SON DAKİKA

Bu da geçecek

İstiklal de sıradan bir pazar bir anda kabusa dönüşüverdi. Haber kabus gibi çöküverdi yüreklerimize.

Duymaktan kaçındığınız, vermekten hiç haz etmediğimiz o acı haber ile doldu bir anda ekranlar.

İstanbul son yıllarda olağandışı bir turizm patlaması yaşıyor, normal günlerde de hiç bir günde de otellerde yer yok.

Geçenlerde Berlin’den bir PR uzmanı arkadaşım ile beraberdim. Çok zor yer buldum yine otellerde ve oldukça pahalı fiyatlar diye dert yanıyordu.

Bunlar güzel haberler sektör için, ülkemiz için… Ama o güzel haberleri işte böylesine bir anda kara habere çeviren, çevirmek isteyen hainler İstiklal Caddesi’ni bir anda terör saldırısı ile cehenneme çeviriverdi.

Ülkeler ki biliyorsunuz ülkemizin son yıllarda ki birçok alanda ki başarısı tüm gözlerin üzerinize çevrilmesine yetip de artıyor bile.

Saldırı dünya baskınında da geniş yer aldı.

Ve bir kaç ülke hemen ki pek severler bizi Türkiye için seyahatte bulunacak vatandaşlarına yönelik seyahat uyarı mesajlarını, bilgilerini yayınlamaya başladılar.

Dostumuz az ama böyle acılı zamanlarda özellikle fırsatçılıkla karalama kampanyası düzenlemeye çalışan ülkeleri bu süreçte masaya yatırıp yaptırımlarla kararlılığımızı bir an önce uygulamalı ve bildirmeliyiz.

Terör her şeyden önce ekonomik bir tehdittir.

Yıllarca siyasi suçluları ülkesinde barındıran ve bunun bedelini halen farklı konularda ödeyen İsveç, NATO üyeliği için yaptığı başvuruda Türkiye’nin vetosu ile karşılaştığından beri ilişkiliyi düzenlemek için türlü arayışlar içerisinde.

En son İsveç’in yeni Başbakanı Ulf Kristersson 8 Kasım 2022’de Türkiye’ye gelerek Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştü.

Görüşme sonrası yapılan açıklamada İsveç’in Türkiye’ye yapmış olduğu tüm taahhütlere riayet edeceğini açıkladı.

Ardından da tüm bu hassas dengeleri düzenlemek adına 16 Kasım’da Anayasa değişikliği oylamasına gideceklerini duyurdu.

Bu karalılıkla Avrupa’da konuşlanmış terör örgütlerine darbe vurulması ve dik duruşla ülkelerin de destek vermemesi ile çöküşlerini hızlandırılması hedefleniyor.

Yıllarca büyük terör saldırılarına maruz kalmış dünyanın sayılı güçlü ekonomilerine sahip ülkelerde baktığımızda terör sonrası yaşanılan ekonomik çöküş izlerini hala devam ettirebilmekte olduğunu görüyoruz.

2016 Temmuz’unda Nice’de, yine 2016’da Brüksel metrosu ve Brüksel Havalimanına düzenlenen terör saldırısı, 2017’de Londra metrosuna düzenlenen ve çok fazla can kaybı ile sonuçlanan terör saldırıları…

Baktığımızda Avrupa’nın kalbi dediğimiz turizmi, ekonomisi bu saldırılar sonrası bir anda ivme düşürmesi ile terörün verdiği her türlü kaybı enselerinde hissederek yeniden toparlanmaya çevirseler de her an olası saldırı tehdidi dünyanın güçlü ülkelerinde de her zaman hissediliyor.

Dün İstiklal Caddesi’ndeydim. Yine inanılmaz kalabalıktı. Güvenlik tedbirleri fazlasıyla artırılmış her yer Türk bayrakları ile donatılmıştı.

Bizler yüreği yangın milletiz. Acıyı, acımızı her daim yüreğimizde yaşarız.

Esnaf da tedirginlik vardı ve tabii ki umut…

Herkes yerlerindeydi, girişteki simitçi, yaklaşan yılbaşı ile bilet satan biletçilerin tezgahları yine umut dolu insanlarımız ile kalabalıktı. Kestaneciler satışlarını soğuk havaya rağmen yapmaya çalışıyordu.

Tramvay yine kalabalığın içinden süzülerek gidiyordu Tünele…

Ama dikkat çekici bir şey vardı İstiklal de ortalık o kadar kalabalığa rağmen sessizdi evet çok sessizdi.

Katliamın gerçekleştiği alan çiçeklerle çevrilmiş etrafı, yerdeki çiçeklere acı ile bakan insanlarla doluydu.

Terörün istediğini vermemek adına esnafımıza, ekmek parası için sabahtan akşama soğukta bekleyen İstiklal Caddesinin güzel insanlarına destek olmalıyız. Bir avuç kestane alarak kestaneci kardeşimizin yüreğini sıvalamalı, ara sokaklarda hasır taburelerde içeceğimiz bir çay ile geçecek bu günler mesajı vermeli, terör denilen illetin yüzünü güldürmemeliyiz…

Bizler güçlü bir ülkenin her zaman vatan sevdan vatan sevdamız dediğimiz

Atatürk’ün çocuklarıyız.

Ele ele verdiğinizde ki kararlılıkla teröre sebep olabilecek tüm olumsuz etkenleri geri püskürtmek ana hedefimiz olarak bu acıyı da yüreğimize gömerek durmadan hızla ilerlemek evlatlarımızın geleceği, ülkemiz için boyun borcumuz.

Evet, bizim ülkemiz gerçekten çok güzel, bereketli topraklarından umut fideleyen insanların ülkesiyiz.

Ve aldığımız güç ile ilelebet durmadan gururla, başarı ile dalgalandırmalıyız al yıldızlı bayrağımızı…

Hatta İstanbul başta olmak üzere en yüksek yerlere her noktaya o güzelim bayrağımızı gururla daha da çok fazla noktalara konuşlandırmalıyız.

Evet bu hafta İstiklal’deki patlama ile başladı, Endonezya da gerçekleştiren G20 zirvesi ve alınan kararlar ile bitti.

G 20’nin artçı dalgalanmaları önümüzde ki haftalarda da sürecek gözüküyor.

Neler mi? onlar da bir başka yazıda artık.

Yüreklerimizde ki yangını unutturacak güzel haberler alabilmek dileğiyle…