SON DAKİKA

Bu fiyatları arayacak gibiyiz…

Ekonomik kriz insanların alım gücünün azalttı. Ülke olarak dar bir boğazdan geçiyoruz. Birde bunun üstüne acı bir şekilde deprem felaketi ile sarsıldık hala yaralarımızı sarmaya devam ediyoruz.

İstanbul da yaşayan biri olarak sıra bize ne zaman gelecek korkusu ile yaşamaya devam ediyoruz. Nasıl ki depremde el birliği ile yardıma devam edip siyasi polemiğin içerisine girmeden yapıldı ise aynı şekilde Türkiye’nin bir deprem bölgesi olduğunu kabullenip bunu bir siyasi ideolojiye dönüştürmeden geri dönüşüm başlamalıdır. Şu anki İstanbul konumunda bırakın depremden kaçmayı insanların güvenli bölge olarak belirlenmiş toplanma alanlarını bilen yok. Bırakın siyaseti bir kenara İnsanları kaderine terk etmeyin vakit varken şimdi yapın yapacaksanız. 

Alım gücünden bahsetmişken dikkatleri yeniden hortlayan kuş gribine çekmek istiyorum. Yumurtanın başkenti Afyonkarahisar ile Denizli’de yumurta üretim tesisleri kuş gribi vakasından dolayı karantina altında idi. Kuş gribinden dolayı 20 Ocaktan beri 6,5 milyon kanatlı hayvan telef olmuş. Bugün bir 30’luk yumurta kolisi 90 TL olduğunu düşünürsek marketlerde ellerindeki yumurtalar tükendiğinde bu fiyatları arayacak gibiyiz. Depremde tarımsal alanlar çok etkilendi evleri ile birlikte hayvanlarını da kaybettiler. En çok da yumurta et ve süt ürünleri fiyatlardan etkilenecek gibi duruyor.   

Müslüman israf etmez

Kuraklık kendini göstermeye başladı özellikle İstanbul’da birçok barajlarda su oranları düştü. Beklenilen yağmurlar yağmadı. Alibeyköy barajı yüzde onluk bir doluluk kalmış ve bataklık oluşmaya başlamış. Sadece Alibeyköy ile sınırlı değil diğer barajlarda azalmış durumda bölgesel yağışlar var fakat yeterli değil. Evlerde ve sanayiler su kullanımına dikkat edilmelidir. Bu yaz kuraklıkla karşı karşıya kalabiliriz. Herkes kendinden sorumlu kendi üzerine düşen görevi yerine getirmelidir. En başta israftan kaçınmalıyız zaten Müslüman israf etmez. Evlerde suyu çok dikkatli kullanmalıyız. Bu yaz kuraklık ile birlikte kıtlık kendini göstermeye başlayacak Türkiye toprakları verimli üretmeye başlarsak toprağımızı işlediğimizde kıtlık yaşamayız. Köyden şehirlere değil, şehirden köye göç başlamalı ve aile çiftlikleri yeniden hayata geçirilmesi gerekiyor. Çiftçi teşvik edilmelidir.

En büyük mahkeme kişinin vicdanındaki mahkemedir

Dünya kadınlar günü dediğiniz 8 Mart’ta Amerika’da fabrikada tekstil işçisi olarak karın tokluğuna çalışan kadınları maaşlarına zam istedikleri için fabrika ile birlikte canlı canlı yaktılar. Yüzlerce kadını öldürdükleri günü sonradan kadınlara sus pus etmek için yalandan uydurdukları gün ilan ettiler. 8 Mart dünya kadınlar günü falan değildir dünya kadın cinayetler günüdür.

Eşlerinizi, annenizi, modern kapitalist düzen kadınlara bir gün verirken İslamiyet kadının ayakları altına cenneti sermiştir. Nitekim peygamber efendimiz (sav) veda hutbesinde “kadınlar size ALLAH’IN emanetidir.” Diyerek eşlerine emanet etmiştir. Kadının İslamiyet’teki yeri doğduğunda babasına cennetin kapıları açılır. Evlendiğinde eşlerin dininin yarısını tamamlar Anne olduğunda cennet ayaklarının altına serilir… Şimdi size sorarım ALLAH kadına bu kadar değer vermişken nasıl zulmedersiniz nasıl canına kast edersin nasıl eziyet edersin ALLAH’IN huzuruna çıktığınızda size emanetin hesabı sorulmayacak mı sanıyorsunuz. En büyük mahkeme kişinin vicdanındaki mahkemedir her şeyden kaçmaya çalışırsın ama vicdanındaki muhakemeden kaçamazsın. Evinde mutlu olmak isteyen önce eşini sevdiği kadını mutlu edecek ki çocukları da kendi de huzurlu mutlu olacak.

Bir kadının gözleri; bir erkeğin zulmünden dolayı yaş dökerse; melekler attığı her adımda o erkeğe lanetler yağdırır… Hz. Ali (r.a)