SON DAKİKA

Bu kadar mı yetersiziz?

Gün geçmiyor ki denetim sorununu gözler önüne seren bir haber okumayalım, duymayalım.

Farklı farklı alanlarda farklı farklı konularda yaşanmaması gereken çok fazla şey yaşanıyor ancak tek tek incelendiğinde görülüyor ki bu olaylara yol açan tek bir şey var, denetimsizlik…

Denetlenmesi şart olmayan ve aslında bireylerin özgürlük alanına giren konularda gizli şekilde yapılmaya çalışılan kısıtlamalar veya denetimi zaruri olmayan konularla ilgili yapılan denetimler gayet sıkı bir şekilde takip edilirken insanların can güvenliğini etkileyen konuların aynı şekilde takip edilmediğini maalesef sürekli görüyoruz.

Çerkezköy Devlet Hastanesi’nde kendisini doktor olarak tanıtıp ameliyatlara giren Ayşe Özkiraz bu örneklerden biri. Evrakta sahtecilik yapmış olsa da doktorluk gibi insan hayatını direkt ilgilendiren bir meslek dalı için belgelerin doğruluğunun sıkı bir şekilde takip edilmesi gerekmiyor mu? Hastanedeki başka doktorlar şüphelenip soruşturulmaya başlanmasaydı neler olacaktı? Teknolojinin bu kadar geliştiği ve her geçen gün gelişmeye devam ettiği bir düzende sıkı sıkıya kontrollerin sağlanacağı bir denetim mekanizması kurulması gerekiyor ki böyle skandallar yaşanmasın ve insanların yaşamı şansa bırakılmasın.

Başka bir rezalet haber ise Ordu’dan geldi. Ordu’da diploması olmamasına rağmen ruhsatsız bir şekilde klinik açarak çalışan E.E. isimli şahıs hakkında CİMER’den yapılan şikayet üzerine soruşturma başlatıldı. Aynı şahsın bazı yerel televizyon programlarında kendisini yazar ve psikolog olarak tanıttığı da öğrenildi. Bahsedilen şahsın beden bütünlüğünün olmazsa olmazı olan akıl ve ruh sağlığıyla ilgili yetkisiz ve diplomasız bir şekilde televizyon programlarında uzmanmış gibi konuşması ve kim bilir ne kadar süre ile insanlarla görüşmesi nasıl mümkün olabiliyor? Bu şekilde insanlarla görüşen E.E.’nin vermiş olduğu zararlar nasıl tazmin edilecek veya geri dönüşü olabilecek mi?

Bir diğer rezalet ise bir gazete tarafından yayınlanan bir haber… Tarikata bağlı bir vakıf tarafından yıllarca istismar edilen bir çocuğun fotoğraflarını paylaşarak “Tacizcisi ile neden bu kadar samimi?” şeklinde başlık atan bir gazete var ve bu haberi yapanlara hiçbir yaptırım uygulanmıyor. Basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü istenildiğinde çok güzel bir şekilde kullanılarak bazı haberlerin önüne geçilebiliyorken veya haberleri yapanlar cezalandırılabiliyorken bu kadar çirkin bir haberin yayınlanması ve üstelik buna benzer haberlerin de aynı kurum tarafından ısrarla yayınlanmasının önüne geçilmesi bir gereklilik değil de ne? Neye istinaden kurumlar arasında ayrım gözetiliyor?

Manisa’nın Saruhanlı ilçesinde ise ilk eşini 38 yıl önce, ikinci eşini 19 yıl önce öldüren ve Kovid-19 önlemleri kapsamında cezaevinden tahliye edilen Necati Akpınar isimli şahıs imam nikahıyla yaşadığı Mutlu Menekşe’yi öldürdü. Düzenli aralıklarla cinayet işleyen bir katil Kovid-19 önlemleri kapsamında neden dışarı bırakılıyor ve neden düzgün bir şekilde denetlenmiyor? İnsanların can güvenliğiyle ilgili bile bile lades mantığının uygulanması ne kadar doğru?

Elbette hayatımızda yanlış giden her olayla ilgili veya insanların her kötülüğüne yönelik bir denetim yapılamaz ancak yapılması gereken veya yapılabilecek denetimler yapılmadığı, buna yönelik sistemler geliştirilmediği sürece sürekli böyle rezalet haberler duymaya devam edeceğiz. 

Gerçekten nereye kadar?