hızını artırmamız gerekiyor.

Peki, durgun bilimsel verimlilik sorununu çözmek için ne yapılabilir? Bir çözüm, araştırma grupları arasında daha fazla disiplinler arası iş birliğini teşvik etmektir. Finansman kuruluşları, özellikle disiplinler arası projeler için hibeler sağlayarak işbirlikçi araştırmaları teşvik edebilir. Kurumlar ayrıca disiplinler arası iş birliğini teşvik eden programlar oluşturabilir ve araştırmacılara etkili bir şekilde iş birliği yapmaları için gerekli araçları sağlayabilir.

Diğer bir çözüm ise, bilimsel yayın sisteminde reform yapmaktır. Birçok araştırmacı, daha verimli ve etkili hale getirmek için akran değerlendirmesi sisteminin elden geçirilmesi çağrısında bulundu. Bazıları, inceleme sürecini otomatikleştirerek daha hızlı ve daha güvenilir hale getirmek için yapay zeka ve diğer teknolojilerin kullanılmasını önerdi. Diğerleri, açık erişime ve açık bilime odaklanan yeni, daha verimli yayın platformlarının oluşturulması çağrısında bulundu.

Sonuç olarak, durgun bilimsel verimlilik konusu, toplumun birçok alanında büyümeyi ve ilerlemeyi engellemektedir. Bu konuyu ele almak, disiplinler arası iş birliğini teşvik etmek, bilimsel yayın sisteminde reform yapmak ve yeni teknolojilere ve bilimsel araştırma yaklaşımlarına yatırım yapmak dahil olmak üzere çok yönlü bir yaklaşım gerektirir. Bu zorlukların üstesinden gelmek için birlikte çalışarak, bilimsel keşiflerin hızını artırabilir ve bilim ve teknolojide ilerlemeyi destekleyerek bir bütün olarak topluma fayda sağlayabiliriz.

Yani demem o ki, ekonomik büyümemiz için, üniversiteleri daha çok adam gibi çalıştırmalıyız. Onları kısıtlamadan yollarını açmak, ülkemizin de yolunu açacaktır.  Dünyanın en zeki insanları bu vatanda yaşıyor. Ben buna inanıyorum.